Iyi sayılır tradutor Espanhol
453 parallel translation
Carol, iyi sayılır.
Hola, Carol. Está bien.
Aşağıya inebilenler yeterince iyi sayılır.
Los que consiguieron llegar están más o menos bien.
Ancak cenaze için iyi sayılır.
Excelente para un funeral.
Bir robota kıyasla iyi sayılırım.
Te veo bien para ser un robot.
Bence 40'ına varmış olmak iyi sayılır.
No está nada mal llegar a los 40 años.
Baş ağrıları... Bulanık görüntü artık sol kulağımdan işeyemiyorum. Bunun dışında oldukça iyi sayılırım.
Dolor de cabeza, problemas de visión, no puedo orinar con mi oído izquierdo, pero aparte de eso, no estoy del todo mal.
3 aydan beridir de tekrarlıyorum. Bence oldukça iyi sayılır.
Lo he repasado 3 meses y era bueno además.
Yakıt pompalarında kimse yok. Demek ki, sıradaki denizaltı ortaya çıkana kadar, dururmumuz iyi sayılır.
No hay nadie en los surtidores así que deberíamos estar bien hasta que llegue el próximo submarino.
Yine de çok iyi sayılır.
Todavía eres joven.
- Duruma göre, iyi sayılır.
- Está tan bien como puede esperarse.
Sol elini bir süre kullanamayacak.. Yine de iyi sayılır..
No podrá mover su mano derecha durante un tiempo, pero está bien.
İki hafta için iyi sayılır.
Fueron dos semanas buenas.
Sadece sizin durumunuz iyi sayılır.
Sólo su situación es mejor.
Şu anda toplumun dışladığı birisin yani durumun, bir dilencininkinden biraz daha iyi sayılır.
Y vos, mi Señor, sin tierra sois casi un mendigo.
- İyi sayılır değil mi?
- Sí, muy bien, ¿ verdad?
Para tartışacak kadar iyi arkadaş sayılır mıydınız?
¿ Lo bastante amigos como para tratar de dinero?
İyi sayılırım.
- Estoy bien.
Ayrıca iyi de sayılır.
ÉI no está nada mal.
İyi durumda da sayılır. Rutubet izi yok.
Está en buenas condiciones también, no hay signos de humedad.
İyi sayılır.
Bien, supongo.
İyi iş çıkardıklarını kabul ettin Doktor. Kendilerini idare edebiliyorlar sayılır. Ve sırf önemli bir durum olduğundan bu hakkı ellerinden alamam.
Doctor, admite que hago un buen trabajo, casi se autogobiernan y justo porque es importante, no puedo quitárselo de las manos igual que no puedo pasar por encima de ellos.
İyi sayılırım.
Me va bien.
Ben de iyi bir yalancı sayılırım, değil mi?
Yo también soy una buena mentirosa, ¿ verdad?
Fazla değil ama iyi bir başlangıç sayılır.
Conseguí vender el resto al precio que queríamos.
- Aslında, iyi bir aşçı sayılırım.
- De hecho, soy buen cocinero.
- İyiyim. Gözünüz nasıl? - İyi sayılır.
- Bien. ¿ Qué tal ese ojo?
Hatırı sayılır tüm kibar çılgınlar için iyi bir yer değil.
En una de esas pocilgas locas.
Bir bakıma zeki sayılırım ve senin için neyin iyi neyin kötü oldğunu bilirim. ve sana söylemekten korkmam.
Soy lista, conozco tus virtudes y tus defectos y sé hablar contigo.
- İyi sayılır. Buralarda mısın?
- Como en todas. ¿ Te vas a quedar?
İyi sayılırım, Doktor.
- Sí. Muy bien, doctor.
Kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanım kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... zor günlerimiz de olabilir, aç kalabiliriz, ne fark eder?
"Considérate en casa Considérate uno de la familia " Me has caído tan bien Que nos llevaremos a la perfección " Considérate aceptado Considérate parte del mobiliario
kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın... sana kanımız kaynadı çok iyi anlaşacağımız ortada... başımızın üstünde yerin var evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki artık kendini... artık kendini bizden say!
"Considérate en casa Considérate uno de la familia " Nos has caído tan bien Que nos llevaremos a la perfección " Considérate aceptado Considérate parte del mobiliario
Öyleyse, İyi biri mi sayılır?
- Al parecer, tiene un gran valor.
- Çok iyi. 20 dakikalık süre doldu sayılır.
Ya casi se le ha acabado el tiempo.
Ama iyi biri sayılır, her gün parti verir, bak!
Cada día hace una fiesta, mira.
- Evet. İyi bir baba sayılırım.
Sí, soy un buen padre.
Şayet sana daha iyi bir hediye veremezse, bu bir hakaret sayılır.
Si no puede darle uno mejor, es un insulto.
- İyi sayılır.
- Bien.
Vardık sayılır. - Şimdi daha iyiyim. Çok daha iyi.
- Ya estoy mucho mejor.
İyi sayılır. Ama paramı almak için daha iyisini yapmalısın.
Pero tienes que hacerlo mejor si quieres acercarte a mi dinero.
İyi sayılırım, efendim. Nasılsınız?
Excelente, señor, ¿ y usted?
- İyi sayılır.
- Lo tomó bien.
İyi sayılırım.
No del todo bien.
Bu yükle, iyi gidiyor sayılırız.
Con esta carga, no está nada mal.
Hiç bir şey için iyi bir korsan sayılırım,
Aunque soy un pirata bueno para nada,
Bir Londra sokak kedisine göre kendimi iyi geliştirdim sayılır.
Bueno, he elaborado una relación yo mismo para un gato de callejón de Londres.
Sorun pantalonda. ona yakın sayılır, Ceket çok iyi durdu.
Algo pasa con los pantalones. Hasta el abrigo le queda mejor.
Geldin sayılır. Ağabeylik yapmam iyi geldi mi?
Ya llegas. ¿ Qué te parece mi historia?
- Şimdi iyi mi? - Sayılır.
¿ Todo bien, ahora?
İyi sayılırım... Ziyaretçin olduğunu bilmiyordum.
No sabía que tenías visita.
Lastikler patlamamış, iyi durumda sayılır.
La goma no se desinfló, así que estamos en buenas condiciones.
sayılır 268
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
iyi seyirler 39
iyi sabahlar 116
iyi seneler 19
iyi şanslar dostum 17
iyi soru 41
iyi şanslar evlat 16
iyi seçim 46
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
iyi seyirler 39
iyi sabahlar 116
iyi seneler 19
iyi şanslar dostum 17
iyi soru 41
iyi şanslar evlat 16
iyi seçim 46