Kalbi tradutor Espanhol
7,383 parallel translation
- Nesi var? 'Kalbi.
Bien, ¿ qué le ha pasado?
Ama bu sefer sakince halletmelisin ve o kadının siyah kalbi kendi ritminde atmaya başlamadan önce hemen yapmalısın.
Pero esta vez, tendrás que hacerlo tranquilamente y tendrás que hacerlo pronto antes de que ese corazón negro empiece a latir por sí mismo de nuevo.
Yaz Devrimi, ulusal planlama konseyindeki Amy Pickering'in kalbi ve aklı sayesinde gerçekleşti.
La Revolución del Verano vino todo junto en la mente y en el corazón de Amy Pickering sobre el Consejo Nacional de Planificación ( NPC ).
Kötülük için en büyük potansiyel olan kalbi arayıp buluyor ve onu yiyip bitiriyor.
Busca el corazón con el mayor potencial para la oscuridad y lo devora.
Ursula'nın dediğine göre kalbi en karanlık olan kişiyi yutuyormuş.
Úrsula dijo que devora el corazón con el potencial más oscuro.
Malefiz ne kadar kötü olursa olsun Regina'nın kara kalbi daha da kötü.
Tan mala como es Maléfica, el oscuro corazón de Regina es mucho peor.
Bin kalbi kırmış yüz ve hâlâ yer çekimine karşı koyan göğüs.
La cara, que rompió mil corazones... Y unos pechos que aún desafían la gravedad.
Ben lanet kalbi istiyorum.
No quiero nada temporal. Quiero un maldito corazón.
Şimdi o aptal kalbi alabilmek için nazik olmalıyım.
Ahora tengo que ser amable para conseguir un estúpido corazón,
O andan itibaren, Leyya'nın kalbi Yakub için atmaya başlamıştı.
A partir de ese momento, su corazón le pertenecía.
İşte kalbi.
Ahí está su corazón.
Fakir gibi yaşıyor, çünkü yapay kalbi icat ederek kazandığı parayı zengin koca avcılarına kaptırmak istemiyor.
Está bien, él está fingiendo ser pobre porque le preocupan las cazafortunas que quieren todo el dinero que ganó al inventar el corazón artificial.
Ed aşık oldu, ve şimdi de kalbi kırılacak.
Ed está enamorado y se le va a romper el corazón.
Hastamızın kalbi duruyor.
Nuestro paciente está en paro cardiaco
Kalbi duruyor!
Le está dando un paro.
Olay yerinde dirildi ama yolda kalbi durdu. 1 iğne adrenalin verdik.
Fue resucitado en el lugar pero tuvo un paro en el camino.
Jason gerçekleri öğrenirse, kalbi lekelenecek.
Si Jason sabe la verdad... su corazón se oscurecerá.
Jason gerçekleri öğrenirse... -... kalbi lekelenecek ve ebediyen kaybolup gidecek.
Si Jason sabe la verdad, su corazón se oscurecerá y lo perderemos para siempre.
Bazen kalbi zorlamak çok fazla gelebilir.
A veces el esfuerzo del corazón puede ser demasiado.
Belki Sevgililer Günü için bir sincap kalbi olabilir.
Quizá el corazón de una ardilla para San Valentín.
Ve bunu kanıtlamak için de... Size koca bir kutu taze tavşan kalbi gönderirdim.
Y para probarlo, le enviaré una bolsa llena de corazones de conejo.
Kalbi dakikada 1000 defa atar ve kanatlarını saniyede 60 defa çırpar.
Su corazón late 1000 veces por minuto y sus alas en 60 veces por segundo.
Tabii ki mi... kalbi tarafından böyle inatla yönetilen bir adamı nasıl koruruz?
- ¡ Por supuesto! ¿ Cómo podemos proteger a alguien con un corazón tan obstinado?
Bu adamların kalbi olmaz ki.
Estos tíos no tienen sentimientos.
Bugün, Walden'ın kalbi üç boy küçüldü.
Y en este día, el corazón de Walden se encogió tres tallas.
Sonunda ihtiyacım olan vücuda kavuştum! Kanı akmadan, kalbi atmadan insan savaştığını anlamıyor!
con un cuerpo como este... con sangre corriendo por las venas y mis músculos vibrando!
Beyni biliyor ama kalbi bilmeyebilir.
Su cerebro lo sabe, pero su corazón posiblemente no.
Böyle giderse kalbi patlayacak!
¡ Su corazón va a estallar con estos niveles!
İnsanın hareketleri bir kere yapıldı mı bir daha değiştirilemez. Ama insan kalbi, işte o her zaman değiştirilebilir.
Una acción humana, una vez que es tomada, no puede ser cambiada jamás, pero un corazón humano, siempre puede ser cambiado.
Samanyolu büyük, parlak galaksimizin karanlık bir kalbi var.
la vía láctea, nuestra vasta, incandescentes galaxy, tiene un corazón de las tinieblas.
ADamın kalbi kırıldı.
El hombre lo había logrado.
Hangi insan tutabilirdi ki kendini, sevecek bir kalbi ve o kalpte sevgisini ilan edecek cesareti varsa?
¿ Quién, dotado de un corazón para amar y en ese corazón el coraje necesario para probar cómo se ama?
Suçlarını inkâr ettiklerini duymak çileden çıkaracaktı kalbi çarpan her insan evladını.
y prudente también pues de haber negado estos hombres el hecho, nadie hubiera podido contenerse.
- Kleopatra'nın Yakut Kalbi.
"El corazón púrpura de Cleopatra".
Denmektedir ki kolye ve yakut bir araya gelirse "Kleopatra'nın Kızıl Kalbi" ikisinin öbür dünyada kavuşmalarını sembolize edecek.
Dicen que cuando estén unidos, el "corazón púrpura de Cleopatra" simbolizará su reunión en la otra vida.
Bayanlar ve baylar, şu anda Kleopatra'nın Kızıl Kalbi'ne bakıyorsunuz.
Damas y caballeros, están ustedes ante el verdadero Corazón Púrpura de Cleopatra.
- Aman Tanrım, kalbi mi yoksa?
Cielos, tiene problemas de corazón. - ¿ Qué haces?
Orası bu işin kalbi, eminim.
Es el corazón de esto, estoy seguro.
Gittiğin her yerde birilerinin kalbi kırılıyor.
Bueno, adonde sea que volteas, se rompe un corazón.
Kalbi!
- Su corazón.
Kulübeyi hiç sevmediğimizi söylersem kalbi fena kırılır.
Lo desgarraría saber que la odiamos.
Kalbi atmayı bırakana kadar asla ölmeyecek.
Ella nunca parecerá hasta que su corazón deje de latir.
Kraliçe'nin kalbi.
Es su corazón.
Kalbi sakladın.
Lo guardaste.
Kraliçe'nin kalbi yok edilirse ölümsüzlüğünü kaybederek öleceğinden korktuk.
Temíamos que si se destruía el corazón de la Reina... perderías tu inmortalidad.
Saldırıya uğradığı gece sanırım kalbi yok edecekti.
Creo que iba a destruirlo la noche en que lo atacaron.
Hexen kalbi attığı sürece gerçekten ölemez.
Mientras palpite el corazón de la Hexen... ella no estará realmente muerta.
Kalbi her zaman olması gereken yerdeydi.
Su corazón estaba con quien debía.
Kalbi çok kırılır.
Bueno, es raro.
Onun büyük bir kalbi vardı.
Tenía un gran corazón.
- Kalbi durdu.
Está entrando en parada.
kalbim 98
kalbin 16
kalbimi kırdın 25
kalbi durdu 48
kalbimi kırıyorsun 46
kalbim kırıldı 16
kalbim çarpıyor 19
kalbin 16
kalbimi kırdın 25
kalbi durdu 48
kalbimi kırıyorsun 46
kalbim kırıldı 16
kalbim çarpıyor 19