Kalbin tradutor Espanhol
3,440 parallel translation
Kutsal İsa, hassas kalbin bizim kurtuluşumuz olacak.
Jesús que estás en los cielos, tu tienes el corazón vulnerable y eso es nuestra salvación.
Earl, yavaşla. Kalbin. Geç kaldığım için üzgünüm, bayanlar.
Earl, despacio, tu corazón.
Earl, yavaşla. Kalbin.
Earl, despacio, tu corazón.
Senin kalbin doğru yerde.
Eres un buen chico.
Hayır, kalbin kırılmıştı.
No, el corazón roto.
Öleceğini bildiğin anda bile kalbin küt küt atarken, bilmiyormuş gibi davran, tamam mı?
Aunque sepas lo que va a pasar, cuando veas latir tu propio corazón, trata de parecer sorprendido.
İlgim hoş karşılanmayacaksa kalbin başka birine aitse nezaketine güvenerek, şimdi söylemeni istiyorum.
Si mis atenciones fueran inoportunas, si su afecto ya está comprometido. Le pediría, con amabilidad, que me dijera ahora.
Kalbin Grace gibi çocuklara acısın.
No, entristecete por niños como Grace.
Kalbin oradaki çizgiyi görüyor musunuz?
Ves esta línea, ¿ Justo aquí por el corazón?
Kalbin bu kara kavat kadar kara!
¡ Tu corazón le pertenece a este negro hijo de puta!
Ama kalbin istediği şeyi görmezden gelmek hiç kolay değildir. Eldeki tüm deliller ; çalıntı para bir silah ve yeterince ölmüş bir ceset onun başka bir Femme Fatale tarafından büyü altına alındığı varsayımını doğurabilir.
Oh, pero no es facil ignorar los deseos del corazon dada toda la evidencia- - dinero robado, una pistola, y al menos un cuerpo bien muerto, se puede asumir que esta bajo el hechizo de otra femme fatale.
Tüm bunların ışığında kalbin oradaki sıvının boşaltılması en iyi işlem- -
Todos indicaban que era Obviamente es una periocardiocentesis
# Harika bir kalbin var #
* Tienes un increíble y gran corazón *
Ah, senin kovan sert, fakat kalbin yumuşak.
Bucket eres duro, pero tu corazón es blando.
Ama kalbin, eğer izin verirsen içgüdüsel olarak kendi yolunu bulacaktır.
Pero tu corazón, si se lo permites, encontrará su propio camino intuitivo.
Kalbin kırıldığı için üzgünüm, ama aşk kapını yine çaldığında kapıyı açmaktan korkma, tamam mı?
Siento que te hayan partido el corazón, pero la próxima vez que el amor llame a tu puerta, no tengas miedo a abrirle la puerta, ¿ Vale?
Bu fotoğrafı gördüğün anda kalbin daha sık atmaya başladı... 130'a ulaştığını tahmin ediyorum.
En el momento en que apareció esta foto, su ritmo cardíaco se disparó... calcularía que a 130.
Kalbin fırladığı otel ile adamın atladığı yer arasında bir bağlantı var mı?
O sea, ¿ hay alguna conexión entre "Heartbreak Hotel" y " Free Falling'"?
Elmas. Kalbin atıyor...
"Diamante, que hace latir con fuerza tu corazón".
Kalbin kırık.
Rompieron tu corazón.
Sen Mike'dan farklısın. Duygularını saklamaya çalışıyorsun ama senin bir kalbin var.
Eres diferente de Mike. pero tienes corazón.
Umarım senin kalbin de benimki gibi, ona karşı gelemeyecek.
Y espero que tu corazón, como el mío, tampoco pueda rechazarle a él.
- Seni Florida'ya gitmek için terk ettiğinden kalbin çok mu kırılmıştı?
Lo estaba haciendo. ¿ Te molestaste porque te dejaba para irse a Florida?
Onu kontrol edemediğini biliyorum. Çok iyi bir kalbin olduğunu da.
Lo sé, y sé que no puedes controlarlo y que- - y que tienes un buen corazón.
Kızakla kaymak için hemen dışarıya çıkarsın sonra bulabildiğin en dik yokuşa çıkar kalbin güm güm atmaya başlar, sümüklerin bile donduğu halde terden sırılsıklam olmuşsundur sonra bir bakmışsın Montague Sokağı'ndan aşağı doğru kayıyorsun aynı anda hem gülüyor hem de ağlıyor ve bunun hiç bitmemesini istiyorsun.
Corres afuera para pasear en trineo y vas a la cima de la colina más alta que puedas encontrar, y, ya sabes, tu corazón late muy rápido y te pones a transpirar, que incluso tus mocos se congelan, y... la próxima cosa que sabes es que, y vas como un rayo por la calle Montague, riendo y llorando al mismo tiempo, y no quieres que termine nunca.
Kalbin için.
Para tu corazón.
- Kalbin mi?
¡ ¿ Tus sentimientos? !
Ama senin kalbin...
Pero tu corazón...
Kalbin yalnızca ona ait.
Tu corazón... le pertenece solo a ella.
Sen değil kalbin dans edecek.
Tu corazón bailará por ti.
Belki de kalbin doğru yerdedir ama değerli şeyler için bu adaya baskın yapan Fransız'dan bir farkın yoktur.
Y tal vez sus intenciones son buenas, pero al final, usted no es mejor que los franceses cuando tomaron esta isla y se la apropiaron por lo que valga.
Lütfen kalbin yola çıktığını söyle.
Por favor dime que el corazón está en camino.
Kalbin nereye gideceğine biz değil bir denklem karar veriyor.
Una ecuación decide dónde va el corazón, - no nosotros. - Lo sé.
İyi bir kalbin var, bunun için kendini suçlama.
Tienes buen corazón, no te culpes por ello.
Vajinan sıkılırsa, kalbin de sıkılır.
Si tu vagina se aburre tu corazón también.
Ama kalbin o müziği gerçek sanırsa aynı şimdiki gibi bu kalbin için çekilmez olur.
Pero cuando vas en serio... sientes fuego en el corazón, como si lo supieras todo. Eso te hace enloquecer.
Senin kalbin bana ait, benimki de sana.
Su corazón en mi corazón y mi corazón es su corazón.
Bana kin tutmamana karşın kalbin böyle söylüyordu, konuşacak olsaydım kolay hedef olurdum.
no tendrías otra alternativa si hablo.
Şu an bile kalbin büyük bir ihtimal Oh Mok Dan için atıyordur.
Ahora mismo, es probable que tu corazón esté lleno con Oh Mok Dan.
Hayaletsin sen, neden kalbin atmaya başlasın?
¿ Cómo un fantasma puede tener un corazón que palpite?
Hatta bunun için kalbin...
Aun si, en tu corazón...
Kalbin var.
Tú tienes corazón.
Bu kırık bir kalbin yüzü.
Esta es la cara de un corazón roto.
Bu iş görür. Bu saatle iyi bir kalbin olacak.
Ese es más sólido, tendrás un buen corazón con este reloj.
Heyecanını kontrol altında tut sonuncusu ve en önemlisi ne yaparsan yap asla aşık olma eğer olursan ve kalbin dönmeye başlarsa kalbindeki yelkovan derini parçalar
# Y sobretodo nunca olvides, pase lo que pase... # # que nunca tienes que enamorarte. # # Sino para siempre, al reloj de tu corazón... # # la aguja grande de las horas, atravesará tu piel... # # el reloj explotará y tus huesos sufrirán implosión. #
kemiklerin içine göçer çarkların ve yayların fırlar ve guguk kuşu kalbin yavaşlayarak durur.
# La mecánica del corazón... # # estará rota de nuevo. #
Etrafı kolaçan etmeye başlamadan önce, keşke kalbin daha güçlü olsaydı.
Hubiera querido que tu corazón esté más fuerte antes de dejarte ir afuera.
Kalbin fiziksel ve duygusal olarak aşkın kışkırtmasına dayanamaz.
No puedes aguantar la carga emocional y física del amor. Lo sé.
Öksürdüğünde kalbin ağrıyor mu?
¿ Te duelen los engranajes al toser?
Laneti kalbin yokken kirdin ve kalbin yokken bile beni sevdigini biliyorum.
El amor verdadero rompió el hechizo...
Kalbin doğru yerdeymiş gibi hissettiğini biliyorum ama...
Sé que tu corazón está en el lugar correcto, pero...
kalbim 98
kalbi 31
kalbimi kırdın 25
kalbimi kırıyorsun 46
kalbi durdu 48
kalbim kırıldı 16
kalbim çarpıyor 19
kalbi 31
kalbimi kırdın 25
kalbimi kırıyorsun 46
kalbi durdu 48
kalbim kırıldı 16
kalbim çarpıyor 19