Kapı açılır tradutor Espanhol
285 parallel translation
kapı açılır açılmaz dışarı fırladı ve ben onu tam bu noktada enseledim, dediğim gibi.
De repente se abrió la puerta. Salió corriendo. Allí le cogí, como dije.
Aniden bir kapı açılır. Kaçış yolu.
De pronto, una puerta de salida se abre.
Kapı açılır açılmaz bu kadının kafasına kurşunu sıkarım.
En cuanto abra esa puerta le dispararé a ella.
Bilirsin, "Evet, bayan. Hayır, bayan." Önlerinden kapı açılır, Sandalye verilir..
Sí Señora, No Señora, abrirles las puertas, dejarles mi asiento.
Belki de kapı açılır ve içeri o girer.
Puede que esa puerta se abra y aparezca ella.
Biri seni vurur. Kapı açılır...
Alguien le disparará y, cuando se abra la puerta...
O kapı açılır açılmaz içeri yığılır ve gideriz.
En cuanto se abra la puerta, subiremos y saldremos.
O hafif uyku üstünüze çöktüğünde... önünüzde iki kapı açılır.
Mientras tu estás bajo el sueño, un sueño ligero viene hacia ti y trae dos cavidades donde puedes entrar.
Aniden arkasındaki kapı açılır ve tanıdık bir aktörün sesi duyulur :
De repente, oye abrirse la puerta a sus espaldas... y reconoce la voz de un actor que dice,
- Tokmağı vurursan kapı açılır.
- Llama y la puerta se abrirá.
Bir kolu çekersin ve gizli bir kapı açılır!
¡ JaIas una palanca y se abre una puerta secreta!
İç kapı açılır. Kontrol operatörü camdan bakar.
La puerta interior se abre y el operador verifica a través del cristal.
Teatral metinlerde her zaman dedikleri gibi ; "Bir kapı kapandığı zaman, başka bir kapı açılır."
en el mundo del teatro, siempre dicen, Cada salida es una entrada a otro lugar.
Araba yavaşlar, kapı açılır, ve ağaç dışarı.
El auto reduce la velocidad, se abre la puerta y el arbolito sale rodando.
1-4-3-2'yi tuşlarsan kapı açılır ve içeri girebilirsin.
Pero marca 1432 en el tablero de la alarma de seguridad y entra. Estaré esperándote.
Kapılar açılır, kapanır ve kimse sebebini bilmez.
- Las puertas se abren y se cierran sin saber porqué.
Görüyorsun ya, tek yapman gereken sütunlar arasından geçmek. Işık kırılır ve kapılar açılmaya başlar. Kapatayım mı?
Ya lo veis, hay que pasar entre estos dos postes cruzar el rayo, y las puertas se abren. ¿ Las cierro?
Arkanızdaki kapı kiliseye açılır.
La puerta que se ve allí lo deja en la iglesia.
Bu şekilde açarsan... bir uçak gibi uçar... 50 cente geleceğin kapıları senin için açılır.
¡ Miren, vean que poco pesa este paraguas! ... ¡ es alto, robusto, y vuela como un avión!
Kapı nasıl açılır bilmiyor musun?
¿ No sabe abrirla?
- Bu kapı verandaya açılır.
- Allí hay otra salida.
O kapılar yalnızca üç kez açılır içeri girdiğin zaman, cezanı çekip bitirdiğin zaman ya da öldüğün zaman!
Estas puertas sólo se abren tres veces. Cuando se entra, cuando se cumple la condena o cuando mueres.
Biz de odadaki havayı boşaltırız, kapı açılır ve giysi böylece dışarı sürüklenir.
Abrimos la puerta y todo se cae por el peso del tanque.
"Biliyorum, insanoğlunun çıkış yapması için Azrail'in on binlerce farklı kapısı olduğunu Açılır kapanırlar acayip geometrik menteşelerle, Açabilirsiniz onları her iki yöne de"
La muerte tiene diez mil puertas para que salgan los hombres... y se mueve de tal forma que se puede salir en los dos sentidos.
Eğer güzel şeyler düşünürsen bütün kapılar açılır.
Si piensas en cosas agradables se te abren todas las puertas.
Arka kapı ses çıkarmadan açılır mı?
¿ La puerta de atrás puede abrirse sin hacer mucho ruido?
Ucunda bakır kaplamalı kapı olan kısa bir koridor küçük ama aydınlık ve temiz bir yatak odasına açılıyor.
Un pequeño pasillo conduce a esa puerta revestida de cobre, tras la cual hallarás un pequeño pero limpio y luminoso dormitorio.
Zindanın kapıları açılır ve prensimiz özgür kalır.
Y ahora las puertas del calabozo se abren... y nuestro príncipe queda libre para irse.
Jeneratör çalıştığında ışıklar yanacağına kapılar açılır.
Al funcionar el motor, en lugar de encenderse las luces se abren las puertas.
Elektrik kesilirse kapılar açılır.
Si un cable falla justificadamente, las puertas se abren.
Bu kapı okyanusun dibine açılır efendim.
Al fondo del mar, señor.
Bir böcek, bitkinin nektarının cazibesine kapılır, ve kıllar, tuzağın hareket mekanizmasını tetikler. Bu bitkilerin avlarını nasıl sindirdiği henüz açıklanabilmiş değil.
Una mosca es arrastrada al dulce néctar, sus alas golpean el pistilo cerrando la trampa, no se sabe todavía cómo digieren sus presas.
İkisini de kapı dışarı ettim, açılır köprüyü indirdim ve boşanma işlemlerini başlattım.
Los eché, subí el puente levadizo, y comencé los trámites de divorcio.
Kapılar açılır açılmaz giriyoruz.
Entraremos apenas se abran las puertas.
Giriş kapıları açılır ve binlerce robot kâbus gibi bir fabrikaya aceleyle 10 saatline doluşur üzerlerine tonlarca çelik kokusu siner ve yağdan yapış yapış olmuşken...
- desde donde se lanzan... bajo el sol naciente para las diez horas siguientes. Miles de autómatas en la visión de pesadilla de una fábrica gris... Y que apesta con todas sus toneladas de acero recalentado...
.. belki o zaman cennetin kapıları size de açılır. Haydi! Haydi!
Arrepentios y las puertas del paraíso se abrirán.
Çıkarırım, kapı açılır memur bey. Bir Granade alırım mandalı çekerim.
Cogí una granada y de un bocado le quité la anilla.
Ama ben açıkça ve özgürce yaşadığım için sanırım dehşete kapılıyorlar.
Pero cuando vivo abierta y libremente... Creo que empiezan a aterrorizarse.
Gece çöktüğünde, Bana mutluluk verirdi. Mihrabın kapıları açılır,
Y al Ilegar la noche me fue regalada la piedad, se abrió la puerta del altar y brilló, brilló en la oscuridad la desnudez en su lento declinar.
- Yok. Ama tehlikeyi göze alıyorsanız, gün ağarınca kapılar açılır.
No, pero si quiere correr el riesgo... puede entrar al amanecer, cuando se levanta el toque de queda.
Kilitteki bütün kombinasyonları dakikada 1500 kez tarar... doğru olanı bulduğunda, çat! Kapılar açılır, alarm kapanır.
Prueba 1500 combinaciones por minuto y... cuando da con la correcta, se abren puertas, se apagan alarmas.
Tahliye kapısı açılıyor ve halatı çekmenle ana paraşüt açılacaktır. Herşey birbirine bağlı..
Se abre la rampa, que saca la brida, y luego se abre la cubierta principal.
tokmağı döndürürsen, kapı o zaman açılır.
Gira el pomo, y abres la puerta...
Ama fırlatma başladığında kapılar otomatik olarak açılır.
Pero las compuertas se abrirán para el lanzamiento.
Kapı algılayıcısı açılıp kapanmak için... sadece insanımsı formları tanır.
El sensor sólo reconoce formas humanoides para la entrada y la salida.
İçeri girip kapıyı kapatırsınız, ışık açılır.
Uno entra y se enciende la luz.
Kapılar içeriye doğru açılır.
¡ Calma! Las puertas se abren hacia el interior. Se lo ruego, retrocedan.
Yani tam da odanın kapısı açılır açılmaz...
Quiero decir que, justo en el momento en que se abrió la cámara funeraria.
Ne yazık ki güç alanları kapıdan geçtiğim an yeniden açılır.
Durante 12 horas. Después morirían asfixiados por la falta de oxígeno.
O kapı zor açılır. Diğer taraftan.
No, la forzaron, da la vuelta.
Yangın kapıları sadece içeriden açılır.
Las puertas se abren por dentro.
kapı çalıyor 27
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı sıkışmış 16
kapı açıktı 87
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı sıkışmış 16
kapı açıktı 87