Kapı açık tradutor Espanhol
4,220 parallel translation
Kapı açık.
Esta abierto.
Kapı açık!
¡ Está abierto!
Kapı açık.
La puerta está abierta.
Girin kapı açık!
¡ Adelante, está abierto!
Arka kapı açık. Tırmanmaya devam edin.
La salida de atrás está libre.
Kapı açık olmalıydı, kimse bulmadı mı onu?
La compuerta estaría abierta, ¿ nadie la encontró?
Buraya geldiğinde kapı açık mıydı?
¿ La puerta estaba abierta cuando llegaste?
Lütfen kapıyı açık bırakın.
Por favor.Deje asi abierto.
Kapıyı aç, aşağılık herif.
Abre la puerta, mierda.
Dinleyin arkadaşlar olurda kokpit kapısı açılırsa ortalık fena karışacak.
Escuchen, si esa cabina se abre, se desatará un infierno.
Tilikum havuzdaydı ve o da kapıya doğru yürüyordu. Dalış kıyafetinin fermuarı açıktı ve beline dolamıştı.
Tilikum estaba en una piscina y ella caminaba sobre un portal con el traje de neopreno abierto y atado a la cintura.
Kızlar, açın kapıyı!
¡ Chicas, abrid la puerta!
Kızlar kapıyı açın!
¡ Chicas, abrid la puerta!
Çöpü dışarıya çıkarıyordum da kapıyı açık unuttuğunuzu gördüm.
Estaba sacando la basura y la dejaste abierta.
Vedalar her zaman zor olmuştur, son vermek daha da bir zor. Fakat, kararını değiştirecek olursan, kapım sana her zaman açık.
El encontrar consuelo incluso más pero si cambias de opinión mi puerta siempre está abierta para ti.
Ama olursa... kapım her zaman açık.
Pero si lo necesitaras, mi puerta está siempre abierta.
Son ültimatomunda ona çok fazla açık kapı bıraktığını zannetmiyorum.
No creo que le hayas dejado muchas opciones en tu más reciente ultimátum.
Kapıyı açık tut.
Ve a abrir la puerta.
"Ve hak yolunda mazlum olanlardır kutsananlar..." "... bunlar ki Cennet'in Kapıları onlara açık olacaktır. "
Y benditos sean los que son perseguidos por la búsqueda de justicia, para ellos es el reino de los Cielos "
Ne zaman dönmek istersen kapımız her zaman açık sana.
En cualquier momento que quieras volver, la puerta siempre está abierta.
Arka kapıların açık olduğu görünüyor.
Parece que las puertas de atrás estaban abiertas.
- Kapınız açık dursun.
Tienes que dejar tu puerta abierta.
Bu parti artık kapıları herkese açık bir gece kulübü olamaz.
Este partido no puede ser un club donde todas las puertas están abiertas.
Kapıyı kim açık bıraktı?
¿ Quién ha dejado abierta la puerta?
O kılavuzu oku, kapıyı aç, beni çıkar!
Lee ese manual, desatranca la puerta, ¡ espabila!
Üçlüye en yaklaştığımız an köpek pozisyonundayken yatak odasının kapısını açık bıraktığım andı.
Lo más cerca que estuvimos de un trío fue una vez que estábamos sentados, y dejé la puerta abierta.
Aç şu lanet kapıyı, seni kaçık herif!
¡ Abre la maldita puerta, pequeño monstruo!
Peki neden teras kapısını açık bırakmıyoruz, Woodhouse?
Y ¿ por qué no dejamos la puerta de la terraza abierta, Woodhouse?
Görüldüğü üzere kapımız her zaman açık.
Parece que nuestra puerta siempre está abierta.
- Kapı niye açık?
- ¿ Por qué está esto abierto?
Kapıyı açık- -
Se han dejado el- -
Kapın benim için hep açık.
Tu puerta siempre está abierta.
- Şu kapı her girişte ve çıkışta açılıp kapanıyor mu?
Esa puerta, ¿ se abre y cierra... -... cada vez que alguien llega y se va?
Peki, kapıyı benim için açık tutmaya ne dersin o zaman?
Bueno, ¿ qué te parece si sostienes la puerta abierta para mí?
Kilisenin kapıları artık sana açık değil.
Entenderás que la iglesia está cerrrada para ti a partir de ahora.
Koç, fikrini değiştirirsen benim kapım hep açık.
Coach... si usted cambia de opinión... mi puerta está siempre abierta.
Kapım sonuna kadar açık aynasız!
¡ La puerta está abierta, policía!
Kapımız sana her zaman açık.
Eres bienvenido a quedarte con nosotros.
Bav Rosen bir dizi önemli davayı kaybettiği için savcı yardımcılığından atıldıktan ve adalet bakanlığı tarafından dışlandıktan sonra iş bulma umuduyla K Caddesi'nde ve Hill'de çalmadık kapı bırakmamış. Kapıların hiçbiri açılmayınca da kendi firmasını kurmaya çalışmış.
Después de perder su trabajo como fiscal y estando votado en contra por el departamento de justicia por una serie de fallos en personajes importantes, el Sr. Rosen tocó en todas las puertas de la calle K y "The Hill" buscando trabajo.
Ahırın kapısını açıp kıçıma bir şaplak çaktın mı... Yani ahırın kapısını açmak derken aslında...
Abres la puerta del establo, me das una nalgada...
Tamam, biliyorsun, kapıyı ağzına kadar açık bırakmana gerek yok.
Nada. Muy bien, ya lo sabes, que no debes dejar la puerta completamente abierta.
Phyllis kapıyı açık bıraktı ve delinin teki gelip, Angela'yı kapıp kaçtı mı?
Phyllis dejó la puerta abierta y algun loco entró, la agarró y se la llevó.
Kapımın her zaman açık olduğunu bilmenizi isterim.
Así que, quiero que sepas que mi puerta siempre estará abierta.
Kapınız sonuna kadar açık, biliyorsun değil mi?
¿ Sabes que tu puerta está abierta de par en par?
Devam et istiyorsan açık bir kapı bırak.
Así que, adelante, deja la puerta abierta si quieres.
Kapıyı açık bırakacağız, tatlım.
Dejaremos la puerta abierta, cariño.
Kızlar kapıyı açık bırakmışsınız.
Las chicas dejaron la puerta abierta.
Kapımız her zaman açık.
Nuestra puerta estará siempre abierta.
- Şahane. Biliyorsunuz, hepinize kapım açık.
Bueno, ya sabes, Todos son bienvenidos, por supuesto.
Vagonun kapısını açık görüp içeriye bakmış.
Vio la puerta del vagón abierta y echó un vistazo.
Kapıyı niye açık bıraktı?
¿ Por qué dejó la puerta abierta?
kapı açıktı 87
açık 170
açıkçası 485
açıkcası 21
acıktım 221
açıkla 136
açıkça 70
açıklama 21
açıktı 18
acıklı 17
açık 170
açıkçası 485
açıkcası 21
acıktım 221
açıkla 136
açıkça 70
açıklama 21
açıktı 18
acıklı 17
açıklayayım 67
acıktın mı 52
açıklayabilirim 134
açıkça söyle 26
açıklayacağım 42
açıkça görülüyor ki 17
açıklamama izin ver 69
açıklayamam 59
açık konuş 32
açıklayın 43
acıktın mı 52
açıklayabilirim 134
açıkça söyle 26
açıklayacağım 42
açıkça görülüyor ki 17
açıklamama izin ver 69
açıklayamam 59
açık konuş 32
açıklayın 43