Kapı çalıyor tradutor Espanhol
507 parallel translation
Tam salon cilalandığı zaman kapı çalıyor.
¡ Tocan a la puerta y los pisos están mojados!
- Kapı çalıyor.
- Suena el timbre.
- Yine kapı çalıyor.
- Ha vuelto a sonar el timbre.
Kapı çalıyor hayatım.
Llaman a la puerta, querido.
Hey, kapı çalıyor.
Están tocando el timbre.
Kapı çalıyor.
Llaman a la puerta.
Kapı çalıyor. Bak çabuk.
¡ La puerta!
Hayatım, biraz bekle, galiba kapı çalıyor.
Espera. Alguien toca la puerta.
Kapı çalıyor.
Tocan el timbre.
Kapı çalıyor.
¿ Quién llama a la puerta?
Yine kapı çalıyor.
La campanilla estan tocando de nuevo.
Kapı çalıyor.
Han llamado.
Kapı çalıyor. Biri geç kalmış.
Alguien llega tarde.
Kapı çalıyor hayatım.
Llaman a la puerta, cariño.
- Kapıyı açın! Açın kapıyı! biri kapıyı mı çalıyor?
- ¿ Qué es ese ruido?
Bir misafir dedim kapımı çalıyor.
"Es - dije musitando - un visitante... " tocando quedo a la puerta de mi cuarto.
Biri yanlış kapıyı çalıyor diyebilirim ya da hayatımın büyük romansı.
Puede decirse que es alguien que se equivocó de puerta. O el gran romance de mi vida.
- Kapı çalıyor. Bu, bana.
La puerta.
Bu düğme alarmı çalıp kapıların açılmasını sağlıyor.
Este botón da la alarma y abre las puertas.
Kapımın eşiğinde Nulty adlı bir bohça duruyor ve polis olduğunu çaktırmamaya çalışıyor.
En mi puerta hay un paquete llamado Nulty... que trata de ocultar su calidad de policía.
- Biri kapıyı çalıyor. - Mutfak kapısını.
- Llaman a la puerta.
Ne pencereler açılıyor, ne kapılar kapanıyor, ve ne de musluklar çalışıyor.
Y las ventanas no abren, la puerta no cierra y la plomería no funciona.
- Biri kapıyı çalıyor.
- Llaman. - Entonces abre.
- Will, birisi kapıyı çalıyor.
- Will, hay gente en la puerta.
Herkes benim kapımı çalıyor.
Todos tocan a mi puerta.
Kapı zili çalıyor.
Es el timbre.
Kapı çalınıyor.
Llaman, llaman a la puerta.
Birisi kapıyı çalıyor. Ne iş yapar?
Llaman a la puerta.
Kapıyı kim çalıyor?
Cortan la electricidad. ¿ Quién está golpeando?
Biri kapıyı çalıyor.
- Están llamando a la puerta.
Ama yine de, onlar sahneyi kurmuşlar çünkü Mösyö de Sade, oyununda, Jean Paul Marat'nın nasıl öldüğünü ve küvetinde geçirdiği, Charlotte Corday kapısını çalmadan önceki, zamanı anlatmaya çalışıyor.
Muy al contrario, ellos forman parte de la escena, pues en su obra, Monsieur de Sade ha intentado mostrar cómo murió Jean-Paul Marat y cómo esperó en su baño antes que Charlotte Corday llegara llamando a su puerta.
- Kapı çalıyor!
- Han llamado.
# Bu gece, rüzgar kapımı çalıyor # # Bahsediyor artık olmayan bir aşktan #
Esta noche... el viento llama a la puerta... y me habla de los viejos amores.
Onların her biri kapı ve pencereleri açmaya çalışıyor.
Esos van a aparecer por cada puerta y cada ventana.
Birisi kapıyı çalıyor.
Alguien llama.
Lanet olası baş belası hâlâ kapıyı çalıyor.
Ese hijo de puta todavía esta en la puerta?
Kapımın önünde çöp olsa birisi beni zıvanadan çıkarmaya çalışıyor diye düşünürüm.
O si hay basura en mi puerta, pienso que quieren enloquecerme.
Birisi kapıyı çalıyor.
Están tocando la puerta desde hace rato.
Tüm kapılar elektrikle çalışıyor.
Todas esas puertas están alimentadas eléctricamente.
Bu kadar karlı ve rüzgarlı havada, kim kapımı çalıyor?
Con tanta nieve y viento, ¿ quién llama a ese convento? ¡ Loco!
Birisi kapıyı çalıyor.
- Llaman a la puerta.
- Ne? Sanırım birisi kapıyı çalıyor.
- Creo que llaman a la puerta.
Emin değilim ama bana öyle geliyor ki şu anda birisi kapıyı çalıyor.
No estoy 100 % seguro, pero tengo la sensación... de que en este preciso momento están llamando a la puerta.
Kapıyı çaldım, çalışan kimseyi duymadım, anlıyor musunuz?
Llamé a la puerta, pero no oí a nadie trabajando.
Koridorlarda yangın kapıları yok, ve su püskürtücüler çalışmıyor.
Pasillos sin escape y extintores que no van.
Yani, o içeri giriyor bu eski kamerayı satın alarak bir kaç dolar tasarruf etmeğe çalışıyor, doğru mu? Bu arada, ön kapıda onu bir ticari taksi bekliyordu.
Dice que quiere un modelo antiguo para ahorrar y tiene un taxi esperándolo en la puerta.
Harika. Hayatımız değişti resmen. Eskiden 100 metre arkaya koşup geri geliyorduk... ama şimdi kapıyı açıyoruz ve... genelde çalıştığı gibi çalışmıyor.
Nos ha cambiado la vida, ya no tenemos que andar cien metros y volver, sólo hay que abrirla y...
Kapılardan, kilitlerden, etrafta dolaşan insanlardan ödüm patlıyor. Ağaçların altında, çalılarda birileri olacak diye.
Me dan mucho miedo las puertas, cerrojos, la gente dando vueltas por atrás, bajo los árboles, en los arbustos.
Birisi kapıyı çalıyor Edie.
Hay alguien llamando a la puerta, Edie.
Winthrop Ulusal Bankasında çalışıyor ve sizi temin ederim ki Binbaşı kapıcı değildir!
Trabaja en el Winthrop First National Bank, Y le aseguro, Mayor, que no es el portero.
Elinde, kapısının önünde korkmuş bir kadın var. BYSK için çalışıyor. Bazı belgelerin imha edildiğini söyledi.
Una mujer asustada que trabaja en el Comité... dice que se destruyeron documentos.
çalıyor 59
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı sıkışmış 16
kapı açıktı 87
kapı açık 188
kapı açıldı 20
kapı çaldı 17
kapı orada 19
kapı açılır 17
kapı zili 19
kapı kilitli 66
kapı sıkışmış 16
kapı açıktı 87