Küs tradutor Espanhol
332 parallel translation
Dinle, bir tanem. Bana küs, benimle eğlen, benden nefret et... ama bu hasretlik yetti artık.
Ahora, mi pequeña, repréndeme, ridiculízame, ódiame... pero no me alejes de ti.
- Şansına küs.
- Mala suerte, futbolista.
- Şansına küs.
- Qué mala suerte.
Şansına küs, ıskalamışsın.
Mala suerte que no le dio.
Şansına küs Pfiffer.
Mala suerte.
Haklıysan, şansına küs.
Si es verdad, mala suerte.
Kaderine küs.
Tal ha sido tu suerte.
Onlara rastlarsan şansına küs zaten.
Si caes en sus manos, estás perdido igualmente.
Şansına küs ki hayır.
No creo que tengas esa suerte.
O halde şansına küs.
Pero para ti.
Ama diğer türlü boş gezen de kendisine küs olduğu içindir.
Pero hay otra clase el ocioso a pesar de sí mismo.
Ama silah dolu değilse, şansına küs.
Pero si no está cargada, tienes mala suerte.
- Bana küs olduğunu sanıyordum.
- Creía que ya no me hablabas.
- Şansına küs, Corry.
- No tiene suerte Corry.
Şansına küs!
¡ Peor para ti!
Benimle küs müsün?
¿ Está enojado conmigo?
Hayır. Niye küs olayım ki?
No. ¿ Por qué debería de estarlo?
- Onsuz yaşayamam. - Şansına küs.
No puedo vivir sin ella.
- Şansına küs!
¡ Qué mala suerte!
Şansına küs, denizci.
¿ Qué te parece, marinero?
Şansına küs, Karl.
¿ No? Mala suerte, Karl.
Neden? Küs müyüz?
¿ Por qué, rata de cloaca?
Birbirimizle küs değilsek tabii...
Si es que todavía somos amigos.
- Şansına küs.
- " Hard Luck.
Şansına küs, Eugene.
¡ Qué pena, Eugene!
Küs olduğumuz zamanlarda bile birbirimizin düğmelerini açardık.
Aunque estuviéramos peleadas siempre nos abotonábamos una a la otra.
Şansına küs, Karl. Cevap Westham United.
Es, en efecto, West Ham United.
Şansına küs Julie.
Mala suerte, Julie.
Her ne kadar çocuklar gibi birbirimize küs olsak da geceleri telepati yoluyla birbirimizle görüşüyorduk.
Siempre. Incluso de muy pequeño, cuando estábamos separados, nos citábamos telepáticamente por la noche.
- Kavgalı mısınız, küs müsünüz?
- ¿ Por qué, os peleasteis?
Kaderine küs.
Lo siento, Vern.
Şansına küs, kurtçuk.
- Mala suerte, gusano.
Şansına küs, Swensen!
Veo pequeñas burbujas en tu nariz, Swensen.
Şansına küs.
De ningún modo.
Şansına küs.
¡ Ni en sueños!
Küs ayrıImamızı istemem.
No querría que nos separáramos con odio.
Steve ile aramızdaki ilişkide, küs olmamız dışında beni rahatsız eden bir şey daha var.
Oh. Creo que lo que realmente me molesta aquí... acerca de Steve es que no solo no estamos hablando, si no que esta es la primera vez en nuestra relación... que le estoy ocultando secretos.
Yoldalar ve gittikleri yerde telefon yok, şansına küs.
Están en camino y adónde van no hay teléfonos. No tienes suerte.
Şansına küs, çocuk.
Entonces no puede.
Şansına küs, Lefort.
Mala suerte, Lefort.
- Küs müsün bana?
¿ Te has enfadado conmigo? No.
Talihine küs.
Es imposible.
Galiba yine geceyi küs geçirdiniz.
Parece como si anoche hubierais disputado otro combate.
- Şansına küs.
- Mala suerte.
Şansına küs, Flynn.
Vaya suerte, Flynn.
Sen küs bakalım!
Preocúpate de tus cosas. ¡ Andate!
Şansına küs.
Aquí también teníamos un georgiano.
Şansına küs evlat.
Nada.
Şansına küs.
Mala suerte.
Küsersen küs ördek gibi yüz!
Ustedes pierden.
Sana küs değilim.
No te guardo ningún rencor.
kusura bakma 1152
kusura bakmayın 909
kuşum 23
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
küstah 56
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmayın efendim 20
kusura bakmayın ama 27
kusura bakmayın 909
kuşum 23
kusursuz 113
kusura bakma ama 29
kusuruma bakma 61
küstah 56
kusuruma bakmayın 108
kusura bakmayın efendim 20
kusura bakmayın ama 27
kusura bakmazsanız 22
kusma 19
kuşlar 80
kusurumuza bakmayın 21
kuşkusuz 237
kusacağım 96
kuş beyinli 35
küstahlaşma 16
kusma 19
kuşlar 80
kusurumuza bakmayın 21
kuşkusuz 237
kusacağım 96
kuş beyinli 35
küstahlaşma 16