English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ M ] / Merak

Merak tradutor Espanhol

63,286 parallel translation
Mahkûm muydun yoksa gardiyan mıydın diye merak ettim.
Me preguntaba si eran prisioneros o guardias.
Bayan Davis, bunu atlara vermeli miyiz diye merak ediyor.
La Sra. Davis, quiere saber si puede darselo a los caballos.
Bu yarış giysisi ne iş merak ediyorsunuz şimdi eminim.
Muy bien, apuesto a que os preguntáis a qué viene - este traje de baño, ¿ verdad? - No, no nos importa lo más mínimo.
Dahasını mı merak ediyorsunuz?
¿ Queréis escuchar más? La ciencia...
- Merak etmeyin beyler.
- Chicos, no os preocupéis. - Sí, sí, no os preocupéis.
Merak etmeyin.
No os preocupéis.
- Evet, üçüncü de vardı o kadar merak ediyorsanız dördüncü de, ama kargaları kim sever be?
Bueno, sí, hubo un tercer cuervo, y un cuarto, por si lo quieres saber, ¿ pero a quién le gustan los cuervos?
- Nasıl diye merak ediyorsundur.
Te estarás preguntando.
Onları önce ıslatmalısın. Merak ettin mi?
Bueno... primero hay que humedecerlo.
Kim yaşıyor merak ettim.
¿ Quién vivirá ahí?
Merak etme.
No te preocupes.
- Ben hallederim merak etme.
Lo evitaré. No se preocupe.
Merakımdan soruyorum. Fenway'den bilet almak zor iştir.
Sólo por curiosidad, Fenway, son entradas difíciles.
Silahını nerede sakladığını merak ettim.
Me preguntaba dónde tenías tu arma.
Bunu kimin yaptı sana merak etmiyor musun?
¿ No tienes curiosidad de quien te hizo esto?
İnsanları merak ediyorum, merak ediyorum Bu yüzden taşındım
Podría levantar sospechas, por lo que me movía.
Ve iş arkadaşlarım bana baktıklarında ne görürler, merak ederim.
Y me pregunto, cuando me ven, qué piensan mis colegas de mí.
Merak etmeyin, etkisi bir saate geçer.
Tranquilos, perderá efecto en una hora.
- Merak etmeyin efendim.
No se preocupe, señor.
Ailenin senin hakkında ne düşüneceğini merak ediyorsun.
¿ Qué pensará tu familia de ti?
Merak etme, nereye sakladıklarını biliyorum.
No te preocupes, sé dónde están escondidas.
Merak etmeyin.
No se preocupe.
Elbette onu merak ediyorum.
Por supuesto que estoy preocupada por ella.
Merak ediyorum.
Soy curioso, la verdad.
Merak etme, gittiğimiz gibi 911'i arayacağız.
No te preocupes, vamos a llamar al 9-1-1 por ti tan pronto como nos hayamos alejado.
Âlimim ben bu yüzden merak ediyorum.
Soy científico, así que tengo curiosidad.
Bu merak uyandırıcı.
¿ Sabéis? Es curioso.
Çay kelimesinin mektupta geçmemesini merak ediyorum.
Curiosamente, la carta no dice la palabra "té".
Merakını ve olması mümkün diğer tüm arzularını urganla bağlanmış dindar ahlak temeli değil de gemi sigortası ve yeni bir porselen takımı doyurabilir.
Tu curiosidad y hambre por todo lo que hay ahí fuera nunca se saciarán con una moral religiosa de libro, el seguro de un barco y porcelana nueva.
Sadece merak ediyorum.
Sólo me preguntaba.
Merak etmeyin arıların istediği tek şey, çiçektir.
Me pregunto si hay alguien que hable sobre paternidad en línea.
Merak ediyordum da, Şişko Tony basketbolu bu kadar seviyorsa neden hiç oynamadı?
Es tuyo por 20 billetes. Eso es un insulto.
- Sadece merak ettim.
- Vale. Solo pregunto.
Celeste hakkında ne bulabilirsen bul. İlgilendiği, merak ettiği şeyler.
Averigua lo que puedas de Celeste gustos, pasiones, pasatiempos...
- Pekala. Şimdi, onun dikkatini seksi yürüyüşünle çekeceksin. Merak uyandıran güçlü bir göz teması kuracaksın.
Bueno, ya hiciste que te note con tu sexy caminar la tienes intrigada con tu intenso contacto visual.
Onu merak etme tatlım.
No te preocupes por él, cariño.
Altı üstü çocuklar. Merak etme.
Solo son niños.
- Merak etme canım.
- No te preocupes, cariño.
Kim olduğunu merak ediyorum...
Me pregunto quién...
Stiles'ın bizi neden buraya gönderdiğini merak ediyorum.
Me pregunto por qué Stiles nos enviaría aquí.
Merak etmiyor musun?
¿ No tienes curiosidad?
Merak etme hanımefendi.
Todo estará bien, señora.
İkincisi, evliliğindeki sorunları merak eden yok.
Segundo, a nadie le interesan tus problemas.
Hep merak etmişimdir, TJ depresyonda falan mıydı?
Además, siempre me pregunté... si TJ sufría de depresión.
Merak etme. Yaklaşıyoruz. Bu arada yeni ortağım harika.
Nos estamos conociendo... y mi nuevo compañero es genial.
Merak etme.
Está bien.
Lillie. Burada bulunduğun kısa sürede içerisinde merak etmeye başladım.
Lillie, en el corto tiempo que has estado aquí, he empezado a pensar.
Merak etmeyin, Dr.Gresham. Onurunda bir leke yok.
No te preocupes, Dr. Greshman. Su honor está intacto.
Antika satıcısının nasıl böyle yaşadığını merak ediyorum.
Me pregunto cómo seguía vivo nuestro anticuario.
- Merak etme, kovuldun.
No te preocupes, estás despedido.
Merak etme.
Confía en mí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]