English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ O ] / O benim

O benim tradutor Espanhol

53,066 parallel translation
O benim. - Sen misin? - Nicholas!
¿ O tal vez Londres, dónde Jenny Humphrey vive?
O benim kardeşimdi, ve beni terk etti.
Era mi hermano y me abandonó.
- Koç, ama o benim...
- Entrenador, eso solo es mi...
O benim tek yeğenim.
Él es mi único sobrino.
O benim şeylerle dolu suikastçım.
Era mi asesino con...
Evet, o benim rehberlik öğretmenim. Okuldan.
Sí, es mi consejero... escolar.
O benim Mary'im.
Ella es mi Mary.
Ama o benim Mary'im.
- No. Pero es mi Mary.
O benim dostum.
Es mi amigo.
- O benim annemdi.
Era mi madre.
- O benim. - Yok hayır.
- Es mía.
Martha, o benim kardeşim ve onu seviyorum.
Martha, él es mi hermano y lo amo.
Hadi ama. O benim de bebeğimdi, tamam mı?
Vamos, también era mi bebé, ¿ de acuerdo?
O benim oğlumdu Ed.
Era mi hijo, Ed.
O benim kızım değil.
Esta no es mi hija.
O benim kızım değil.
No es mi hija.
- O benim oğlum küçük hanım, ben değilim.
Así es mi hijo, señorita, no yo.
Oh, o benim patronumdu.
Oh, bueno, él era mi jefe.
O benim hayatım.
Él es mi vida.
O benim bütün, tüm anılarım.
Es toda mi memoria, todo.
- O benim kocam.
- Es mi marido.
O 25 kilo benim... sigortamdı.
Esos 25 kilos eran mi red de seguridad.
- O benim.
- Él es mío.
Aslında gecenin bir yarısı uyanıp konuşacak birine ihtiyacın olursa işte o kişi benim.
Básicamente, si te despiertas durante la noche... y necesitas hablar con alguien, yo soy esa persona.
Ozzie, insanlar binlerce yıldır böyle besleniyor. Bir anda ofisimde "Merhaba, benim, Jonathan Walsh!" diye ortaya çıkıveriyorsun. O değil!
Ozzie, los humanos han comido de esta forma durante cientos de años.
Ve bu arada, benim adım güzellik veya şekerim değil, ya da bebeğim tarzı herhangi bir şey.
Y, por cierto, no me llamo muñeca o cariño o nada que suene a bebé.
O kadınların gözlerinin içine bakıp, kocalarının eve dönemeyeceğini söyleyecek olan benim.
Yo soy quien tiene que mirar a esas mujeres a los ojos y decirles que sus maridos no van a volver.
Kafanın arkasındaki o cılız ses benim.
Soy esa vocecita detrás de tu cabeza.
Hem dahi olan biri varsa o da bu halkayı tamamlayan benim.
Y si alguien es un genio, Soy yo por la forma en que traje ese círculo completo.
Sonunda, o... benim yanıma diz çöktü.
Al final, ella... se arrodilló conmigo.
Oğlun o da benim misafirim.
Tu hijo también es mi invitado.
Sence şimdi senin tanrılarının mı yanında yoksa benim Tanrımın mı yanında?
¿ Crees que está con tus dioses o con el mío?
O zaman benim için bir şey yap.
Entonces haz esto por mí.
Eğer tek bir hamlemiz yılanın başını koparacaksa, Rittenhouse'u ortadan kaldırıp beni o adamlardan kurtaracaksa, aile mi kurtaracaksa, benim oyum... benim oyum evet.
Si con solo esto cortamos el problema de raíz, aniquilamos a Rittenhouse, me libero de él, libero a mi familia, mi voto... mi voto es que sí.
Burada kalanlar sen ve benim kadar sadık, öyle değil mi?
Aquellos pocos que permanecen son tan leales como tú y yo, ¿ o no?
O kadın benim pudra devriyemde bir kere bile isilik olmadı.
Esa mujer no tuvo sarpullido una vez gracias a la patrulla del talco.
Benim hakkımda bir şey yok Ve Werner hakkında hiçbir şeyinizin olmadığından eminim Yoksa onu bana açtırmaya çalışmazsın.
No tienen nada sobre mí y estoy bastante seguro de que no tienen nada sobre Werner o no intentarían que lo entregara.
Dua et de haklı çık, Tiksinç yoksa Arcadia benim gazabımla yanacak.
Ora por tener razón, impuro, o Arcadia arderá con mi furia.
O küçük değil ve benim kardeşim değil.
No es un bebé y no es mi hermano.
Ya da benim ruh eşim!
¡ O mi alma gemela!
- O benim kardeşimdi.
Él era mi hermano.
Melek, o, maksimum benim.
Angel, soy yo, Max.
Brook, Lane veya Wanda benim partime gelmese, fark ederdim.
Si Brook, Lane o Wanda no fueran a mi fiesta, yo lo notaría.
O çocuk benim oğlum ve o adamda onu kaçıran adam.
Ese niño es mi hijo y ese hombre lo secuestró.
İlla Dr. Ziegler'ın o değerli vaktini boşa harcayıp buralara kadar getirteyim de seninle konuşsun ve sana, benim çalışanım olduğunu mu söylesin?
¿ Quiere que gaste el tiempo del Dr. Ziegler, su valioso tiempo para que venga aquí a hablarle y decirle que él está conmigo?
O sadece benim babam değildi.
No solo era mi padre.
Bilirsin... Şimdi bunu düşünüyorum, Benim en büyük başarısızlığım...
Ya sabes... ahora que lo pienso, mi mayor fracaso... o tal vez es mi mayor debilidad... es que siempre he querido complacer a la gente.
Hayır, o yüzden... Bu benim açımdan.
No, eso... eso es mi punto.
O yüzü benim yaptı, o yüzden...
Esa cara me hicieron, así que eso es...
Çünkü o bardak benim.
Porque es para mí.
Bu benim alyansım bunu da o öldükten sonra kendime aldım.
Este es mi anillo de bodas, y este me lo compré para mí después de que él murió.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]