English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ O ] / Ona söylemelisin

Ona söylemelisin tradutor Espanhol

604 parallel translation
Ona söylemelisin.
Tendrás que decírselo.
Eğer Michiko'yu seviyorsan ona söylemelisin.
Si amas a Michiko, deberías decírselo.
- Belki de ona söylemelisin.
- Quizá deberías decírselo.
Bunu ona söylemelisin.
Deberías decirle esto a él.
Bunu yapmamasını ona söylemelisin.
Debes convencerlo de que no lo haga.
Seni ona dönmeye zorlayamam,... ama bir canavarın yolundan gitmeyi düşünüyorsan önce ona söylemelisin.
No puedo obligarte a volver con él, pero si vas a tomar el camino de la bestia, debes decírselo antes.
Belki de ona söylemelisin.
A lo mejor deberías contarselo.
" Ona söylemelisin.
"Díselo, no eches a perder tu vida."
Gerçekten ne olduğunu ona söylemelisin.
Tienes que decirle la verdad.
Ulvenstein halkası yapacağım, bunu ona söylemelisin.
Llamaré a Ulvenstein y le diré que lo tenemos.
Ona söylemelisin. Doktora diyorum.
Tienes que decírselo.
Adamım, ona söylemelisin, açıkça söyle!
- Sí. Dígale que le pateará el culo.
- Bunu ona söylemelisin.
- Díselo a él
Ona söylemelisin.
decírselo.
- Ona söylemelisin.
- Tienes que decírselo.
Bunu ona söylemelisin.
Tienes que decírselo.
Bence ona söylemelisin.
Deberías decírselo.
Ben söylemeden önce, sana söylediğimi ona söylemelisin.
Pero antes debería contarle lo que le he dicho hace un momento.
Öyleyse, ona söylemelisin.
Entonces debes decírselo.
Ona söylemelisin.
Le tienes que decir.
Ona söylemelisin.
Deberías decirle.
Hayır. Önceden ona söylemelisin.
Hay que decírselo antes.
- Ne yapacaksın? - Ona söylemelisin.
- ¿ Qué vas a hacer?
Ona söylemelisin.
- Debes decírselo.
Bunu ona söylemelisin.
Tiene que avisarle.
Hadi Phil, ona söylemelisin.
Phil, vamos. Tienes que decírselo.
- David, ona söylemelisin.
- Tienes que decírselo ahora.
Ona, isteklerimi yerine getirmesini söylemelisin, A Hi. Yoksa... bilirsin!
Tienes que hacer que me obedezca, A Hi, si no... ¡ Ya sabes!
- Ona doğruyu söylemelisin.
- Debes decirle la verdad.
Müller'e gitmeli ve teklifini kabul ettiğini söylemelisin. Ona, bana güvenmediğini söyle. Seni tehdit ettiğimi.
Dígale que acepta su propuesta, que no confíia en mí y que le he amenazado.
Ona da söylemelisin.
Dígale que acepto.
Ona bunu söylemelisin Brad yoksa seni affetmez.
Mejor que se lo digas, Brad, o nunca te perdonará.
Seni örnek almasını söylemelisin ona.
Si bebo uno o dos tragos, mi mujer me arma la marimorena.
Belki ona değişik bir şey söylemelisin Hannibal.
Quizás deberías darle algún tipo de cita, Hannibal.
Bence ona gerçeği söylemelisin.
Creo que deberías decirle la verdad.
Angela, senin moruk işin içindeyse, ona yardım edebilmem için şimdi söylemelisin.
Si tu novio está en esto, dime ahora si quieres que lo ayude.
Onun çıkmasını istiyorum, aç kalmasını değil. Yemek yemesi gerektiğini söylemelisin ona.
No me gusta en absoluto, mi trabajo es sacarlo de allí, no dejar que lo retrase con una huelga de hambre.
Şimdi, içten olmasa bile, ona güzel bir şeyler söylemelisin.
Ahora, deberías decirle algo gentil, aunque no lo pienses.
Ona gidip, üzgün olduğunu söylemelisin.
, deberías hablar con ella y decirle que lo sientes.
Ona zekanın saklanması gereken bir şey olmadığını söylemelisin.
Dile que tu inteligencia no es nada de lo que avergonzarse.
Ona yaptığı şeyi söylemelisin.
Tienes que decirle lo que está haciendo.
Belki bunu ona da söylemelisin.
Quizá debieras habérselo dicho.
Henry, ona beni tanımadığını söylemelisin.
Henry, dile que no me conoces.
Evlat, öğretmenine gitmeli ve ona gerçeği söylemelisin.
Tienes que ir a tu maestra y decirle la verdad.
Ona vurmak istersen, önce bana söylemelisin.
Si quiere pegarle, tiene que informarme antes.
- Ona insanları izlememesini söylemelisin.
- Le dijimos que no mire a la gente.
Birdie sadece Birdie'lik yapıyor. Belki ona bir şeyler söylemelisin.
- Birdie sólo es Birdie deberías haberle dicho algo
Ama bunu ona programın gösterileceği zamandan önce söylemelisin.
Pero díselo antes de que empiece.
- Belki de ona üzgün olduğunu söylemelisin.
Quizás deberías decir que lo sientes.
Evet. Ama iyi bir şeyse, ona şimdi söylemelisin.
Pero si es bueno, díselo ahora.
Ona bunu söylemelisin.
Deberías decirle algo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]