Once tradutor Espanhol
346,973 parallel translation
Söz veriyorum Karayipler yat gezine gitmeden önce takılmaya zamanımız olacak.
Te prometo que tendremos tiempo para estar juntos antes que te vayas a ese elegante viaje en yate por el Caribe.
Daha önce aynı günde hiç üç tane iyi şey başımıza gelmemişti.
Nunca nos han pasado tres cosas buenas el mismo día.
Axl çok çaresizdi ve daha önce hiç yapmadığı bir şey yaptı.
Axl estaba tan desesperado, que hizo algo que no había hecho nunca.
Daha önce kural koymayı denemiştik.
Ya hemos puesto reglas antes.
Tuvalet toplamaya başlamadan önce kendine gelmelisin.
Antes que empieces a coleccionar sanitarios, tienes que sobreponerte.
İyi olan işler bitmeden önce bir tane bulmalıyım.
Debo conseguir un empleo antes que se acaben los buenos.
Hepsi bittikten sonra konuşabilirsin ama önce bitirmeme izin ver.
Puedes hablar después de que diga todo, pero primero debes dejarme terminar.
Daha önce denemiştim.
Ya lo intenté antes.
"Degas büyük resmi bataklığa koymadan önce boşaltıp yıkadı."
"Degas evacuó y se bañó antes de poner una gran negativa en el baño".
Yıkadı ise yüzmeyi andırıyor. Önce yıkamanın anlamı ise yüzmeyi DS'in önüne koyuyoruz.
"Haberse bañado es lo mismo que si" has nadado ", así que "bañado antes" significa "nadado" tras la "A".
Altı yıl önce bulmaca yarışmasının finaline kadar geldi.
Fue a la final del concurso de crucigramas hace seis años.
Önce başka bir şey yapmanı istiyorum.
Hay una cosa que quiero hacer primero.
Bebek olarak sürünürüz. Yaşlanınca değneğe ihtiyacımız olmadan önce yürürüz.
Gatea de niño pequeño, después camina a dos piernas, antes de necesitar un bastón en la tercera edad.
Bu bulmacayı iki gün önce hazırladın.
Completaste el crucigrama hace dos días.
"Zehirli ısırıktan önce treni yakala."
"Coger un tren antes de un mordisco ponzoñoso".
Bir tren önce ise balon olabilir.
"Una locomotora" resopla como un "globo".
Jacob ve ben 30 yıl önce burada öğrenciydik.
Jacob y yo fuimos estudiantes de aquí hace casi 30 años.
Her zaman ilişkinin senin söylediğinden önce başladığından şüphelendim.
Siempre sospeché que el amorío empezó antes de lo que dijiste.
Ama önce, biraz tartışma oldu.
Pero antes, ha habido una especie de pelea
Sen açmadan önce...
Antes de poder abrir esa...
Söylemeden önce kaç vidayın gevşek olması gerekir?
¿ Cuántos tornillos menos debes tener para decir...
Devam etmeden önce sana biraz daha anlatmak isterim
- No empiecen de nuevo Antes de cambiar de tema, quiero contarles algo más...
Birkaç yıl önce, ilk geldiğimde,
Hace unos años, cuando vine aquí por primera vez...
Daha önce birkaç kez bahsetmiş olabilirim.
Puede haya mencionado esto un par de veces antes
Az önce ne oldu?
¿ Qué... acaba... de... pasar?
Başlamadan hemen önce, Jérôme,
Solo antes de comenzar, Jérome...
İlk önce özürlü beyefendi,
El primero en salir era el caballero discapacitado
Az önce Craig'le gitti.
Acaba de irse con Craig.
Kaçırmadan önce düşündün mü bunu?
¿ Pensaste en eso antes de agenciártelo?
- Az önce anlattım ya.
Te lo acabo de decir.
Lanet olsun. Kusura bakmayın, daha önce hiç konuşma yapmadım da...
Mierda, perdón, nunca había dado un discurso...
- Daha önce...
Oye, sobre lo de antes...
Daha önce söyleseydin.
Deberías habérselo dicho antes.
Onlar paranın gittiğini anlamadan önce bana geri ödeyeceksin.
Me lo devuelves antes de que se enteren.
Yaralar iyileşmeden önce daha da kötüleşecek.
Los moratones irán a más antes de empezar a curarse.
Tamam, yaşlı kadının merkezi arayıp kaçak olmadığını öğrenmesinden önce 15 dakikamız var.
Vale, tenemos 15 minutos hasta que la vieja llame a la central y averigüe que no hay ninguna fuga.
10 gün önce bir CIA ajanı bir keskin nişancı tarafından vuruldu.
Hace diez días, un agente de la CIA fue asesinado por un tirador.
Az önce bana kek yapabilip yapamadığımı sordun.
Me preguntaste si sé hacer un pastel.
Komik, daha önce bunu duymamıştım.
Qué gracioso, ese nunca lo había escuchado.
Seni gitmeden önce gördüm.
Te vi ir al baño antes de salir.
O düşmeden önce camın kırıldığını gördüm.
El vidrio se rompió antes de que cayera.
Devam etmeden önce her parçaya bakmak için belirli bir süre var mı?
¿ Hay un tiempo determinado establecido para mirar cada cosa antes de seguir?
Ben Elliot Quinn ve üç yıl önce öldüm.
Soy Elliot Quin, y hace tres años, morí.
Sonra tabii ki hepsi dağıldı ve öyle durumlarda dağılmazsın. Bilmeden önce biri daha ölür.
Y después, claro, se separan, que es una cosa que nunca deberías hacer en esta situación, y, antes de darte cuenta, hay otro muerto.
Nazar değmesin. Üç yıl önce akciğer nakli oldum. Hayatımı kurtardı.
Tuve un trasplante de pulmón hace tres años... me salvó la vida.
Üç yıl önce beyin tümörü yüzünden öldü.
Murió hace tres años de un tumor cerebral.
Evet, evet, evet. Yarınki toplantıdan önce bunu konuşuruz.
Sí, sí, sí, vamos a hablar de eso antes de la reunión de mañana.
Daha önce Sly'ı hiç böyle bağırırken duymamıştım.
Nunca antes escuché a Sly así.
Sebebi elektriğin icadından çok önce dünyaya gelmiş olman.
Eso es porque has vivido mucho tiempo antes de que la electricidad fuera inventada.
Sly'ın belirtileri ilk önce başladı, gözüm üstünde ve ufak ufak ayakta durmakta zorlanıyor.
Los síntomas de Sly comenzaron primero, así que lo estoy controlando y tiene las piernas débiles.
Maruziyet tehlikeli seviyeye ulaşmadan önce acele etmeliyiz.
Así que tenemos que movernos rápido antes de que la exposición alcance una masa crítica.
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce siz 62
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce ben geldim 22
önce para 23
önce siz 62