Otur oturduğun yerde tradutor Espanhol
129 parallel translation
Otur oturduğun yerde!
¡ Sientese!
- Otur oturduğun yerde.
- Siéntate. - Me voy a casa.
- Otur oturduğun yerde.
- Vuelve a sentarte atrás.
- Otur oturduğun yerde dedim.
- Vuelve a sentarte atrás.
Otur oturduğun yerde Roland.
Quieto, Roland.
Otur oturduğun yerde!
¡ Quédate aquí!
Otur oturduğun yerde.
Veamos. Quédese allí.
Senin işin yok mudur? Sabahtan beri nutuk çekiyorsun. Otur oturduğun yerde be Yâran.
Llevas hablando desde la mañana, siéntate y calla.
Otur oturduğun yerde de çok kanamasın.
No te muevas o no dejará de sangrar.
Otur oturduğun yerde.
Quédate con nosotros.
- Otur oturduğun yerde.
- ¡ Y un carajo!
Otur oturduğun yerde. Seni ilgilendirmez. Burnunu sokma.
Estate quieta, no es asunto tuyo, no te metas.
Otur oturduğun yerde, Dennis.
Siéntate, Dennis.
Lan kapa çeneni, otur oturduğun yerde, Elliot!
¡ Quédate callado y quieto condenado, Elliot!
- Otur oturduğun yerde.
- No creas.
Bunun kafana inmesini istemiyorsan otur oturduğun yerde.
Siéntate, si no quieres esto en la cabeza.
Artık otur oturduğun yerde!
¿ Vas a estarte quieto?
Otur oturduğun yerde!
Y no te muevas!
Otur oturduğun yerde, Mick!
¡ Quédate donde estàs, Mick!
- Otur oturduğun yerde!
- ¡ Al banquillo!
Puşt dedim, otur oturduğun yerde puşt herif.
Negro moro. Y tu ya te puedes ir sentando, Mohammed.
Otur oturduğun yerde.
Quedate donde est s.
Anne, otur oturduğun yerde.
Mamá, quedate donde estás.
Otur oturduğun yerde. Yolcu yolculuğunu bilmeli.
Nada más quédate ahí y sé un buen pasajero.
- Kapa çeneni ve otur oturduğun yerde.
Cállate y estate quieto
- Otur oturduğun yerde.
¡ No, quédate aquí!
Otur oturduğun yerde.
Haz lo que te diga.
Otur oturduğun yerde ve çeneni kapa.
Quédese ahí y cállese.
Otur oturduğun yerde
- Quédate sentadito.
Otur oturduğun yerde, salak.
Quieto, idiota.
Otur oturduğun yerde!
¡ Siéntate y cállate!
O zaman otur oturduğun yerde.
quédate en la maldita Oklahoma.
Otur oturduğun yerde.
quédate en la puta Oklahoma.
- Otur oturduğun yerde.
- Quédate donde estás.
Genel olarak Kelso'nun bana Hyde'a otur oturduğun yerde dememi içeriyordu.
Principalmente consiste en que Kelso me dice que le diga a Hyde que se siente en el.
- Otur oturduğun yerde.
- Vuelve a sentar tu culo chato.
Pablo, otur oturduğun yerde yoksa dayağı yiceksin.
Pablo, estate quieto que te vas a llevar un guantazo.
Şimdi, otur oturduğun yerde!
¡ Ahora, arrodíllate!
- Otur oturduğun yerde!
- ¡ Quédese ahí!
Otur oturduğun yerde... Ne bedenin ne de ruhun için yapabileceğin bir şey yok.
Excepto que no doy ni lo más mínimo por tu cuerpo ni por tu alma.
Otur oturduğun yerde!
Siéntate, tarado!
Sus ve otur oturduğun yerde, Kashin, Yerinden kıpırdama! Ben kimseye yumrukla vurmam ki.
Ni siquiera puedo pegarle a un hombre.
- Otur oturduğun yerde.
Espera un momentito.
Bak, sen oturduğun yerde otur, şef.
¡ No te muevas!
Otur oturduğun yerde oğlum!
¡ Mantente en tu silla de recolector de algodón, chico!
Otur, oturduğun yerde.
A donde quiera que vayas, es...
Otur oturduğun yerde.
¡ Estáte quieta!
- Otur oturduğun yerde!
- Siéntate.
Sen de otur oturduğun yerde, kırmayayım kafanı.
Guau. Trae tu trasero para aquí ahora mismo.
İşte. Şimdi sessizce oturduğun yerde otur, tamam mı?
Ahora, quédate tranquila donde estás, ¿ quieres?
Otur oturduğun yerde.
¿ Por qué no te alejas de esto?
yerde 65
yerde kal 46
yerde kalın 17
otur yerine 172
otur otur 20
otur buraya 17
otur biraz 19
otur hadi 41
otur şuraya 157
otur bakalım 102
yerde kal 46
yerde kalın 17
otur yerine 172
otur otur 20
otur buraya 17
otur biraz 19
otur hadi 41
otur şuraya 157
otur bakalım 102