Sadece bir dakika tradutor Espanhol
1,846 parallel translation
Sadece bir dakika.
Permítame un momento.
Sadece bir dakika kaldım sonra güvenlik geldi.
Estuve un minuto en el autobús antes de que viniesen los de seguridad.
Sadece bir dakika.
Sólo un minuto.
İçeri gelmeme izin ver. Sadece bir dakika.
Déjame entrar, solo un momento.
Sadece bir dakika alacak.
Sólo llevará un minuto
Sadece bir dakika.
Sólo un momento.
Bayanlar, sadece bir dakika bekleyin, olur mu?
Damas, sólo dennos un momento, ¿ sí?
Efendim, sadece bir dakika sürer.
¡ Saquenlo de aquí!
Sadece bir dakika.
Solo un minuto
Sadece bir dakika.
Tardara un minuto.
Bu iş sadece bir dakika süre.
Se cocina en un minuto.
Dick için o süre sadece bir dakika.
La idea de Dick sobre los cinco minutos, es como de un minuto.
- Ben... sadece bir dakika.
- Solo un minuto.
Sadece... Sadece bir dakika kalın.
Quédese... un minuto.
Sadece bir dakika alacak.
Será solamente un minuto.
Sadece bir dakikalığına! Bir dakika!
Un minuto, un minuto, es para mi pequeña.
Sadece bir dakika verin.
Sólo un minuto.
Sadece bir dakika sürer.
Esto sólo será un momento.
Güvenlik kimliklerinizi basmama sadece bir dakika var.
Simplemente está muy excitada para ver a su hijo.
Sadece bir dakika sürecek.
Solo será un segundo.
- Sadece bir dakika bekle.
- Espera un minuto.
Çünkü eger dürüst olabilirsen, sadece bir dakika kendine dogruyu söyleyebilirsen bence buraya konusmaya gelmedigini kabul edeceksin.
Porque creo que siendo honestos, si pudieses decir la verdad por un minuto, creo que admitirías que no estás aquí para hablar.
Bana sadece bir dakika ver.
Sólo dame un minuto.
Dur bekle, bekle, bekle, sadece bir dakika.
Espera, espera un segundo.
Sadece bir dakika bekle.
Espera un minuto.
Sadece bir dakika sürer, Albay.
Espere un momento coronel.
Sadece bir dakika sürecek.
Esto sólo tomará un segundo.
Sadece bir dakika kaldı.
Aún queda medio tiempo en el juego.
Çok garip bir şeydi. Sadece bir dakika sürdü.
Bien, fue extraño, duró sólo un minuto.
- Sadece bir dakika, lütfen.
- Sólo un momento. Por favor.
Bana sadece bir dakika verebilir misiniz lütfen?
¿ Podía darme sólo un minuto, por favor?
Saat başına ücret isteyen ama sadece 50 dakika hizmet veren yabancı bir kadınla teke tek.
Es más menos lo mismo. Uno a uno con una mujer extraña que te cobra por una hora y sólo te da 50 minutos?
Sadece bir dakika.
Sólo un segundo, ¿ de acuerdo?
Bir dakika sana bakmak istiyorum sadece.
Quiero mirarte un instante.
Sadece... bir dakika için ona bakın.
Sólo mírele un momento.
Bana bir dakika daha ver. Sadece o evsiz adamı zihnimden atmaya çalışıyorum.
Solo estoy tratando de sacar al indigente gay de mi mente.
Bir dakika, sen bir gönüllüsün sadece.
- Eres un voluntario.
Buraya geleli sadece bir kaç dakika oldu.
Sólo nos fuimos hace unos minutos.
Sakil ol, sadece ona bir dakika zaman tanı.
dale un minuto.
Sadece yaklaşık olarak on dakika süren sahnenin... uzun olmasından ve bir sürü ayrıntıyı içermesinden değil,... aynı zamanda özenle, dikkatle, titizlikle hazırlanmış bir sahne olmasından dolayı. Ve aynı zamanda da seyirci konumunda olan bizleri tanımladığı için.
Quedé profundamente impresionado, no sólo por la duración de la escena, que tiene casi 10 minutos, o por los detalles de la limpieza, etc, sino también por el cuidado meticuloso con que es realizada, y también por nuestra identificación como espectadores.
- Tamam, tamam, bana sadece bir dakika ver.
Bien, sólo deme un minuto.
Sadece bir şişe su istiyorum, Bana bir dakika verirseniz buradan gideceğim, ve benim arkamdan konuşmaya devam edebilirsiniz
Sólo tomaré una botella de agua, y sólo si me dan un minuto, saldré de aquí, y podrán regresar a hablar de mi
Sadece bir dakika.
Eh, yo... Solo un minuto.
- Bir kaç dakika sürer sadece.
Serán unos minutos.
Sadece bir dakika sürer.
Permítame un minuto.
Bir dakika, sadece ben mi olacağım?
Espera un segundo, ¿ acabas de decir'sola'?
Burada sadece bir 10 dakika daha kalacağım, tamam mı?
Sólo estaré aquí otros 10 minutos, ¿ vale?
O, zor durumda olan bir hastam. Bana sadece beş dakika verin.
Es una paciente mia que tiene un pequeño problema.
Sadece bir kaç dakika sürecek Bayan Scavo.
Sólo serán unos minutos más, Sra. Scavo.
Saatte 200 mil hızla giden bir trende gibiyiz, ve trenden ayrılmak hoş olabilirdi... ve bu sadece... sadece, platformda bir dakika durmak gibi.
Es como si fuéramos que va a 320 km. por hora y... estuviera tan bien como para bajarse y... quedarte en el andén durante un minuto.
Sadece bir kaç dakika kalmıştı.
Necesitaba un par de minutos.
sadece bir dakika sürecek 16
sadece bir dakika sürer 34
sadece bir dakikalığına 29
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir dakika sürer 34
sadece bir dakikalığına 29
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124