Sadece birkaç dakika tradutor Espanhol
483 parallel translation
Sadece birkaç dakika.
Sólo unos minutos tarde.
Orada sadece birkaç dakika bulundum
Apenas estuve aquí unos minutos.
Genç bir adam getiriyorsun ve dışarda oturtuyorsun! Sadece birkaç dakika kalacaktım amca
Traes a un amigo y le dejas fuera.
Çok üzgünüm, sadece birkaç dakika kalacaktım
- ¿ De verdad? - Lo siento mucho... Sólo iba quedarme unos minutos.
Sadece birkaç dakika kalacağız.
Sólo nos quedaremos unos minutos.
Biraz önce, Bayan Van Hopper. Sadece birkaç dakika önce.
Acaba de pasar, Sra. Van Hopper.
Sadece birkaç dakika için uğradım.
Sólo pasaba un momento.
- Sadece birkaç dakika.
- Si serán sólo unos minutos.
Tamam ama sadece birkaç dakika.
Bueno, vale, pero sólo unos minutos.
Sadece birkaç dakika sürer.
Solo tardaré unos minutos.
Sadece birkaç dakika ile onu kaçırmış.
Ella llegó minutos después.
Onu orada öyle yatıyor görünce ve sadece birkaç dakika önce hayattaydı.
Cuando pienso en ella yaciendo de ese modo y sólo unos minutos antes estaba viva...
Sadece birkaç dakika kalacağım.
Sólo tardaré un par de minutos.
Bay Sproule ile sadece birkaç dakika görüşemez miyim?
¿ Puedo hablar unos minutos con el Sr. Sproule ahora?
Bana sadece birkaç dakika verin.
sólo denos un par de minutos.
Sadece birkaç dakika daha kaldı.
- ¿ PUEDO HABLAR CON ELLA?
İfadeyi imzalamasını istiyoruz. - Sadece birkaç dakika sürer. - Hadi, Schmidt.
No hemos terminado, debe firmar la declaración. ¡ Sólo serán unos minutos!
- Sadece birkaç dakika sürer.
- Sólo será un minuto.
Sadece birkaç dakika ayırabilirim.
Sólo puedo darte unos momentos.
Anladığım kadarıyla çavuş sizi sadece birkaç dakika gördü Bayan Wendice.
El sargento me dijo que sólo la vio unos instantes.
Sadece birkaç dakika, Jennie.
Solo unos pocos minutos, Jennie, es todo...
- Bize sadece birkaç dakika lazım.
- Sólo necesitamos unos minutos.
Sadece birkaç dakika, kısa bir süre için.
Sólo unos minutos, un poco de tiempo.
Sadece birkaç dakika kalacağım.
- Sólo unos minutos.
Hatta, sadece birkaç dakika daha kalabilirim.
De hecho, puedo quedarme sólo unos minutos más.
Sadece birkaç dakika giydim.
Sólo me lo puse unos minutos.
Sadece birkaç dakika.
Sólo unos minutos.
- Lütfen, sadece birkaç dakika daha.
- Sòlo unos minutos.
Ama bana verilen konunun ilk paragrafını bitirdim... sadece birkaç dakika uğramak ve doğru yolda... olup olmadığımı öğrenmek istiyordum.
Pero he terminado el primer párrafo de mi tarea... y quería pasar por su casa unos minutos... para ver si iba por buen camino.
Dr. Stone'la randevum olmadığını biliyorum... sadece birkaç dakika görüşmek istiyorum.
Sé que no tengo cita con ella, pero sólo quiero verla unos minutos.
Tek istediğim beni dinlemeniz, sadece birkaç dakika.
Sólo quiero que me escuche, unos minutos.
- Oturun hazretleri. - Sadece birkaç dakika kalacağım.
- Estaré sólo unos pocos minutos
Cesur ol benim güzel sevgilim, sadece birkaç dakika daha!
No queremos muchas bajas.
- Çok oldu mu geleli? - Sadece birkaç dakika.
- ¿ Llevas aquí mucho tiempo?
Sadece birkaç dakika sürer.
Es cosa de unos minutos.
Sadece birkaç dakika sürer.
Sólo serán unos minutos.
Çok özür dilerim ama sizden çıkmanızı... Sadece birkaç dakika sürer.
Sólo tardaré unos minutos, se lo prometo.
Sadece birkaç dakika sürer.
sólo serán unos minutos.
- Sadece birkaç dakika Doktor.
- Sólo un par de minutos más, doctor.
Bayır aşağı yarışına sadece birkaç dakika kaldı bayanlar ve baylar.
Quedan sólo unos minutos, señoras y señores, para que empiece el descenso.
- Sadece birkaç dakika...
Si pudieras esperar unos minutos.
Biraz bekleyin lütfen. Sadece birkaç dakika.
Espere, por favor, unos minutos más.
Peki, ama sadece birkaç dakika.
De acuerdo, pero sólo unos minutos, ¿ de acuerdo?
Bu şekilde, sadece birkaç dakika bağlı kalacaksın.
De esa forma solo tendreis que estar conectados unos segundos
Daha sadece birkaç dakika içinde şafak olacaktır.
- Tendremos que caminar mucho mañana.
Sadece biri o da birkaç dakika içindi.
Aquí sólo ha estado una persona, y sólo unos minutos.
Dün gece birkaç dakika kendine gelebildi bu sabah da sadece bir kaç saniye.
Anoche estuvo consciente dos minutos y unos pocos segundos esta mañana.
Sadece onu birkaç dakika görmek istemiştim.
Sólo quería verlo un segundo.
- Sadece birkaç dakika.
- Unos minutos.
Birkaç dakika sonra, hayatının kayıp gittiğini, artık varlığının sadece dakikalarla ölçülebileceğini hissettiğinde kimin daha güçlü olduğunu göreceğiz, Bay Woodsworth.
cuando sienta que su supervivencia es cuestión de minutos ; veremos alli quien es mas fuerte, sr. Wordsworth, el estado o el librero.
Sadece onun o heriflerden birkaç dakika içinde kurtulmasını sağla ve onu dışarı getir.
Apártela de esos tipos dentro de un rato y sáquela a la calle.
sadece birkaç dakika sürer 17
sadece birkaç gün 16
sadece birkaç günlüğüne 17
birkaç dakika sonra 23
birkaç dakika önce 30
birkaç dakika 24
birkaç dakika daha 16
dakika 21
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece birkaç gün 16
sadece birkaç günlüğüne 17
birkaç dakika sonra 23
birkaç dakika önce 30
birkaç dakika 24
birkaç dakika daha 16
dakika 21
sadece sen 117
sadece sen ve ben 157
sadece 2704
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece bir adam 18
sadece benim 48
sadece sen varsın 16
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bu mu 17
sadece sordum 78
sadece merak ettim 133
sadece bir adam 18
sadece benim 48
sadece sen varsın 16
sadece merak ediyorum 23
sadece senin 16
sadece beni 16
sadece bir gece 27
sadece ben 126
sadece seni 36
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece bekle 58
sadece bu 76
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece ben 126
sadece seni 36
sadece biraz 87
sadece ikimiz 113
sadece bekle 58
sadece bu 76
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18