English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ T ] / Te

Te tradutor Espanhol

1,696,075 parallel translation
Seni rahatlattım.
Te consolé.
Seni sevdim.
Te quise.
Hiçbir yerde işler inanmaya yönlendirildiğin kadar kötü değil.
Las cosas no están ni remotamente tan mal como te han hecho creer.
Tek riskiniz, şimdi dışarı çıkarsanız ve müşterileriniz aşağılayıcı materyalle yakalanırsa ya da daha da kötüleşirse, gözaltına alınırsınız.
Tu único riesgo es si te bajas ahora y tus clientes terminan con un material inferior o, peor aún, en custodia.
Sana yardım etmek istiyorum ama 4 kamçılı bir tekeden daha şehvetlisin ve senin için bile bir istisna yapma riskini göze alamam.
Quiero ayudar, pero te vigilan más que a modelo en playa nudista, y no puedo arriesgarme a otra condena, ni siquiera por ti.
Sana ihtiyacım var Teddy.
Te necesito, Teddy.
Donald, nasıl hissettiğini anladığımı bilmeni isterim.
Donald, quiero que sepas que entiendo cómo te sientes.
Seni ormana kadar takip ettim.
Te seguí al bosque.
Çin yemeklerini sevdiğini her Çarşamba günü WuFat Noodle House'un üstündeki evinde sevgilinle dolaşırken yemek yediğini biliyorum.
Sé que te encanta la comida china, que la comes todos los miércoles cuando estás con tu novia en su apartamento que está arriba del WuFat Noodle House.
O kız arkadaşını idare etmek için her hafta fazladan bin dolar yürüttüğünü biliyorum.
Sé que te llevas mil de más todas las semanas para ayudar a pagar por esa novia.
Abe, paramı çaldın bu yüzden işten seni kovabilirdim ama bunu görmezden geldim çünkü sen bir muhasebe sihirbazısın
Abe, te robas mi dinero así puedes tener sexo, lo que he ignorado porque eres un mago de la contabilidad.
Tanıklığınız karşılığında dokunulmazlığın verilmesi Beşinci Tasarıya başvurmak hakkınızı ortadan kaldırır.
Concederte inmunidad a cambio de tu testimonio te quita el derecho a invocar la Quinta.
Bence Julian Gale'le ilgili kısmı kaçırdın.
Creo que te perdiste la parte de Julian Gale.
Liseden 3.8 ortalama ile mezun oldun ve Clemson'dan futbol bursu kazandın.
Te graduaste de la secundaria con un promedio de 9 y una beca de fútbol para Clemson.
Mario istediğin hayatı gördü ve seni kendi hayatına çekti. Buna çekti.
Mario vio la vida que querías y te arrastró a la suya, a esto.
İnsanlar işi yokuşa sürerler her şey iki katı çaba ister gibi gözükür.
La gente te da evasivas, todo parece llevar el doble de esfuerzo.
Neden gözünü çıkardı?
¿ Por qué te quitó el ojo?
Bu da sana ne söylediğime bakılmaksızın öldüğüm anlamına geliyor.
Eso significa que estoy muerto sin importar qué te diga.
Birbirimizi tanımıyoruz, bu yüzden sizi kolay kolay korkmadığımı bilmediğimiz için bağışlayacağım.
No nos conocemos así que te perdonaré por no saber que no me asusto con facilidad.
Anlaşmayı bitirirsen onu gümüş bir tabakla sunarım.
Te la serviré en bandeja de plata si cumples con tu parte del trato.
- Ama Kaplan'ı nasıl bulacağını söyledi?
- Pero ¿ te dijo cómo encontrar a Kaplan?
Kendine kalp krizi geçirteceksin.
Vas a hacer que te dé un ataque cardíaco.
Sanki umurunda.
Como si te importara.
Sana Masha öldü dediğimde yalan söylemiyordum. Doğumda öldüğünü sanıyordum.
No mentía cuando te dije que Masha estaba muerta, creía que había muerto al dar a luz.
Sana Masha hakkında bir şey söylemedim çünkü bu dövüş bitene kadar buraya tekrar gelerek ya da seninle tekrar temasa geçerek seni tehlikeye atmak istemiyordum.
No te había contado de Masha porque no quería arriesgarme a venir aquí o a hacer contacto contigo de nuevo hasta que esta pelea hubiera terminado.
Bunu yapmamanı rica ettim.
Te pedí que no hicieras esto.
Kaplan sana nerede buluşacağınızı söyledi?
¿ Dónde te dijo Kaplan que se reunirían?
Yani ya gidip kendini kurtarırsın ya da bu burada biter.
Así que... o te vas y te salvas, o esto termina aquí mismo.
Zavallı yargılanmalardan dolayı kendinizi imkansız olana karşı bulursanız Henry Prescott aramak isteyeceğiniz bir adamdır.
Si te encuentras ante obstáculos imposibles debido al poco juicio, Henry Prescott es el hombre que quieres tener en el marcado rápido.
- İzah etmeme izin ver.
- Bueno, deja que te haga acordar.
Bunu yapmazsan, itaatsizlikten tutuklanacaksın.
Si no lo haces, te arrestarán por desacato.
Bunun bir hata olduğunu söylemiştim.
Te dije que esto era un error.
Bir şey söyle, Ajan Ressler, iyi görünmüyorsun.
Di algo, agente Ressler. No te ves muy bien.
Kurşunu sana veriyoruz ve sen de büyük jürinin dağılmasını sağlıyorsun.
Te entregamos el casquillo si haces desaparecer a ese gran jurado.
Sana söz veriyorum.
Te doy mi palabra.
Formda görünüyorsun!
Te ves en forma.
Sana bir cep telefonu numarası vereceğim. İzini sürmeni istiyorum.
Te voy a dar un número de teléfono que necesito que rastrees.
Annene seni hayatım pahasına koruyacağıma yemin ettim.
Le juré a tu madre que te protegería con mi vida.
Korkarım ki başarısız oldum.
Me temo que te he fallado.
Elizabeth, arabadan çıkarsan, Raymond'u seçersin.
Elizabeth, si te bajas del auto, eliges a Raymond.
Eğer kalırsan, gerçeği seçersin.
Si te quedas, eliges la verdad.
Seni seviyorum Raymond.
Yo te quería, Raymond.
İşbirliği yapmazsam dokunmazlık sözleşmemi iptal edeceklerini söylediler. Beni tehdit ettiler. Bu yüzden seni ele verdim.
Cuando dijeron que iban a revocar mi acuerdo de inmunidad si no cooperaba, me amenazaron, así que te delaté.
Samar sana söylemedi mi?
¿ Samar no te lo dijo?
Bunu size şahsen teslim etmemin sorun olup olmayacağını Harold'a sordum.
Le pregunté a Harold si le molestaba que te entregara esto personalmente.
Seni yalnız bırakacağım.
Te daré algo de privacidad.
Çünkü, seni mutlu ettiğini gördüm.
Porque vi que ella te estaba haciendo feliz.
Ben de babamın verdiğini söylemiştim.
Y te dije que mi padre me la dio.
Sana, olduğum kişiye kızgınım... Bana ve kendini yaptığın her şeye rağmen sana yardım etmek istediğim gerçeğine de.
Estoy furiosa contigo, con lo que soy, con el hecho de que quiero ayudarte a pesar de todo lo que te has hecho a ti mismo y a mí.
İyi hissedeceğin bir yer önerebilir misin?
¿ Puedes sugerir algún sitio en el que te sientas bien?
O bir şey söyledi mi?
Te los enviamos hace 24 horas. ¿ Ella dijo algo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]