English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ U ] / Uyandın

Uyandın tradutor Espanhol

6,317 parallel translation
Bir dakika çok sarhoştun, sonra, yanında Brezilyalı bankacıyla, Holiday Inn'de kral dairesinde uyandın.
En un minuto, te desmayas borracha y lo siguiente que sabes es que te despiertas junto a un banquero brasileño en la suite ejecutiva de su Holiday Inn.
Sammy'nin adını haykırarak uyandın.
Despertaste gritando el nombre de Sammy.
tamam, peki, iş için uyandın.
Vale, bueno, entonces te habrías despertado sin trabajo.
Bugün uyandın, uyuşturucu kullanmadın.
Te despertaste hoy, no usaste drogas, al igual que ayer.
Büyük ve korkunç devi uyandırdın.
Has despertado al abominable yeti.
Hastayı uyandırın.
Despiértalo.
Hiç günlük kıyafetlerin üzerindeyken uykudan uyandığın ya da önceki geceyi hatırlamadığın oluyor mu?
¿ Alguna vez se despierta llevando ropa que no reconoce... o incapaz de recordar la noche anterior?
O da Ana'nın uyandırma katıldı
También asistió al velorio de Ana.
Beni uyandırır mısın?
¿ Me despertarás?
Normalde uyandığında yatağın yanındaki küçük kutusuna koyar geceleri yıkayıp tekrar takardı.
Generalmente, cuando despierta, lo pone en su caja al lado de la cama y en la noche, lo enjuaga y se los vuelve a poner.
Ya da bir gün uyandığında, sapık olmadığının.
Ni tampoco despierta un día y descubre que esa condición ya no está.
Bayan Hovington'ın ailelerle iletişime geçtiğini söylememesi şüphe uyandırıcı.
Es incriminatorio que la Sra. Hoving nunca nos dijera que se había puesto en contacto con los padres.
Neler oluyor? Bebeği uyandıracaksınız.
¿ Qué demonios está pasando?
Kahve olmadan Jason'ı uyandıramazsın.
No despiertas a Jason sin una taza de café.
Sonra ikiniz beni bu güzel seslerinizle uyandırdınız.
Y luego me despertáis con esas hermosas voces.
Evet, duyduk. Ne yapıyorsun? Hope ve Maw Maw'ı uyandıracaksın.
Sí. ¿ Qué estás haciendo?
Yok yok, uyandırmadın.
No, no, no. No me has despertado.
İlk uyandığımda farklıydın.
Cuando me desperté, eras... Eras diferente.
Neden babanı uyandırmadın?
Bueno, ¿ por qué no despiertas a tu padre?
Arkadaşınız uyandı.
Su amigo está despierto.
Horoz ötme sakın... ~... bebeğimi uyandıracaksın. ~
Pollo... Lo tragaste... No despiertes querido...
Köpek havlama sakın... ~... bebeğimi uyandıracaksın. ~
Los perros pequeños no ladran... tu... no despiertes querido...
Suratıma artık top atmayın. Onu uyandırmamız gerekmiyor mu?
No balones en mi cara.
Geçmişin geçmişte kaldığını ben de biliyorum, merakımı - uyandıran şey şu ; hiç mi pişmanlık duymuyorsun?
Sé que es el pasado, pero no me siento remordimiento?
Sonra uyandığımda, kendimi kurbanımın yanında buluyorum.
Luego me despierto, parada al lado de mi víctima.
Daniel'ı uyandırmanın vakti geldi.
Creo que es hora de despertar a Daniel.
Oo, bütün gece araştırma yaptım. Ama uyandırdığın için teşekkür ederim.
Estuve levantada toda la noche investigando pero gracias por despertarme.
Neden beni uyandırmadın?
- ¿ Porqué no me has despertado?
Bu durumdayken, hastanın uyandıktan sonra normal yaşamını sürdürmesi çok zor olacak.
En esta condición, le será difícil tener una vida normal cuando despierte, ¿ verdad?
Ve zaman zaman Martin sabahın üçünde odaya bir kız getirip beni uyandırıyor.
Y de vez en cuando, Martín trae una chica a la habitación a las 3 : 00 de la mañana, me despierta.
Ülkenin dört bir yanındaki genç kadınlarla konuşup,... onların ulusal piyango konusundaki görüşlerini anlamaya çalışıyoruz. Sizlere insanlık tarihinin en çok merak uyandıran tıbbi gizemi ve ahlaki ikilemi hakkında halkın görüşlerini, onların doğrularını aktarmak için uğraşıyoruz.
Le hablamos a las mujeres jóvenes de todo el país, tratando de entender su perspectiva sobre la lotería nacional y tratar de traerles a ustedes, el público, la verdad sobre el más irresistible misterio médico y adivinanza moral en la historia de la humanidad.
Uyandığın zaman yanında olacağım.
Voy a estar justo aquí cuando despiertes, ¿ de acuerdo?
Uyandığımda bir arabanın bagajındaydım. Cebimde de bir intihar mektubu vardı.
Desperté en el maletero de un coche, con una nota de suicidio en mi bolsillo.
Halkın gözünde katiller savaş kahramanlarından daha fazla merak uyandırıyorlar.
En lo que se refiere a despertar la curiosidad del público, los asesinos resultan más intrigadores que los héroes de guerra.
- Muhtemelen komşuları da uyandırdın.
- Habrás despertado a todo el barrio.
Herkesi uyandıracaksın!
- Basta ya, despertarás a todos.
Binbaşı, küfür ne olursa olsun bende nefret uyandırır ve sıkıntıda olan bir bayanı duyunca direk o bayanın savunmasına bakarım.
Mayor, un abuso de cualquier tipo es aborrecible para mí y cuando oí de una dama en apuros salté en su defensa.
Uyandığınızda evrakla uğraşacaksınız, yatmaya gittiğinizde evrakla uğraşacaksınız.
Va a levantarse por la mañana para el papeleo. Se irá a la cama por la noche con el papeleo.
Otelci kadın ciyak ciyak bağırıp beni uyandırana kadar.
Hasta que los agudos graznidos de la hostelera me despertaron.
İngiliz aristokrasisinin tüm ağırlığının uykumu almadan önce beni uyandırması.
El peso de la aristocracia británica despertándome antes de tomar arenques.
Sanırım onun içindeki insani bir şeyleri uyandırdın.
Creo que apelaste a su parte humana.
Uyandırmak için iyi bir yol olacağını düşündüm.
Pensé que sería una agradable manera de despertar.
- Uyandırmadın.
- No lo has hecho.
Köpeği uyandırdın.
Se despertó el perro!
Bir kıza yardım edersen getir götür oğlanı izlenimi uyandırırsın.
Ayudar a una chica a mudarse te convierte en amigo, ¿ saben a lo que me refiero?
Uyandığımda... Oyun arkadaşını kendinden daha kötü halde buldun.
Viste a tu compañera de juegos en peores condiciones que tú.
bu yüzden onu uyandırmak istememiştim, onu arabadan çıkarmadan önce alışveriş torbalarını indirmeye karar verdim.
Así que decidí que descargar los víveres antes de que lo saqué de su asiento.
Tamam da, gecenin bir saatinde beni uyandırdın.
Lo sé, pero me despertaste a mitad de la noche.
Ejderhayı uyandırdın Charles.
Has despertado al dragón, Charles.
Bunu takar, Truva atını uyandırırız, sonra da yarış başlasın.
Sólo lo conectamos, despertamos el caballo troyano, y nos vamos a las carreras.
İçimde bir zayıflık uyandırdın.
Despertaste una debilidad dentro de mí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]