Ya sen tradutor Espanhol
34,915 parallel translation
- Peki ya sen kimsin?
¿ Y tú quién eres?
- Ya sen ya ben ölürüz.
- O se muere o que muera.
Ya sen?
UH oh.
Peki ya sen Daphne?
¿ Y tú, Daphne?
Ya sen?
¿ Qué hay de ti?
Ya sen, bütün gün burada oturup bunları mı düşünüyorsun?
¿ Te sientas aquí todo el día a pensar esas cosas?
Peki ya sen böyle anlamayı nasıl beceriyorsun?
¡ ¿ Y qué tal si tú empiezas a tomártelo así?
Ya sen?
¿ Lo haces tú?
Peki ya sen?
¿ Y tú?
- Ya sen?
¿ Y tú?
Benimle dalga mı geçiyorsun ya sen?
¿ Estás de broma?
Tüm bunlar olduğunda sen konuşmak istediğim ilk kişiydin.
Ya sabes, cuando todo esto me sucedió, fuiste... fuiste la primera persona a la que quería llamar.
Yok, sen gerekli noktalara değindin.
No, ya dijiste todo.
ya da sen daha az ürkek olmalısın.
O tienes que estar menos nerviosa.
Sana sorularımız var ve sen de cevaplamalısın, Ya da eğer yardımcı olmazsan, mecburen bir yıldız odası yapıp orada...
Responder debiera, o nos forzaría a llevar a una estrella del método...
Beni sen çağırdın.
Eso ahora ya no importa nada.
Sen Amerika'ya gitmeden önce.
Jamal. Antes de que te fueras a América.
Neyse sen başla, ben sana yetişirim.
Ve empezando tú. Ya te alcanzaré.
Tamam, sen gerçek Chuck mısın yoksa acayip bir büyü ya da görüntü müsün onu bile bilmiyoruz.
Cómo sabemos siquiera que eres realmente Chuck... y no algún hechizo loco o manifestación.
Sen ne söyleyeceğini biliyorsun.
Ya sabes lo que dirás.
Sen de bunu biliyorsun, yoksa beni çoktan öldürmüştün.
Lo sabes. De otro modo, ya me habrías hecho daño.
Bilinçlerimizi sayısallaştıracaklar ve hatırlamayalım diye muhtemelen hafızalarımızı silecekler. Sen de normal şekilde hayatını yaşadığını sanacaksın. Ama aslında veriden başka bir şey değilsin.
Sólo van a digitalizar nuestra conciencia... y, probablemente, ya sabes, borrar tu memoria para que no recuerdes, y vas a pensar que estás viviendo tu vida como normalmente, pero en realidad, no eres más que datos.
Sen Max Elliot'sın.
Eres Max Elliot. Ya...
Sen benim kuzenimsin ya.
Eres mi primo.
Paranın çoğunu sen harcadığına göre belki nereye gittiğini biliyorsundur diye düşündüm.
Pensé que podrías saber a dónde fueron, ya que la mayoría del dinero pasó por ti.
Ben pek aile insanı sayılmam. Sen annenle babanı kaybettiğinde sana göz kulak olmanın bana yük olacağını düşünmüştüm ama sen bana oğuldan da yakın oldun.
Mira, en verdad no soy un hombre de familia, así que cuando perdiste a tus padres, pensé que iba a ser una carga, ya sabes, cuidarte, pero... eres lo más cercano a un hijo que tendré.
Kızım ya, sen niye onun üstüne atlamıyorsun ki?
Chica, ¿ por qué no le has saltado encima ya?
Eğer sen veya sevdiğin biri saldırıya uğramış olsaydı, polislerin onlara yalan söyleyip korkutmalarını, her yöntemi kullanmalarını isterdin.
Si tú o alguien que amas ha sido atacado, querrías que los policías mintieran, intimidaran, que utilizaran todos los medios posibles.
Bayan Shaw'la yaşadığınız talihsiz olaylardan beri raporlanan şamataları sen de gördün.
Es que... ya has visto los informes de todas las payasadas desde tu desafortunado desacuerdo con la Srta. Shaw.
Sen Patrick Woijchik'e takmış vaziyettesin, bıraksan olmaz mı?
Entonces, tu obsesión con Patrick Woijchik... ¿ ya se pasó?
Tanrım. Sen iyisin ya.
Dios, eres bueno.
Ama sen bunu zaten biliyorsun.
Pero ya lo sabe, es el motivo por el que
Sen var ya...
¡ Tú!
Aman ya, beni sevmiyorsun sen!
¡ Dios mío, no me quieres!
- Ben ediyorum ama sen olay çıkartıyorsun.
Ya, lo intento, pero ahora estás montando una escena.
- Haklıyım. Sly, sen Doğu Avrupa'ya odaklan, bak bakalım June'un uçağını hackleyen sinyali takip edebilecek miyiz?
Así, Sly, el enfoque en Europa del Este, ver si podemos hacer un seguimiento la señal eso es piratería avión de junio,
Biliyor musun benim elimi sen oynadın.
Ya sabes, Usted ha jugado la mano, Ahora no tengo otra opción pero el borrado,
Sen beşik yapabiliyor musun ya?
¿ Sabes construir una cuna?
Ama nasıl olduğunu sen de bilirsin.
Pero ya sabes cómo es eso.
Sen var ya, hiç ilgimi çekmeyen gizemli bir yapbozsun.
, eres un misterio que no me interesa resolver.
Sen kendin bebeksin ya.
Todo lo tuyo es de bebé.
- Kimsin sen?
Ya nos hemos visto antes.
- Sen söyle.
- Ya me atrapaste.
Bir grup uzaylıya karşıyız... ve sen insanlara hayatlarının zaman... yolculuğu yüzünden etkilenmiş olabileceğini mi söylemek istiyorsun?
¿ Vamos a enfrentarnos a un ejército de alienígenas y tú quieres decirles a todos que sus vidas han sido afectadas por tus viajes en el tiempo?
Sen, Barry ya da hiç kimse beğense de beğenmese de.
Aunque a ti, a Barry o a cualquier otro no les guste.
Baban sen katil ol diye hayatından vazgeçmedi.
Ya ves por qué tengo que vengarlo. Tu padre no dio su vida para que pudieras convertirte en un asesino.
Sen de tatlı gibisin ya. Ama "arkadaş kalalım" tarzında tatlı.
Tú también me pareces algo lindo, en el sentido de "siento lástima por ti".
Sen otursana ya.
¿ Podrías volver a acostarte, por favor?
Sadece sen ve ben birlikte çalışıyoruz ve ben sadece bir olay çıkartmak istemedim ortada gerçek bir şey olana kadar.
Solo estamos... tú y yo trabajamos juntos y yo no... no quería hacerlo serio, ya sabes, hasta que fuese algo... algo... real.
Öyle duruyor- - ve tahmin ediyorum- - sen ve sarışın bunu bir süredir biliyordunuz.
Eso suena, supongo, a que tú y la rubia ya lo sabían desde hace tiempo.
Sen de bu adamı öldürdün ve karanlık ağ üzerindeki karaborsa sitesinin IP adresini Bratva'ya verdin.
Y tú mataste a este hombre para luego darle la dirección IP de un sitio del mercado negro en la red del bajo mundo a la Bratva.
ya senin 86
ya sen kimsin 29
ya senin ki 16
ya sence 30
ya seninki 55
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
ya sen kimsin 29
ya senin ki 16
ya sence 30
ya seninki 55
señor 97
senor 39
señorita 20
senorita 19
señora 23
seni çok seviyorum 321
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81
senatör 298
senator 30
seni seviyorum 4697
sense 26
seni çok özledim 187
seni 1182
senpai 28
sensei 83
seni görmek istiyorum 81