Yok olmuş tradutor Espanhol
1,125 parallel translation
Sanki patlamada yok olmuş gibi görünecek olmanız.
.. parecerá que su nave ha sido destruida en la explosión.
Oh, bütün sinir sistemi yok olmuş.
Oh, quemo todo su sistema nervioso.
Ortadan yok olmuş.
No está.
Yok olmuş da ne demek? Nasıl yok olabilir? Neler söylüyorsunuz bana?
¿ Qué quiere decir con que no está?
Aynalara bakmaktan korkuyor çünkü yansıması yok olmuş.
Le da miedo mirarse al espejo porque no se refleja en él.
Yüzeydeki yerleşim yerleri neredeyse yok olmuş gibi görünüyor.
El asentamiento está prácticamente destruido.
Bize o yok olmuş gözüküyor.
Nos parecería que ha desaparecido.
Çok geçmeden bir de bakıyorsun ki, hepsi yok olmuş, ölüm meleği tarafından iptal edilmiş.
Minuto siguiente, se acabo. Cancelado por la Parca.
Hiç bir iz olmaksızın ortadan yok olmuş gibisin.
Pareces haberte desvanecido sin dejar rastro
Fazer izi yok, çatışma bulgusu yok, karakol öylece ortadan yok olmuş gibi.
No hay señal de disparos ni de lucha. Como si se hubiesen esfumado.
Görev tamamlandıktan hemen sonra o, 18 askerle birlikte yok olmuş.
Pero cuando el trabajo fue hecho, su ayudante y los 18 guardias desaparecieron.
- Sardalyalar yok olmuş..
¡ Las sardinas! ¡ Han desaparecido!
Biraz suni köpük. Gezegen burada olacak ve biz de çoktan yok olmuş olacağız.
¡ El planeta seguirá aquí y nosotros ya no estaremos!
O yanarak yok olmuş. Mason ve Hamlin. Bugün ve bugünden sonra asla ahenk içinde çalamayacak.
Es un Mason y Hamlin chamuscado y destruido... que nunca estuvo afinado, ni lo estará.
Örümcek maymunların başparmağı yok olmuş ya da küçülmüştür.
Los pulgares están ausentes en los monos araña o reducidos a un diminuto tubérculo.
Canavarlar yok ortada kâbuslar yok olmuş
# No hay ningún monstruo Ni siquiera una pesadilla #
Bozulma genişlediğinde, tüm sistem yok olmuş.
Cuando la ruptura se expandió, el sistema fue destruido.
Her yerdeler, sonra bir bakıyorsun, hepsi yok olmuş.
Están por todas partes y, luego, desaparecen.
Muhteşem mutluluk şansın yok olmuş olacak.
Simplemente no saldría con ella. Tu única oportunidad de felicidad desaparecería.
Bu, Amerika'da yok olmuş durumda.
Eso se acabó en América.
Ekipman ve kontroller yok olmuş.
Equipamientos y controles destruidos.
Bu ülkenin ahlakı tamamen yok olmuş.
La moral de este país se ha ido al diablo.
Tuhaf değil mi? Savaşın, sonunda burada, tüm nüfusu hasat yüzünden yok olmuş bir gezegen olan T'Lani lll'de sona ermesi.
Qué ironía que la guerra termine aquí, sobre T'Lani III un planeta cuya población entera fue diezmada por los recolectores.
- Yok olmuş olamaz.
- No puede haber desaparecido.
Aklınıza ne gelirse, yok olmuş.
Todo lo que había, ha desaparecido.
Burada olmamasını umuyordum, yok olmuş olmasını şu arkadaki kayaya gömülmüş olmasını.
Esperaba que no estuviera aquí, que hubiera quedado destrozado, que hubiera quedado incrustado en la roca.
Plazma uzayda alev aldı ve gemi sanki yok olmuş gibi göründü.
El plasma se inflamó en el espacio por eso creímos que la nave se había pulverizado.
Sanki tüm ülke aniden yok olmuş gibi.
Es como si el país entero hubiese dejado de existir.
Elektrik zaten yok olmuş.
La electricidad ya no funciona.
Eğer kırılırsa yok olmuş olurlar.
Una vez que esté quebrada... estarán acabados.
Sevgili Johnny hakkında hiçbir şey yok. 1948'den önceki her şey yangında yok olmuş.
No hay nada sobre querido Johnny, los documentos antes de 1948 se perdieron...
McDonald'ın eline verilen o parayı alıp ortadan yok olmuş olabileceğine inanman neden bu kadar zor?
¿ Por qué no puedes creer que pudo haber cedido ante tal suma?
Neler oluyor? Maris gerçekten yok olmuş. Şu anda merkezle konuşuyorum.
Sí, realmente algo le ha pasado a Maris, estoy con la estación ahora.
Hiçbir şey yok. Sadece bir hiç için ömrünün geri kalanında... bu tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş ben varım.
Somos sólo yo y esta maldita silla de ruedas... para el resto de mi vida.
Aslında göğüsleri ve bacakları yok mu olmuş?
Le quitaron los dos pechos y una pierna.
Hayır. Bir kızım yok. Ne olmuş yani?
No, no tengo. ¿ Y qué?
Rasputin'in torunu olmuş da haberimiz yok.
¿ Rasputin tiene un nieto?
Bir adam kızıl bir hayaletin motosikletli haydutları motorlarından edip sonrasında birdenbire ortalıktan yok olduğuna şahit olmuş.
"Un hombre vio a un fantasma rojo acabar con uno de los bandidos en motocicleta y después esfumarse en el aire".
Yok, bence şey... Yani, hoş olmuş.
No, creo que se ve genial.
Henüz olmuş bişey yok, H.
Todavía no ha pasado nada, H.
Ve sizi yok etmek takıntısı olmuş.
Y él esta obsesionado con destruirlos.
Altı ay olmuş ve bizim haberimiz bile yok.
Y nos enteramos ahora.
Yok çok hoş olmuş.
- Bueno, es que estoy acostumbrada.
Senin hiç düzgün arkadaşın yok mu? Beyzbol'da veya başka birşey de ünlü olmuş biri?
¿ No tienes amigos más distinguidos,... algún jugador famoso, por ejemplo?
- Bir giris varsa, çoktan yok olmus olmali
Bueno, si hubo una entrada alguna vez hace tiempo que fue destruida.
Ölümcül bir hata olmuş olmasaydı babamın kolayca galip geleceğinden hiç şüphem yok.
Sin duda mi padre habría vencido fácilmente pero cometió un error fatal.
- Ne olmuş bize? - Yok bir şey.
- ¿ Qué pasa conmigo y la Sra. O'Brien?
Bir hafta önce bir Juhrayan nakil gemisini yok ettiklerine göre sanırım çabalarınız pek de başarılı olmuş gibi görünmüyor.
La destrucción de una nave juhrayana hace una semana me dice que sus esfuerzos han tenido un éxito limitado.
Dr. Green yok, zatürree olmuş. Dr. Kosevich'i görebilirsiniz.
El Dr. Green está enfermo con neumonía.
- Uyuşturucu yok. Ama sanki tam kelle olmuş gibi beş polisle boğuştu.
Pero luchó contra 5 policías como si fuera un toro.
Refleks yok, felç olmuş.
- Sin reflejos, flacidez.
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20