English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yolun sonu

Yolun sonu tradutor Espanhol

461 parallel translation
En sonunda, işte bunları giyiyorum, yolun sonu.
Por último esto, lo último de la serie.
Burası yolun sonu deme sakın.
No me digas que ésta es la última parada.
Yolun sonu ise mezarlıktır.
El cementerio.
- Yolun sonu.
- Final del trayecto.
Bu yolun sonu huzur dolu bir Almanya'dır.
Y el final de ese sendero es una Alemania en paz.
Yolun sonu, Corey.
Tu viaje ha terminado, Corey.
JANSEN İÇİN YOLUN SONU
EL FIN DE JANSEN
Eski bir yolun sonu, bir yenisinin başı.
El fin de un viejo camino, el principio de otro nuevo.
Eski bir yolun sonu ve yıldızlarla döşeli yeni bir tanesinin başı.
Algo de un viejo camino que acaba y otro que empieza, cubierto de estrellas.
- Benim için bu yolun sonu demektir.
Sólo sé que aquí termina el paseo.
Sahel, YOLUN SONU 1984-1986
SAHEL, EL FINAL DEL CAMINO 1984-1986
San Diego, yolun sonu.
San Diego, meta del viaje.
Yolun sonu evlat.
Fin de trayecto, chico.
Burasi benim için yolun sonu Wyatt.
Es el final del viaje para mí, Wyatt.
Yolun sonu.
Fin de trayecto.
Orası yolun sonu.
Hemos tocado fondo.
O kadar değil. Yolun sonu.
Será mala suerte, porque éste es el final del viaje.
Yolun sonu görünmüşken neden kendini ve adamları biraz gevşetmiyorsun?
Ahora estamos al final del camino ¿ por qué no intentas hacerlo más fácil?
İşte geldik. Hemen yolun sonu.
Sí... aquí... es por aquí.
"Sucy-en-Brie taş ocağı, yolun sonu."
¡ Tienes problemas, amiguito!
Bu yolun sonu.
Esto parece el final.
Senin için yolun sonu göründü.
Todo ha terminado para ti.
Yolun sonu geldiğinde benim gibi çok bilenler için bile susma vaktidir.
Siento que llegaremos al fin, y yo, que sé tantas cosas esto nunca lo sabré.
Yani yolun sonu geldi.
Así que ésta es la despedida.
Kendine ait bir hayatın özlemindesin ama bir şekilde yolun sonu o ve seninle bitiyor.
Conservas la esperanza de una vida propia pero contigo y con ella, siempre resulta ser su noche de bridge.
İşte yolun sonu.
Desde siempre.
Yolun sonu.
El final de la línea.
Yolun sonu gibi görünüyor.
Llegamos al final de la jornada.
Yürüdüğün yolun sonu, cehenneme çıkıyor.
El único futuro que le espera a esa organización es el infierno.
YOLUN SONU... 500 km hızla.
SIN SALIDA... a 378 km por hora.
- Yolun sonu!
- ¡ Es el final del camino!
Buna yolun sonu diyorlar.
Pues es así. Y ya está.
Benim için yolun sonu.
Bueno, esto sí que es ya lo último.
Yolun sonu, evet.
Lo último de verdad, ¿ sí?
Yolun sonu Villega.
Fin del trayecto, Villega.
Yolun sonu düzenbaz!
¡ Fin del camino, ladronzuelo!
Bayanlar ve baylar, burası yolun sonu. Oradaki yol sizi, korumak için bekleyen Amerikan ordusuna götürür. Lütfen yürümeye başlar mısınız?
Señoras y señores, este es el final de la línea hay el camino de regreso a los Ejércitos EE.UU. esperando para proteger Así que, ¿ podría empezar a caminar.
Yolun sonu!
¡ No habrá cine!
Yolun sonu.
Fin del camino.
Burası yolun sonu olabilir.
Podría ser el final del camino.
İşimiz bitti! Bu gerçekten yolun sonu.
Significa la ruina, Eugen, ¡ la ruina total!
Şu muhafızlar içeri girdiğinde, "Tamam" dedim, "Yolun sonu. Dört yıl bunun içinmiş."
Cuando esos guardias entraron, pensé, "Éste es el final."
Yolun sonu yakın. Emin ol.
Esto casi se acaba, te lo aseguro.
Bu yolu takip etmeyeceğim, çünkü bu yolun sonu ayrılıkla sonuçlanıyor
Yo no seguiré por este camino, porque en este camino siempre se separan,
Galiba artık yolun sonu geldi.
Parece que éste es el final del camino.
Güzel bir soyadı için yolun sonu.
Es el final de un prestigioso apellido.
Yolun sonu.
Vayan bajando.
İşte yolun sonu.
Se acabó.
Yolun sonu.
Es el final.
... yolun sonu.
- y así...
Yolun sonu.
Es el fin del camino.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]