English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Y ] / Yüçe

Yüçe tradutor Espanhol

13,289 parallel translation
İngiltere'nin yüce kralı 2. Edward ve Cornwall'un ilk Kontu, Sör Gaveston hazretlerinin emri ile hamilelik testine başlıyorum.
Por orden de su más alta Majestad, el rey Eduardo II de Inglaterra, y su Gracia, el primer Conde de Cornwall, Sir Gaveston, comenzaré con las pruebas de preñez.
Yenilmezler efsanelerde bahsedildiğinden daha da yüce.
Los Vengadores son aún más grandes que las leyendas que han cobrado.
Kurtarıcınız yüce İsa bugün Davut'un şehrinde dünyaya geldi, dedi.
"Ha nacido hoy, en la ciudad de David, un Salvador... que es Cristo el Señor."
Yüce İsa.
Jesucristo
Ama şu pek haşmetli Rothko da oradaydı dostum! Yüce Tanrım!
Pero había un Rothko que era increíble, amigo. ¡ Una locura!
Yüce Tanrılar, yine Flynn arıyor.
Dios, es Flynn llamando de nuevo.
- Yüce Tanrım, Komiser realitenin tesadüfen oluverdiğini sanmıyorsun ya?
Dios, teniente, no cree los reality son reales, ¿ cierto?
- Yüce Tanrılar, 4 : 30 mu?
Dios mío, a las 4 : 30.
Yüce Tanrılar.
- Madre mía.
- Yüce İsa. Yine aynı kuş saçmalıkları.
Los pájaros rojos.
- Yüce İsa, Ari. 3 koruma mı?
Jesucristo, Ari. ¿ Tres guardias?
Eva'ydı, Javi'nin kızı. - Yüce İsa.
Esa, uh... esa era Eva, la chica de Javi.
- Yüce Tanrım.
- ¡ Oh, Santo Dios!
Sana daha yüce bir şey öneriyorum.
Bueno, ahora te estoy ofreciendo algo más grande.
Senin ölümün, yeni yüce krallığımızın köşe taşı olacak.
Tu muerte será la piedra angular de un nuevo reino.
Senin ölümün, yeni yüce krallığımızın köşe taşı olacak.
Tu muerte será la piedra angular de nuestro nuevo reino.
Artık Yüce Büyücü aramızda olduğuna göre belki bize söyler.
Ahora que el gran hechicero está aquí, tal vez pueda decírnoslo...
- Teşekkürler, Yüce Merlin.
- Gracias, gran Merlín.
Anlaşılan babacığın, düşündüğün kadar yüce bir kral değilmiş.
Al parecer, papi no era el gran rey que pensabas que era.
Yüce Thor!
Por Thor.
- Yüce İsa.
Jesús.
Yüce İsa.
Dios mío.
Yüce İsa, onu öldürmedim.
Dios, yo no la maté.
Yüce İsa.
Dios.
- Yüce İsa.
- Dios.
Yüce İsa.
Joder.
Yüce İsa.
Jesús.
Yüce Tanrım!
¡ No!
Hepimizden daha yüce.
Es más grande que todos nosotros.
Yüce Tanrım.
- ¡ Dios mío!
Bu mezarlıklara Ölüler Şehri adını veriyorlar ölenleri onurlandırmak için yapılmış yüce mozaleler.
Llaman a estos cementerios Las Ciudades de los Muertos, elevados mausoleos destinados a honrar a aquellos que se han ido.
Yüce Tanrım.
Jesucristo.
- Evet, hâlâ bizlerle mi, yoksa cennette yüce İsa'yla mı?
Si, ¿ sigue con nosotros o vive en el cielo con Jesucristo?
Oğlun, kurtarıcımız yüce İsa'nın adıyla bu iblisin uzaklaşmasını istiyorum.
En el nombre de tu hijo, nuestro salvador, Jesucristo, exijo que este mal sea expulsado.
Yüce tanrım! Jenna dur yapma!
Santa madre... ¡ no, Jenna, no!
- Yüce Tanrımız.
Alabado sea.
Yüce Giuseppe Salvatore.
El todopoderoso Giuseppe Salvatore.
Biricik Tanrımıza, babamızın oğlu Yüce İsa'ya layık olmak için.
Debido a los méritos del único... De tu amadísimo Hijo nuestro Señor Jesucristo.
Biricik Tanrımıza, babamızın oğlu Yüce İsa'ya layık olmak için.
Propter merita unigeniti... Filii tui Domini nostri Jesu Christi.
Yüce Tanrım, gerçeksen sana inanmadığım için özür dilerim.
Dios, si eres real, siento no haber creído en ti.
Yüce İsa. - Hey, arkadaşlar.
Vale, hablaba del invierno...
- Yüce İsa.
- ¿ Qué es eso?
Rüzgar ve daha yüce bir güç bizimleydi. Duman onları yukarıda hareketsiz hale getirdi.
Teníamos el viento y el poder superior de nuestro lado, así que el humo los ahogaba allí arriba.
Okuyucuya, piramit biçimli burnu, at nalı biçimindeki ağzı sağ göz kocaman bir et beninin altında kaybolurken çalı gibi kızıl bir kaşın kapattığı o küçücük sol gözü bir kalenin mazgalları gibi sağı solu çentikli o biçimsiz dişleri o dişlerden birinin fil dişi gibi üzerine oturduğu nasırlı dudağı o sivri çeneyi ; her şey bir yana hınzırlık, afallama ve üzüntü karışımı bir ifadesi olan suratıyla aradaki halkın gözlerini kamaştıran yüce yüzü olduğu fikrini vermemeliyiz.
'No intentaremos para dar al lector una idea'de esa nariz tetraedro,'esa boca de herradura,'ese pequeño ojo izquierdo'eclipsado por una ceja espesa de color rojo,'mientras que el ojo derecho desaparecido por completo 'bajo una enorme verruga,'de esos dientes rezagados las infracciones aquí y allá'como almenas de una fortaleza,'de ese labio caliente,'sobre el cual uno de esos dientes proyectados'al igual que el colmillo de un elefante, 'de esa barbilla en forma de horquilla,'y sobre todo,'de la expresión difusa sobre la totalidad,'esa mezcla de malicia,'asombro, y la melancolía.
Yüce İsa. Ömrüm oldukça bir daha hiç vajina görmek istemiyorum.
No quiero volver a ver otro coño en mi vida.
Yüce tanrım, bu canavar için sana şükranlarımızı sunuyoruz.
Divinidad... te damos nuestra gratitud por esta fiera.
Başkan'ı, Başkan Yardımcısı'nı ve Yüce Divan'ı buradan götürün, hemen.
¡ Sacad de aquí al Presidente, la Vicepresidenta, al Jefe del Tribunal Supremo... ya!
Yüce İsa.
¡ Por Dios!
"Eğer ortada yüce bir amaç varsa... "... yaşadığımız sürede gerçekleşip gerçekleşmemesi önemli değildir.
Si la meta es noble... el que se logre o no durante nuestra vida... es muy irrelevante.
Kendimden daha yüce bir güce inanamadım.
No pude pasar los requisitos para creer en un poder más grande que yo mismo.
Yüce Tanrım!
Dios mío.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]