English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Ş ] / Şuraya

Şuraya tradutor Espanhol

13,708 parallel translation
- Şuraya bak Doktor.
Doctor, mira esto.
Sizin beni Ventura'ya kadar bile koruyabileceğinize inanmıyorum. Cabe! Hayır, şuraya, şuraya.
No creo que ustedes puedan protejerme ni siquiera el resto del viaje a Ventura. ¡ Cabe! ¡ Ve por la chica!
Şunu şuraya atar mısınız?
¿ Me podría tirar esto?
Buraya gel, şuraya otur.
- Para. Ven aquí, siéntate.
Otur şuraya, bir dakikalığını otur, her şeyi çözeceğiz.
Siéntate un momento, siéntate un momento, saquemos todo esto...
Bunu da şuraya koyalım.
Y entonces pongo ese aquí.
Şuraya bak.
Bueno, hola, mira eso.
Şuraya otur. Seni almaya geleceğiz.
Siéntese ahí, luego vendremos por usted.
Andrey, şuraya bak.
Andrej. Mira esto.
Otur şuraya. Bağlayın.
¡ Siéntate!
- Tamam. - Şuraya bak.
- Recibido.
- Şuraya yüzme havuzu koyabiliriz.
- Podemos tener una piscina.
Şuraya evin adresini yaz.
Dame la dirección de la casa.
- Anlaşıldı. - Rice, 28'lik merdiveni dayayalım şuraya.
Rice, traigamos una escalera de nueve metros de inmediato.
Şuraya gidip onu tanıyan birileri var mı diye soracağım.
Iré a preguntar si alguien lo conoce.
Şuraya bak. Şu cok güzel olan Mustang'i görüyor musun?
Mira allí. ¿ Ves ese estupendo Mustang?
Şuraya bak.
Mire allí.
Otur şuraya, söylediysem yapacağım!
¡ Tú zorra dije que lo haré, por favor!
Tanrım, şuraya bakın.
Oh Dios mío, mira este lugar.
Erkek arkadaşınla şuraya geçin.
¡ Ve hacia allá con tu novio!
New Orleans sivil filosunun şuraya demirlediğini tespit ettik. Mississippi deltasının güneyinde, Garden körfezi açıkları.
Pudimos determinar... que la flota de civiles de Nueva Orleans... está anclada por aquí, sobre el extremo sur del delta del Mississippi, cerca de la Bahía Garden.
Umarım şuraya biraz kıvrılmamın sakıncası yoktur dostum.
Espero que no te importe compartir, amigo.
- Şuraya koy, Bükreş'te paylaşırız.
Ponlas allí, las tendré hasta venderlas en Bucarest.
Şuraya bak.
Miren eso.
Gir şuraya!
¡ Sigan moviéndose!
Şuraya bir bahçe avlusu yaparız.
Pienso que pondría poner el patio trasero aquí.
Hayır oraya değil, şuraya.
No, ahí no. Allí.
Şuraya biraz daha içki götürün lütfen.
Necesitan más bebidas por ahí. Gracias.
Bunu "Kiminki büyük" yarışmasına mı çevirmek istiyorsun? Gir şuraya!
No conviertas esto en un concurso de medidas de fuerza.
- Neyse. Şuraya oturabilir miyim?
Bueno, ¿ puedo sentarme aquí?
- Şuraya otur.
Siéntate aquí.
Şuraya bak.
Mira al chico.
- Şuraya yatırın.
Por aquí. Por aquí.
Amanın, şuraya bak.
Dios mío.
Şuraya bir bakın.
Ey, Miren.
Şuraya varacağım : Üçünü karanlığın derinliklerinden 20 yılda inşa ettiğim programla anlaşarak hayatlarımızı riske atmaları için yetiştirmedim.
Lo que quiero decir es que yo no os saqué de las profundidades de la oscuridad solo para poner en riesgo vuestras vidas y la mía, si fuera el caso, para comprometer el programa en el que he pasado
- Diane, neden şuraya oturmuyorsun?
- Diane, - toma asiento por aquí.
Şuraya bak.
Mire hacia allí.
Otur şuraya, otur.
Entonces ven, siéntate aquí, aquí.
Koy şuraya.
Déjalos aquí.
Reles, gelip şuraya baksana.
Reles... ven a ver las vistas.
Daha bulamadım ama şuraya bak.
Aún no lo tengo, pero mira.
Yani, şuraya baksana, bizimkiyle alakası yok.
Quiero decir... mirar este lugar- - no podemos competir. No es tan grande.
Şimdi kendisi kayıp ve o kimlik numarasını almadan şuradan şuraya gitmiyorum.
Ahora que se está perdiendo, y yo no me voy sin que VIN.
Şuraya bak.
Mira.
Evet, ama çıkışta aranacaksınız, o yüzden şuraya sıra olun.
Sí, pero vais a ser inspeccionados a la salida, así que formad una fila aquí.
Kanala yerleştirdiğimiz sonoboylara göre standart bir arama paterninde dolaşıyorlar. Şuradan şuraya.
Las sonoboyas que colocamos en el canal indican que están patrullando en un patrón de búsqueda estándar de aquí a aquí.
Şuraya.
Eso.
- Otur şuraya.
¡ Siéntese!
- Şuraya bakın. Arkamızda. - Saat altı yönünde kamyon.
Camión a las 6 en punto.
- iste, suraya bir bak.
Mira eso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]