Ale tradutor Francês
398 parallel translation
Haydi artık. Son kez söylüyorum, zencefilli gazoz içkiden daha ucuz.
Mélangez avec du ginger ale.
Oh, hayır, hayır. Pike's Pale biraları onun. En kaliteli biradır.
Pike's Pale. "La meilleure ale de Yale".
Pike's Pale istiyorlar. En iyi birayı.
Ils veulent la meilleure ale de Yale.
- Bira değil? Ale.
- Dans l'ale.
- Birayla ale arasında mı?
- Entre la bière et l'ale?
Siyah ale, kahverengi ale, sarı ale, sert ale. Onları da sevmem. Düşündüğümde bile hıçkırık tutar.
Je n'aime pas non plus la blonde, la brune, le porter, le stout, qui me donne le hoquet rien qu'en y pensant.
Ama ben bu bira ve ale işini asla sevemedim.
Mais je n'ai jamais voulu de la brasserie.
Ale işi yapıyor.
- L'industrie de l'ale.
- Pratt, Ale ve Quail.
- Pratt, Bière et Caille. - Billdocker.
- Hiçbir şey, teşekkürler.
- Rien, merci. Apportez-lui un ginger ale.
- Shropshire. - Shropshire? Evet, elbette.
C'est absurde d'être aussi rigide sur ce qu'on ale droit de lire ou non.
Bir zencefilli gazoz lütfen.
Ginger ale.
Sağ salim İngiltere'den dönüşüne içiyorum!
Je bois à ton sain retour avec de l'ale anglaise!
Tadı'ginger ale'gibi.
On dirait de la limonade.
Ale, çekmeceme bir şiir bırakmış.
Ale m'a laissé une poésie sur ma commode.
Ale, etimi kesebilir misin?
Ale, s'il te plaît, coupe-moi ma viande.
Ale'nin şiiriyle ilgili başka bir şey duymak istemiyorum.
Le poème ne m'intéresse pas. Je ne veux pas en entendre parler.
Ale nerede?
Où est Ale?
Çok sevindim. Tebrikler, Ale.
Je suis si contente.
Ale, sizi bugün mezarlığa götürmek için, benden izin istedi.
Ale m'a demandé si c'est lui qui pouvait vous conduire au cimetière.
Her zaman sen götürürdün, şimdi aniden Ale götürüyor.
C'est toujours toi, et aujourd'hui, soudainement, Ale?
Ale'ye güvenmek zorundayım.
Faire confiance à Ale?
Pekâlâ, Ale.
Que veux-tu?
- Ale, korkuyorum.
- Ale, j'ai peur! - Vas-y!
Yavaşla, lütfen.
Je t'en prie! J'ai peur, Ale!
Beni bekle, Ale.
Attends, où vas-tu?
Sen misin, Ale?
Ale, c'est toi?
Ale, lütfen camı biraz aç.
Ale, tu peux ouvrir la fenêtre.
Lütfen, nereye oturabilirim?
Ale, s'il te plaît, montre-moi où m'asseoir.
Ale, bana yardım et.
Ale, aide-moi.
Ale, lütfen, bana yardım et.
- Je t'en prie, aide-moi.
Lütfen, Ale, yardım et.
Ale, je t'en prie, aide-moi.
Lütfen, Ale.
Je t'en prie!
Sorun ne, Ale?
Qu'est-ce que tu as?
Ne oldu, Ale?
Qu'est-ce que tu as, Ale?
Ben bir viski ve gazoz alabilir miyim? Viski ve gazoz.
J'aimerais un whisky-ginger ale.
Evet, zencefil gazozu istiyorum.
Oui, un ginger ale.
- Soda mı zencefilli gazoz mu?
- Soda ou ginger ale?
- Zencefilli gazoz.
- Ginger ale, je vous prie.
Garson, bir tane daha lütfen.
Garçon, un autre Kahlua et ginger ale, SVP.
- Edie... Lois'e zencefilli gazoz gerekli. - Tamam.
Lois boit du Ginger Ale.
Bir biraya ne dersin?
- Un peu de Ginger ale? - Oh...
Zencefilli gazoz ikram et kendilerine.
Donne-leur un Ginger Ale,
To the ale house or the playhouse And many's the house besides
Au bar ou à la salle de jeu Et à de nombreux autres endroits
Etmiyorsun ale alenen!
Il n'en est rien... en public.
- Ale'yi sorun. Biraları süperdir. - Teşekkürler.
- Je vous recommande la bière brune.
Bu Ginger Ale.
Trinquons. Bois ton soda, Jake.
Sarhoş domuz.
Cochon d'Ale.
Ale, fıçının üstünde..... bira ise altında mayalanır.
L'ale fermente sur le dessus ou quelque chose.
Zencefilli gazoz ve?
Ginger ale et...?
Ale-e... hop.
Allez, hop!