Ama bu imkânsız tradutor Francês
123 parallel translation
Çok tatlılar, ama bu imkânsız. Aklı yerinde olanları Mutluluklar Vadisi'ne almıyoruz.
C'est très gentil, mais nous ne prenons pas les gens sains.
Bazen aklıma geliyor. Ama bu imkânsız rüya çok geride kaldı Biddy.
Oui, mais ce rêve s'est enfui!
Sen iyi bir dostumsun Bendrix ama bu imkânsız. Olamaz.
C'est gentil à vous, Bendrix, mais c'est hors de question.
- Bunu ben de farkettim, ama bu imkânsız!
- J'avais pensé à des vers, mais c'est peu probable.
Teşekkürler Müfettiş Hanım ama bu imkânsız.
Merci madame la gardienne, mais c'est impossible
Ama bu imkânsız.
Mais c'est impossible!
Ama bu imkânsız.
Mais c'est impossible.
- Ama bu imkânsız.
- Mais c'est impossible.
Ama bu imkânsız!
Ce n'est pas trop tôt.
Ama bu imkânsız! Olga hep ikiz kardeşi Sonja'yla bowling oynar.
Impossible, elle joue toujours avec sa jumelle.
- Ama bu imkânsız!
- Impossible.
- Ama bu imkânsız!
C'est impossible.
Bu nilüfer yaprağından gitmeliyim. Ama bu imkânsız.
- J'aimerais quitter ce nénuphar, mais c'est chose impossible.
Ama bu imkânsız!
Non, c'est impossible.
Ama bu imkânsız tabii- -
Mais comment est-ce possible?
Ama bu imkânsız. 1500 yaşından büyük olman gerekir.
Mais c'est impossible. Vous auriez plus de 1 500 ans.
Ama bu imkânsız.
Ce n'est pas possible!
Ama bu imkânsız, Laura.
C'est impossible.
- Kapora bile istememiştim. Felaket! Ama bu imkânsız.
.. demandé d'arrhes!
Ama bu imkânsız.
C'est impossible.
Ama bu imkânsız.
Mais... c'est impossible.
Üzgünüm ama bu imkânsız.
J'ai bien peur que ce soit impossible.
Ama bu imkânsız, tamam mı?
Je ne veux pas être séparée d'April pendant six mois.
Ama bu imkânsız gibi görünüyordu.
Mais là... Ça semblait impossible.
Ama bu imkânsız.
Ça ne peut pas arriver.
- Ah. Keşke halktan gizlenebilseydi, ama korkarım, bu imkânsız.
J'aimerais vous épargner cette publicité.
Ama bu pençe ancak ağaçta yaşayan bir hayvana ait olabilir. İmkânsız, bir ağaç maymunu gibi.
Cependant, cette griffe appartient a un etre arborescent... un espece de perodictique a feuilles.
Bu imkânsız, ama gerçek.
C'est impossible, mais c'est un fait.
Ama bu vuruş imkânsız gibi görünüyor.
Il semble impossible à réaliser.
Sizi durdurduğum için özür dilerim efendim, ama bu benim için imkânsız.
Désolé de vous interrompre mais c'est impossible pour moi.
Ama bildiğin gibi bu imkânsız bir şey.
Mais vois-tu, c'est simplement impossible.
Ama bu ilişki imkânsız.
Mais c'est impossible!
Evet, biliyorum ama imkânsız gibi gözükse de bu oluyor.
Non, je ne le sais pas. C'est possible, puisque ça se produit.
Ama imkânsız bu.
Mais c'est pas possible.
Seni çok sevdiğimi biliyorsun Robert MacGregor. Ama her şeyi ciddiye alıyorsun, bu imkânsız bir şey.
Tu sais combien je t'admire, Robert MacGregor, mais tu prends trop à coeur les causes perdues.
Ama bu kadar zamanda böyle olmuş olması imkânsız.
Ça ne peut pas s'être passé en si peu de temps.
Ama bu şekilde düzgün bir analiz yapmamız imkânsız.
Voilà qui va rendre impossible ou presque la moindre analyse.
Bulunan izlere göre mezarlıkta boğuşmalar olmuş. Ama cenaze töreni sırasında toprak çiğnenmiş. Bu yüzden kanıt bulmam imkânsız gibi.
Il y a eu une lutte près de la tombe, mais l'herbe a été piétinée pendant les obsèques, on trouvera rien de probant.
Ama tabii ki bu imkânsız değil.
Mais certainement pas impossible.
Ama şimdi hepsini yapman gerekiyor ve bu imkânsız bir şey!
C'est impossible d'être les 3 à la fois.
ama seni ancak Tibbetts'ı eyalet sınırına getirdiğini kanıtlarlarsa yargılayabilirler, bu da imkânsız.
Mais le FBI ne peut pas vous inculper, car il ne peut pas prouver que vous avez transféré Tibbetts d'un état à l'autre.
... bu yüzden koparılmış uçla karşılaştırmak imkânsız. Ama araştırmayı derinleştirdin, değil mi?
lmpossible de comparer avec nos morceaux déchirés.
Ama bu detaylar biraz da anlık geliştiği için, birebir canlandırmak tamamen imkânsız.
Mais les événements ne peuvent jamais être parfaitement recréés.
- Ama imkânsız bu.
- C'est pas possible.
Bu durumda elle kapatılmış olmalı ama bu da imkânsız.
Je veux dire, étant donné la situation, il faudrait le désactiver manuellement.
Ama imkânsız bir şey bu, Orokiah Hançeriydi o.
Mais ce n'est pas possible, c'est le poignard d'Orokiah et tout et tout.
Kim olduğumu düşündüğün umurumda değil, ya da gözlerimde ne gördüğün ama bu tamamen imkânsız.
Je me fiche de qui vous pensez que je suis, ou ce que vous pensez avoir vu dans mes yeux, mais c'est totalement, complètement impossible.
Onu Johannes'ın götürdüğünü sanmıştım, ama tabii bu imkânsız.
Je pensais que Johannes l'avait conduit, mais c'est pas possible.
Tabii, tabii. Ama bu kesinlikle imkânsız.
- C'est carrèment impossible.
Ama bu imkânsız tabii.
Mais c'est impossible.
Ama bu imkânsız.
- Mais c'est impossible.
ama bu imkansız 78
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu mümkün değil 32