English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Arabalar

Arabalar tradutor Francês

5,336 parallel translation
- Arabaları takip et yeter.
Je suis juste les chariots.
Ama arabaları burada.
Mais leurs voitures sont là.
Arabalar benzin kadar işe yaramıyor.
Les voitures sont loin d'être aussi utiles que l'essence.
Diğer arabalar geçip giderken bu araba niye orada fren yapıyor?
Les autres voitures continuent, mais pourquoi celle-ci a freiné?
Arabaları incelediğimiz yer, şüphelinin sürdüğü araba gibi mesela.
Oh, c'est là que nous examinons les voitures comme celle que notre suspect conduisait.
Arabaları çalıyor, tamircilere teslim ediyor ve araçları soyup değerli şeyleri almalarına yardım ediyor.
Il vole des voitures, les livrent à un garage, et aide à désosser les véhicules.
Genellikle büyük arabalar, arazi araçları ve karavanlar durdurulup aranır.
D'habitude ce sont des voitures plus Imposantes, 4x4, camionnettes qui sont interceptées et fouillées.
Bunu yapmadan önce de, arabalarına el koy ve Rosa'ya pasaportunu teslim et.
Avant ça, saisis leurs voitures et dis à Rosa de nous laisser son passeport.
Arabalarını görmüyorum.
Je ne vois pas leur camion.
Fransız bakım arabalarından biriyle getirildiğini düşünüyoruz.
Sans doute par une voiture d'entretien française.
Klasik arabalar, kaliteli müzik, harap olmuş binalar.
Voitures classiques, bonne musique, infrastructures qui se dégradent.
İnsanların üzerine yoğunlaşırsınız. Göz kontağından kaçınan kim, parketmiş arabaların içinde oturanlar, yada yüzünü bir kereden fazla gördükleriniz kim.
Vous êtes à l'affût de gens qui ne veulent pas établir de contact visuel, silhouettes assises dans des voitures garées, ou des visages que vous avez vus plus d'une fois.
Kısa sürede bir yolu kapatmanız gerekiyorsa, çelik gövdeli eski arabalar mükemmel bir bariyer olur.
Si vous avez besoin de créer un barrage routier à la hâte, l'armature en acier des vieilles voitures font un excellent barrage.
Ve daha fazla kontrollü patlama arabaları daha da yükseğe gönderir.
Et plus l'explosion est contenue, plus haut ça enverra la voiture.
Ne yapacağız? Yemeklerine bir şey mi koyalım, arabalarını mı çizelim?
Alors, qu'allons-nous faire- - mettre quelque chose dans leur nourriture, bloquer leur voiture?
Beni arabalarının arka koltuğuna ittirdiler.
Ils m'ont poussé sur la banquette arrière de leur voiture.
Tiny amcamı takip ediyorduk ve sonra birdenbire arabaların arasından büyük bir silüet geçti. Babam direksiyonu kırınca su kanalına devrildik.
Et donc, euh, nous suivant mon oncle Tiny puis, tout d'un, euh, soudaine une grande image en noir venu entre-deux voitures et mon père tourné le volant et nous avons renversé dans similaire, la gouttière,
Arabaları ellerinden alınınca istifa eden dedektifler biliyorum.
je connais des policiers qui sont partis quand on leur a pris leurs voitures Et...
Samantha Cole'un ulaşabileceği tüm arabaları da bulalım.
et nous devons savoir à quelles voitures Samantha Cole avait accès.
Eğitim arabalarının anahtarını her zaman kontakta bırakırdı.
Il laissait toujours la clé de la voiture d'apprentissage sur le contact.
Otoparktaki tüm arabalar temiz çıktı.
Chaque voiture dans ce parking est justifiée.
Ve bizi o çok güzel evine, plaja götürecek, ve bir havuzu var bir de güzel arabaları.
Et il nous amènera à sa très belle maison, et elle est sur la plage, et il y a une piscine et ces voitures vraiment trop top.
Arabaları değiştireceğiz.
On changera de voitures.
İçki için ekmek arabalarını kullanıyorlar.
Il utilise des camions à pain pour l'alcool.
- Polis arabalarındaki gibi mi?
Comme une voiture de police?
Güzel. Neredeyse tüm kampın etrafında arabalar dolaşıyor.
C'est cool, on a des voitures tout autour du camp.
Arabalarınızla çitlerden geçin.
Détruisez les clôtures avec les voitures.
İnsanların arabalarını soymaman gerekiyor.
Tu ne devrais pas entrer dans la voiture des autres.
İnsanların arabalarını... Soymaman gerekiyor.
Tu ne devrais pas... entrer dans les voitures.
Ben buraya kaç aydır her gün geliyorum ve sen bana kahve veriyorsun spor ve arabalar hakkında sohbet ediyoruz ve kızımla çıktığını söylemek hiç aklına gelmedi mi?
Donc je suis venu tous les jours pendant des mois, tu m'as servi mon café, on a discuté sports et voitures, et t'as jamais pensé à me dire que tu voyais ma fille?
Jane, yarışçıların arabalarına kamera yerleştirdiğini anlatmıştı.
Jane a dit que les conducteurs mettaient des caméras dans leur voiture.
Mustang benim adıma kayıtlı ama arabaların sahibi Jorge.
La Mustang est enregistrée sous mon nom, mais elle appartient à Jorge.
Alberto, Jorge'nin tüm arabalarında çalışmış ama fatura ve makbuzları var.
Alberto a bossé sur toutes les voitures de Jorge avec factures et reçus.
Alberto'nun Jorge'nin arabaları üzerinde çalıştığını biliyor muydunuz?
Saviez-vous qu'Alberto travaillait sur les voitures de Jorge?
Buradaki görevini ben alıyorum. Sen gidip yeni gelen arabaları tazyikli su ile yıka.
Je veux que tu ailles laver la flotte.
Boşver. Arabaları yıkacağım.
Je vais laver les voitures.
Sen'til var saat son çeyrek benim plaka almak için, önünde iki arabaları dışarı, dock açık bir yol, ve savunmasız bir tekne orada bekliyor.
Vous avez jusqu'à et quart pour m'amener mes planches, deux fiacres devant la porte, un chemin dégagé vers les docks, et un bateau non gardé qui y attendra.
Sam, bu senin arabalarından biri gibi görünmüyor ama.
Sam, ce n'est pas comme l'une de tes voitures.
- Sanki sokak ve arabalar...
On dirait une rue... des voitures et...
Süper, bu aramamızı Meksika'daki arabaların yaklaşık yarısına indirir.
- Eh bien, ça réduit à à peu près la moitié des voitures de Mexico.
James'in adamları evin dışında gün boyu arabalarında oturdu.
Les gars de James sont restés assis dans la voiture toute la journée.
Giysiler, fiyakalı arabalar, oynak hatunlar? Hayır.
Des habits, des voitures de luxe, des gonzesses en vrac?
Elimizdeki arabalar bitti, millet.
On n'a plus de voitures.
Bazen lüks arabalarıyla gece yarısına dek dışarıda dolaşıyorlar.
Parfois on reste dehors jusqu'au milieu de la nuit en conduisant des super voitures.
Arabalar, cinsel ilişki gibi.
Tu sais, comme les voitures, ou la baise.
O bindikleriniz U.P. yük arabaları ve U.P. atları.
Ce sont des chariots et des chevaux de l'Union Pacific.
Fiona arabalarını mahvetmiş. ve annenle yeğenini oradan götürmüş.
Fiona a détruit leur véhicule et est partit avec votre mère ainsi que votre neveu.
İkmal arabalarından bile daha iyi korunuyor olacağız Bu seferki amacımız dışarı çıkıp geri dönmek sadece.
C'est l'endroit le plus sûr de la formation, plus hospitalier que celui des chariots de ravitaillement.
Güzel mankenler, hızlı arabalar, muhteşem plaj evi, adam yaşıyormuş, yaşamış.
Jolis modèles, des voitures rapides, une grosse maison au bord de la plage, Quand cet homme vivait, il vivait bien.
Aynı arabalar gibi.
Comme les voitures.
keşif destek takımı ve ikmal arabalarını koruyup eşlik edenlerin arasında olacaksınız.
Vous, les jeunes recrues, serez là entre les chariots des escouades de garde et les escouades de traque ennemie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]