Asla mı tradutor Francês
16,612 parallel translation
Seni asla aldatmadım.
Je ne t'ai jamais trompée.
Bu işi yapma çabalarına son vermeni istiyorum Oraya tekrar geri dönelim,... bunu yatıralım ve bu videoların bir daha asla gün ışığı görmeyeceğinden emin olalım.
Je veux que vous arretiez de faire tout pour que ça marche. Alors retournez là-bas, mettez tout ça derrière vous et assurez vous que ces vidéos ne voient jamais le jour.
"Yatırım için asla geç değil."
On est jamais trop vieux pour commencer à épargner. "
Açıkçası onlara karşı acımasız duyguların olduğu belli,... ama Alicia, ben asla buradan topladığım bilgiyi...
Bien, clairement vous avez des sentiments négatifs envers eux mais, Alicia, je n'utiliserais jamais
Araştırmacımla yatmıyorum, eğer yatsaydım,... aramızda asla böyle bir konuşma olamazdı.
Je ne couche pas avec mon enquêteur, mais si je le faisais, cette conversation entre nous n'aurait jamais eu lieu.
Araştırmacımla yatmıyorum, eğer yatsaydım,... aramızda asla böyle bir konuşma olamazdı.
Je ne couche pas avec mon enquêteur, mais si je le faisais, cette conversation n'aurait jamais eu lieu.
Bu nedenle etiketlenen yazılım beyazları hayvan olarak asla yanlış tanımlamaz.
C'est pour ça que le logiciel ne confond jamais les blancs et les animaux.
Benden asla vazgeçmeyen biri.
Quelqu'un qui ne m'a jamais laissé tomber.
Erica, asla doktor olmaya hak kazanmadığımı çok iyi biliyorsun.
Erica tu sais très bien que je n'ai jamais prétendue être docteur.
Yapmadığım bir şey için nasıl hapse girebiliyorum,... asla gerçekleşmemiş bir şey yüzünden?
Comment puis-je aller en prison alors que je n'ai rien fait, c'est... ça ne devait pas se passer comme ça.
Onun çok yüksek standartlarına erişmeye çalştım. Kariyerimin asla erişemeyecaği standartlara.
J'ai tenté d'être à la hauteur de ses exigences celles que ma carrière pourrait atteindre.
Kurallar konusunda çok katı olursanız ve "Protokol, protokoldür, asla dışına çıkmam" derseniz sanırım çoğu kişi de gerçek hayatta işlerin böyle yürüdüğünü düşünmüyordur.
On peut être strict, suivre le protocole au pied de la lettre et ne jamais en dévier, mais ça ne se passe pas comme ça dans la vie, on le sait.
Saygıdeğer Hâkim Willis ailem ve ben asla kendimizi böyle bir duruma sokmayı seçmedik.
M. le juge, ma famille n'a jamais choisi d'être impliquée dans une telle situation.
"Sizin asla yapamayacağınız bir şey yaptım."
"Eh bien, j'ai fait quelque chose que vous n'auriez jamais pu faire."
Asla senin kadar güzel olamayacağım.
Jamais je ne serai aussi jolie que toi.
Hep istemişimdir ama hiç sahip olamadım ama herkes "Hayır, olmaz Emmett dövmen olursa asla düzgün bir işin olmaz." dedi.
Mais j'en ai jamais fait parce que tout le monde dit : "Non, jamais t'auras un job si tu fais ça."
Sırrımızı asla bilemeyeceksin.
Vous connaîtrez jamais nos secrets.
Dostum, asla senin tarafında olup olmadığımı sorgulamamasın.
- T'as pas le droit de remettre ma loyauté en question.
Bense bu gemide hayatımla ilgili söylenip sonsuza dek yolculuk yapacağım ama asla varamayacağım.
Tandis que j'erre sur ce vaisseau... voyageant pour toujours... n'arrivant jamais.
Uyandığında orada olmayacağım ama seni asla unutmayacağımı bil.
Quand tu te réveilleras je serais morte, Mais sache que je ne t'oublierai jamais.
"... asla kazanamayacağım gerçeğiyle yüzleştim.
" l'espoir de gagner votre affection m'est à jamais interdit.
Asla da bir kahraman olmayacağım.
Je ne le serai jamais.
Asla ama asla özür dileme madem burayı başımıza yıktın, biz de it gibi çalışıp baştan yaparız şimdi masana otur da biraz para kazan, anladın mı?
Tu ne dois jamais t'excuser. Jamais. Tu brûles la putain de baraque, tu te retrousses les manches et tu construis une autre.
Ve ben asla Molly Ringwald gibi olamayacaktım.
Que je serais jamais Molly Ringwald.
Ve seni bir daha asla yüzüstü bırakmayacağım, söz veriyorum.
Je te laisserai jamais tomber, promis.
Sizi asla riske falan atmadım.
Jamais je ne prendrais ce risque.
Seni ve çocukları asla riske atmadım.
Jamais je ne vous aurais...
Seni ve çocukları asla riske atmadım.
Jamais je ne vous aurais mis en danger.
- Bu gördüklerimi asla unutamayacağım.
- Je ne peux pas oublier ce que j'ai vu.
Tüm umutlarımızı kaybettiğimizde, en karanlık anımızda " Asla pes etmeyin!
Et dans nos heures les plus sombres, alors que tout espoir était perdu, j'ai dit, "N'abandonne jamais."
Bir daha asla ama asla, hiçbir zaman mutlu olamayacağım.
Je ne veux jamais, Jamais jamais, ne soyez jamais heureux.
Kral Gristle beni asla sevmeyecek.
King carottes ne m'aimera jamais.
Seni asla unutmayacağım.
Je ne t'oublierai jamais.
Duyduğum ilk anda gerçek olduğunu anladım Bir yıldırım gibi çarptı Ve asla unutmadım
Je le savais la première fois que je l'ai entendu, ça m'a frappé comme l'éclair, et je l'ai jamais oublié.
Asla senin gibi olmayacağım.
Je serai jamais comme toi.
Zayıf ve şiddetli davrandığımın farkındayım ve tekrar asla olmayacağından emin olmak için sert adımlar atacağım.
Je ferai le nécessaire pour que ça ne se produise plus.
♪ Asla bilemezsin canım seni ne kadar çok seviyorum ♪
Si tu savais Comme je t'aime
Ben asla başka hiçbir yerde yaşamayacağım.
Je ne pourrais jamais vivre ailleurs.
Beni şaşırtmaktan asla vazgeçmezsin.
Tu m'étonneras toujours.
Belki de nedeni Frankie gibi bir kadınla hiç tanışmadım, belki de çünkü asla bir aşk ve mutluluk bulamadım Brittany ve Frankie birbirleriyle buldukları gibi.
Je n'ai jamais connu de femme comme Frankie et que je n'ai jamais connu l'amour et le bonheur que Brittany et Frankie ont trouvés.
Ve Mac ne olduğunu asla açıklamadı.
Mac ne m'a jamais dit pourquoi.
Sanki bir daha asla bu fırsatı bulamayacağımı hissediyorum, biliyorsun ve yani Ona bir şans vereceğim ve heyecanlıyım.
Je n'aurai jamais cette chance à nouveau donc je voudrais... Je vais tenter le coup et je suis heureuse.
Asla şişmansın demezdim. Ama bu, başka biri de söylemeyecek anlamına gelmez. Anladın mı?
Tu n'es pas grosse du tout mais c'est juste mon avis, tu comprends?
Yemin ederim, ömrüm boyunca, ne olursa olsun sana asla yalan söylemeyeceğim.
Je jure que, quoi qu'il m'arrive dans cette vie, je ne te mentirai plus jamais.
Silah taşımıyor diye ona onca şeyi söyledikten sonra silah taşımadığı sürece asla yanımda yer alamayacağını söyledikten sonra uzun vadede gelmiş geçmiş en cesur insan olduğunu öğrendim.
Même si je lui ai dit ces choses concernant le fait de tenir une arme, je ne l'aurais jamais considéré de mon côté à moins qu'il ait tenu un fusil. Mais avec le temps, j'ai réalisé que c'était la personne la plus courageuse du monde.
Buradan asla çıkamayacağım.
Je ne sortirai jamais d'ici.
Peki sana bundan bıktığımı ve bir daha asla tekrarlanmayacağını da söyledi mi?
T'a-t-elle aussi dit que ça ne se reproduira jamais? C'est fini.
Çünkü seninle tanıştığımdan beri bana yapmayı asla aklıma getirmediğim şeylerin nasıl yapılacağını gösterdin.
Parce que depuis que je te connais, tu m'as appris à faire des choses que je ne n'aurais jamais osé faire.
- Bizi buldun. - Seni bir daha asla bırakmayacağım.
- Je ne te laisserai plus partir!
Ama ne kadar çok uğraşırsam uğraşayım sizi asla unutamazdım.
Mais j'ai eu beau essayer, je n'ai pas pu vous oublier.
Asla bir planım olmadı.
Je n'ai jamais rien prévu.