English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Az çok

Az çok tradutor Francês

10,581 parallel translation
Olanları az çok idrâk edebiliyorum.
J'arrive à lire entre les lignes
Tek yaptığınız, arkamda bırakmayı az çok başardığım şeyleri tekrar tekrar hatırlatmak.
Vous ne faites que me rappeler quelque chose que j'avais réussi à laisser derrière moi.
Korsanları az çok tanıdık artık. Civardaki adalarda yaşayan, yiyecek ve ilaç ihtiyacı olan insanlar.
Peut-être des pirates, des autochtones, sans nourriture ni médicaments.
Kitap hakkında az çok iyi hissediyorum.
Je le sens plutôt bien.
"Az çok onlardan üstünlermiş gibi küçümsüyorlar müşterilerini."
" Ils méprisaient leurs clients, se sentant supérieurs.
Az çok.
Rarement.
Çoğu insan Mr. Bojangles şarkısını Sammy Davis Jr.'ın veya Nina Simone'un yazdığını düşünür ama aslında çok az kişi tarafından bilinen Jerry Jeff Walker tarafından yazılmıştır.
Bien des gens pensent que c'est Sammy Davis Jr. ou Nina Simone qui a écrit Mr. Bojangles, mais elle a été écrite par un certain Jeff Walker que personne ne connaît.
Bu saatle çalışacak kadar nitelikli olan çok az saatçi var.
Il y a qu'un certain nombre d'horlogers qui sont qualifiés pour travailler sur cette montre.
Çok az zamanımız var.
On a peu de temps.
Belki çok azına ediyorlar ama bu benim için yeter.
Peut-être pas tous, mais c'est assez bien pour moi.
Zamanın da çok az.
Je pense que j'avais besoin d'un bon coup de pied de toute manière.
Onun hiçbir eğitimi yok ve çok az okuma yazma bilir.
Il n'a aucune éducation et peut à peine lire et écrire.
- Az pişmiş. Ben daha çok...
Je suis plus du genre "Bien cuit"...
Ondan daha çok kurgu olmayan şeyler öğretmesini istedin ve tamam o da gıcıklık ediyordu ama en azından uyum sağlıyordu.
Je pense, tu lui as demandé d'enseigner plus de livres non-romanesques et oui il a été énervant mais respectueux.
Benimle çok az, ama gücünü sağlamlaştırmayla çok alakası var.
Ça a très peu à voir avec moi et tout à voir avec la consolidation de son pouvoir.
Bu çok garip. Az önce seni ikaz mı ettim ben?
- Ai-je tenté de conseiller la prudence?
Kaçıp saklanıyor ve olduğundan çok daha azı gibi davranıyordun.
Tu t'es enfui. Tu t'es caché. Prétendant être bien moins que ce que tu es.
Aslına bakarsanız ne kadar çok olursa, o kadar az güvende olursunuz.
En fait, plus j'en ai, plus je me sens en danger.
Perimetreye giden çocukların dediğine göre tel örgüye elektrik verdiklerinden beri çok daha az koruma varmış.
Les enfant qui sont allés sur le périmètre ont dit qu'il y a moins de gardes autour depuis qu'il ont électrifié la barrière.
- Çok az kalmıştı.
C'était plutôt précis.
Konuşmayı gece birde yaparsanız, çok daha az kişi izler.
Un discours à 1 h, - c'est inutile. - Et ma famille.
- Çok az kaldı patron.
On y est presque.
Geçen gece nörotoksinleri daha az tesirli hâle getirmek için formülü bir çok kez tekrarladık.
Hier soir nous avons essayé plusieurs versions de la formule pour rendre la neurotoxine moins forte.
- Çok az bir süre. Son nefesini vermeden beyni çalışmayı bırakmış.
Son cerveau s'est arrêté avant son dernier souffle.
Çok az vaktim var. Ne buldunuz?
J'ai très peu de temps.
Kastom'u son benimseyenler biziz ve sayımız çok az.
Nous sommes les derniers gardiens de la kastom et nous ne sommes pas nombreux.
- Çok az konuştuk aslında.
Je l'ai à peine rencontrée.
Oyunculuğu çok iyi, genç bir beyin cerrahını oynuyor yani en azından teyzem öyle söylüyor.
Elle joue une brillante, jeune, neurochirurgienne. - Du moins c'est ce que ma tante dit. - Hmmm.
Söylediklerimin hiçbiri ve düşüncelerimin çok azı güvenilebilir demektir bu.
Ça ne veut rien dire et vous ne pouvez croire que très peu de mes dires.
Ne iş yaptığımızı bilen çok az kişi var.
Les gens ne savent pas vraiment ce qu'on fait.
Üzgünüm dostum ama seni çok az tanıdığımız bu insanlarla birlikte bırakamam.
Désolé, mon pote, je ne te laisse pas avec un tas de gens qu'on connait à peine.
Tamam, peki. Sen de daha az düşünüp daha çok yaşamalısın.
Tu devrais moins reflechir et vivre plus intensément.
İhtiyaçlar çok fakat elde olan az.
Beaucoup de demandes... Et à court d'approvisionnement.
Çok az kaldı, ben hallederim.
Juste un peu. J'en prendrai soin.
Birilerinin benimle gelmesini istedim. Destek için ya da bunu çok az daha korkunç kılmak için. Ve aradığım kimse gelemedi.
Je voulais que quelqu'un m'accompagne, pour du soutien et rendre ça un tout petit moins horrifiant, et tous ceux que j'ai appelé ne pouvaient pas.
- Çok az kalacağına dair bana söz ver. - Peki.
Promets-moi que tu ne resteras que quelques minutes.
Bize çok az sey ögretmistir.
Il nous l'a appris quand on était très jeune
Fred, uzun zamandır kaçıyordun, saklanıyordun olduğundan çok daha azıymış gibi davranıyordun.
Fred, tu t'es enfui, caché, prétendant être tellement moins que ce que tu es.
Benden daha az nefret edip de diğerlerinden daha çok nefret eden baronla ittifak kurmalıyım.
Je dois conclure une alliance avec un baron qui me déteste moins qu'il ne déteste les autres.
Ne kadar az işim olursa o kadar çok kahve içiyorum.
Le moins j'ai à faire, le plus je bois du café.
Çok az kişi olacak bir düzine ya da 15 kişi.
Ca sera juste quelques personnes. une douzaine, 15.
Çok az zamanını alacak.
Cela ne prendra que quelques instants.
Bana inanmak yerine düşmanla fazla samimi olan, çok az tanıdığın bir adama umut bağlıyorsun.
Au lieu de me faire confiance tu crois un homme que tu connais à peine, qui est un peu trop à l'aise avec l'ennemi si tu veux mon avis.
- Onu çok az tanıyorum.
- Je le connaissais à peine.
Ama en azından... bulduğum bir mesaj çok nazikti... ve Ten Mohs bütün nafaka ödemelerini zamanında yapmış.
Et Ten Mohs a toujours payé ses pensions pour les enfants.
Anahtarını mı düşünüyorsun? Az çok.
Je veux voyager.
Hayır, hayır. 40 yıl önce çok az tanınıyordum.
Non, j'étais vaguement connue il y a 40 ans.
Daha az konuşun, daha çok seks yapın.
Moins de blabla, plus de sexe.
Evet, öyle ama onunla çok az zamanın olmuştur.
Oui, mais vous avez eu si peu de temps avec elle.
Gerçeği yaşıyorum ; en azından deniyorum seninse bundan çok uzak olduğunu söyleyebilirim.
Je vis dans la vérité, du moins j'essaie, ce qui est plus que ce qu'on peut en dire pour toi.
- Çok az alın.
En prendre très peu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]