Ben bir şey bilmiyorum tradutor Francês
400 parallel translation
- Ben bir şey bilmiyorum.
- Je ne sais rien.
Ben bir şey bilmiyorum Joss!
J'le saurais Joss!
Ben bir şey bilmiyorum. Biliyoruz. Soda ile girdin ama yoldayken birden cin oluverdi.
C'est de l'eau de Seltz, peut-être?
Şunu anlayın. Ben bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien.
- Ben bir şey bilmiyorum.
- Je ne suis pas au courant.
Fakat inanın, ben bir şey bilmiyorum, hiçbir şey.
Je ne sais rien, je vous dis!
Ben bir şey bilmiyorum ki.
Je ne sais rien.
Ben bir şey bilmiyorum.
Je ne sais rien.
- Ben bir şey bilmiyorum.
- J'en sais rien.
Size ben bir şey bilmiyorum dedim.
Je vous ai déjà dit que je savais rien du tout.
Ama ben bir şey bilmiyorum, efendim.
Désolé, mon colonel, je ne sais rien.
Ben bir şey bilmiyorum. Genç insanların işlerine karışmak istemiyorum.
Je ne veux pas me mêler des querelles de ces jeunes gens.
- Ben bir şey bilmiyorum, gözünü aç.
Je sais rien. Mais fais gaffe à toi!
Ben bir şey bilmiyorum o yer hakkında, neydi, Herkül Sütunları mı?
Je ne sais rien des... des colonnes d'Hercule, c'est ça?
Ben bir şey bilmiyorum.
Je sais rien.
Ben bir şey bilmiyorum!
Je ne sais rien.
Ben bir şey bilmiyorum!
Je ne sais rien! Je ne sais rien!
Ben bir şey bilmiyorum Jack.
Je ne sais rien, Jack.
Dinle. Ben bir şey bilmiyorum.
Écoute, je ne sais rien.
- Ben bir şey bilmiyorum.
- Je ne sais rien, mon pote.
Ben bir şey bilmiyorum.
Je n'en sais rien.
Ben bir şey bilmiyorum.
Vous savez, je ne sais rien...
- Ben bir şey bilmiyorum. - Yaşamla yüzleşmenin ölümle yüzleşmek kadar önemli olduğunu söyleyecek kadarını biliyorsun.
- Tu en savais assez pour lui dire... que voir la mort équivaut à savoir regarder la vie.
- Belki bize yardım edebileceğini sanıyoruz. - Ben bir şey bilmiyorum. Dağlardaki kamp.
Ma femme, mes filles sont là-bas.
Fakat ben bir şey bilmiyorum ki. Senin isminin ve İngiliz havacıları sakladığımızın dışında.
Mais je sais très peu, excepté votre nom et le fait que vous cachez des aviateurs Britanniques.
Para nerede? Ben bir şey bilmiyorum.
Je ne sais pas de quoi tu parles.
- Ben de bir şey bilmiyorum.
- Comment le saurais-je?
Ben de başka bir şey bilmiyorum.
Non, je sais peu de choses sur lui.
Hayır bilmiyorum. Ben asla böyle bir şey yapmam.
Non, c'est pas vrai.
En azından bize haber verebilirdiniz. Durun bir dakika. Ben bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.
Je ne suis pour rien dans tout ceci!
Bir şey bildiğim yok. Hiçbir şey bilmiyorum! Yüzbaşı, ben sıhhi birlikteydim.
Je sais rien, j'vous dis, j'sais rien j'étais dans les brancardiers je n'sais rien...
ben senin hakkında anlatılan bu garip şeylerle ilgili bir şey bilmiyorum... ne yapıyorsun, ne yapmıyorsun ciddi şüphelerim var eğer izin verirseniz, bir adamı onun iradesi dışında neden hapsettiğinizi öğrenmek istiyorum.
Je ne connais pas bien vos cultes, ce qui est permis, ce qui ne l'est pas? Mais je doute que vous ayez le droit d'emprisonner un homme contre sa volonté.
Sığırlar hakkında senden fazla bir şey bilmiyorum. Eğer ben silahlı gidersem, Sürüye kim başkanlık edecek.
Je ne connais pas plus les vaches que vous, alors si j'y vais comme tireur, qui mènera?
Ben kimseyi görmedim, ve bir şey bilmiyorum.
Je n'ai vu personne, et je ne sais rien, compris?
- Ben de bilmiyorum. Yol çalışması gibi bir şey.
Des travaux.
- Bütün bunlar numaraysa ben de bir şey bilmiyorum. - Dinle. Bir defasında taksi şirketine dava açan bir adamı enselemiştim.
Ie couche, l'amène aux W.-C., lui brosse les dents. J'ai filé un type en procès contre une société de taxis.
- Ben, bir şey bilmiyorum!
J'y suis pour rien!
Ben hepi topu yasli bir kadinim ve bir sey bilmiyorum.
Moi je ne suis qu'une vieille femme qui ne sait rien.
Bilmiyorum... Ben bir şey yapmadım.
J'ai rien vu, j'y étais pas.
Ben hiç bir şey bilmiyorum.
Je n'ai aucun secret.
Şey, bu bir muamma. Ben... Ben tam olarak ne diyeceğimi bilmiyorum.
C'est vraiment bizarre, je ne sais pas trop...
Kaçınızın haberi var bilmiyorum ama ben tutuklandım bir kaç gece önce tam bu sahnede, şey dediğim için.
Savez-vous qu'on m'a arrêté sur cette scéne il y a quelques jours, et mis en taule pour avoir dit...
- Konuşuyor musun şarkı mı söylüyorsun bilmiyorum ama ben bir şey duymuyorum.
- Pas avec toi qui parles ou qui chantes...
Ben bu konuda bir şey bilmiyorum.
Je ne suis pas au courant.
Şimdi ben bir fahişeyim ve bir erkeğin altına yatmaktan başka... hiçbir şey bilmiyorum.
Et je suis une putain. Je ne fais que me coucher sous les hommes, terrorisée d'attraper la chaude-pisse.
Ben bir şey bilmiyorum.
Oui, moi.
Bay Emmerich, ben bir şey istemiyorum, bir şey de bilmiyorum!
- Je ne veux rien. Je ne sais rien.
Ben herhangi bir özel birim hakkında bir şey bilmiyorum. " Sözleşmem, imza ;
Jamais entendu parler d'unité spéciale.
Bak, ben bilgisayarlar hakkında hiç bir şey bilmiyorum!
- Je n'y connais rien en ordinateur!
Ben bu konu da bir şey bilmiyorum telefon ve referans defteriyle ilgili... -... bir işim olmaz.
Ben moi, j'ai pas vu d'annuaire ou de Rolodex ou de trucs comme ça.
Bilmiyorum ben sadece bir şey almak istedim.
Je voulais prendre quelque chose
ben bir kadınım 61
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben biraz 32
ben bir kızım 25
ben bir askerim 29
ben bir erkeğim 58
ben bir profesyonelim 32
ben bıraktım 27
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben biraz 32
ben bir kızım 25
ben bir askerim 29
ben bir erkeğim 58
ben bir profesyonelim 32
ben bıraktım 27