Ben bırakıyorum tradutor Francês
403 parallel translation
Ben bırakıyorum.
Je prends ma retraite.
Tekrar yola çıkarsak, ben bırakıyorum.
Si nous continuons, je m'écroule.
Ben bırakıyorum!
Moi, si!
Cass, ben bırakıyorum.
Je donne ma démission.
Gördüm! Hile yaptın! Ben bırakıyorum.
Je l'ai vu de mes propres yeux.
- Ben bırakıyorum.
- Je pars.
Ben bırakıyorum.
J'arréte.
Yarın kendine yeni bir çocuk bulacaksın çünkü ben bırakıyorum.
Et demain, vous allez devoir vous chercher un petit nouveau parce que je m'en vais.
Boşver. Ben bırakıyorum.
Je vais changer de métier.
Ben bırakıyorum. - Kime ne?
Pour toujours...
Ben bırakıyorum!
Mais il est fou! Je vais lâcher.
Tecavüze niyetlenmelisin. Ben bırakıyorum.
Regarde bien, cet homme en blanc, c'est toi.
- Onu ben bırakıyorum.
- C'est moi qui le laisse.
Ben bırakıyorum.
Et moi, je n'ai plus qu'à renoncer.
Ne olursa olsun bu maçtan sonra ben bırakıyorum.
Après ce match, je raccroche, quoiqu il arrive.
O da bitince, ben bırakıyorum.
Je raccroche.
Ben bırakıyorum artık.
J'arrête pour aujourd'hui, d'accord?
Onlar devam etsin, ben bırakıyorum.
Qu'ils aillent se faire voir, j'ai terminé ma journée.
Ben bırakıyorum. Ben de.
Je déclare forfait.
Ben bırakıyorum! Yapma, beni böyle bok gibi bırakma!
- Allez, ne joue pas les lavettes.
Lanet olsun! Ben bırakıyorum!
Je ne joue plus.
Çünkü evladım, Şangri-La'nın geleceğini ve kaderini... senin ellerine bırakıyorum... çünkü ben ölüyorum.
Parce que je place entre vos mains, mon fils, le futur et le destin de Shangri-La, car je vais mourir.
Ben de bırakıyorum çalışsın.
En admettant que j'en aie un.
Ben de bunu vicdanına bırakıyorum.
Je m'en remets à votre conscience.
Seni seviyorum, June, sen hayatsın ve ben seni bırakıyorum.
Je vous aime et je vous quitte.
Ben işi bırakıyorum. Sen de bıraksana.
Faites comme moi, partez!
Ben de Bay York'a bunu söylüyordum. Bunu size bırakıyorum.
C'est ce que je désirais...
Benim de tek çocuğum ama ben onu kendi haline bırakıyorum.
Le mien aussi, mais je le laisse grandir.
Boynundaki o usturayı indir, ben silahı bırakıyorum.
Ote ce rasoir de ton cou et j'ôte mon arme.
İster bırak, ister taşı. Ben taşımıyorum.
Laissez-le ou emmenez-le.
Nono'yu burada bırakıp şu odayı da ben alıyorum.
Je prendrai l'autre chambre.
Ne biçim bir adamım ben? Böyle bir zamanda eşimi gebe bırakıyorum? Ne biçim bir adamım ki onu bu Çin çöplüğüne getiriyorum?
Quel homme suis-je donc, pour avoir mis ma femme enceinte, et l'avoir amenée dans ce trou?
Ve ben de yeniden bırakıyorum.
- Reprenez-le!
Ben bırakıyorum!
Je lâche!
Onu bırak, ben basit zihinsel telepatiye bile inanmıyorum.
Je ne crois pas à la télépathie.
- Bırak beni? - Ben mi? Sanki tuhaf biriymişim gibi bana bakarken okuyamıyorum.
Oui, tu me regardes Somme si j'étais un insecte, je ne peux pas lire Somme ça.
Aşağıda imzası bulunan ben diyorum ve teyit ediyorum ki ağaçlarla dolu bir bahçeyi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sadık köpeğime bırakıyorum.
Je soussigné, Sifflet Sifflegrillon, je dis et je soutiens que si j'avais eu un jardin peuplé d'arbres, je l'aurais laissé à mon fidèle chien pour ses besoins.
Ben artık bırakıyorum!
C'est terminé!
" Ben, Balta Jack... hazır aklım başımda ve ayaklarım kırıkken... av tüfeğimi... onu bulana bırakıyorum.
"Moi, Jack la Hachette... " sain d'esprit et jambes cassées... " lègue mon fusil à ours à qui le trouvera.
Ben kendisinin deliliğiyle ilgileniyorum, peder ve ruhuyla ilgilenmeyi de size bırakıyorum.
Je m'occuperai de sa folie, mon Père... et laisserai le soin de son âme entre vos mains.
Ben ikisini baş başa bırakıyorum ve ayrılırken onların bir kez daha yalnız kalabildikleri için mutlu olduklarını farketmemek elimden gelmiyor.
" qu'ils espéraient se retrouver en tête-à-tête.
İyi, ben de bırakıyorum!
Oui! Je démissionne aussi.
Ben de bırakıyorum Eve.
Je renoncerai aussi, Eve.
Ben de bırakıyorum.
J'arrête, moi aussi.
Sevgilim, ben seni bir barda yalnız bırakıyorum.
Ma chérie, je te laisse dans un bar!
Onlar cinayet işliyorlar, ben onları yakalıyorum, sen serbest bırakıyorsun.
Ils tuent, je les attrape... et vous les relâchez dans la rue!
" Ben onun sahip olacağı başka bir fotoğraf bırakıyorum ;
Ce n'est pas fini... " Je laisse une autre photographie qu'il voudra peut-être garder.
Doğal olarak eve ilk ben bırakıIıyorum.
C'est moi qu'on depose en premier.
Ben sana bırakıyorum.
Je t'en charge. Rien de permanent.
O halde ben bırakıyorum!
Alors, j'abandonne.
- Ben mi bırakıyorum? - Bırak da söyleyip kurtulayım.
- Laissez-moi vous expliquer.
bırakıyorum 119
ben bir kadınım 61
ben benim 43
ben bile 38
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben biliyorum 325
ben bir kadınım 61
ben benim 43
ben bile 38
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben biliyorum 325
ben buldum 53
ben buyum 82
ben bir kızım 25
ben bittim 83
ben buradayım 348
ben bir askerim 29
ben bulurum 51
ben bir erkeğim 58
ben bilmiyorum 104
ben burdayım 35
ben buyum 82
ben bir kızım 25
ben bittim 83
ben buradayım 348
ben bir askerim 29
ben bulurum 51
ben bir erkeğim 58
ben bilmiyorum 104
ben burdayım 35