Beni ilgilendirmez tradutor Francês
1,389 parallel translation
- Beni ilgilendirmez mi?
- Comment tu as pu penser ça?
İçinde ne olduğu beni ilgilendirmez.
Son contenu ne m'intéresse pas.
- İyi de Ses dedi ya... - Beni ilgilendirmez.
- Mais la voix t'as indiqué ça...
- Natalie'yi aldatman beni ilgilendirmez.
- Tes tromperies ne me regardent pas.
Gördüğüm şey, beni ilgilendirmez.
Ce que je viens de voir ne me regarde pas.
Beni ilgilendirmez.
- C'est à toi de le faire.
Beni ilgilendirmez biliyorum ama onun kartını aldığına inanamıyorum.
Je sais que ce ne sont pas mes oignons mais je n'arrive pas à croire que tu aies pu prendre cette carte.
Çünkü bu beni ilgilendirmez!
Parce que ça ne me regarde pas!
Kişisel sorunların beni ilgilendirmez.
Vos problèmes personnels ne me concernent en rien.
Beni ilgilendirmez ama sen evli değil misin?
Dis-moi, tu n'es pas mariée?
Beni ilgilendirmez ama siz ikinizin birlikte görünmemesi gerekmiyor muydu?
Cela ne me regarde pas, mais vous deviez éviter d'être vus ensemble.
Bu beni ilgilendirmez.
- C'est pas mon problème.
- Beni ilgilendirmez.
Ça ne me regarde pas.
Beni ilgilendirmez!
Quel est le problème?
Beni ilgilendirmez.
Ca me regarde pas.
Kimin kime ne yaptığı beni ilgilendirmez.
Je ne veux pas savoir qui a fait quoi.
Bu beni ilgilendirmez.
Ca me regarde pas
Biliyorum, beni ilgilendirmez, ama neden ağlıyorsun?
Je sais que ca me regarde pas, mais pourquoi tu pleures?
Affedersin. Beni ilgilendirmez.
Excusez-moi, c'est pas mes oignons.
- Bu beni ilgilendirmez.
Et moi, un commerce.
Yonetıcı ne yaptığı beni ilgilendirmez. O bir gerzek.
Ecoute pas cet abruti de réalisateur.
İnsanlar dedikodu yapabilirler. Bu beni ilgilendirmez.
Que les gens bavardent, ça ne me concerne pas
Bu beni ilgilendirmez.
Ça ne me regarde pas.
Şey-Senin medeni durumunu sormak istememiştim. Bu beni ilgilendirmez.
Votre situation conjugale ne me regarde pas...
Ne tip olduğu beni ilgilendirmez.
Je ne veux pas le savoir.
Bu beni ilgilendirmez.
Le monde, c'est pas mon problème.
Afedersiniz, bu beni ilgilendirmez.
Excusez. Je me mêle pas de mes affaires.
Biliyorum beni ilgilendirmez ama. Bugün hayatını aşksız olarak nitelendirmiştin.
Ça ne me regarde pas, mais tu as parlé de vide amoureux.
Elaine, beni ilgilendirmez ama, nasıldı?
Question indiscrète, comment il était?
- Bu gerçekten beni ilgilendirmez.
- Ce ne sont pas mes affaires...
Bu gerçekten beni ilgilendirmez, değil mi?
Eh bien ce ne sont pas vraiment mes affaires, n'est ce pas?
Beni ilgilendirmez ama istersen meslek değiştirmeyi düşün.
Ça me regarde pas, mais tu devrais peut-être changer de métier.
- Hayır.Beni ilgilendirmez
C'est pas mes oignons.
Tabii beni ilgilendirmez.
[UNCUT] Mais c'est pas vraiment mon truc.
Katılıp katılmaman beni ilgilendirmez.
Je me moque que vous l'approuviez ou non.
Beni ilgilendirmez..
Ce ne sont pas mes affaires.
Beni ilgilendirmez ama neden çalmak yerine bir araba kiralamıyoruz?
Pourquoi ne pas louer une voiture au lieu d'en voler une?
Bu beni ilgilendirmez.
Je ne l'embêterais pas avec ça.
Beni ilgilendirmez.
Ca n'est pas mon affaire.
Beni ilgilendirmez ama iyi olmadığını biliyorum.
Ce ne sont pas mes oignons, mais je sais que vous...
Beni ilgilendirmez mi? Bu benim hayatım.
Il s'agit quand même de ma vie.
Bu beni ilgilendirmez.
C'est pas mes affaires.
Artık idam mı edilirsin, müebbet mi yatarsın, beni zerre ilgilendirmez.
Je me fiche si vous finissez sur la chaise ou en prison.
Eşcinsellik beni hiç ilgilendirmez.
L'homosexualité ne me regarde pas.
Doğrusu... bu beni ilgilendirmez.
Ça me regarde vraiment pas
Benim hayatim seni hiç ilgilendirmez Ve beni izlemeye hiç hakkin yok.
- Ma vie ne te concerne pas, Paulie, et tu n'as pas le droit de m'espionner.
- Bu seni ilgilendirmez. - Neden beni öldürmeye çalışmıyorsun?
Pourquoi t'essaies pas de me tuer?
Özel vaktinde ne yaptığın kimseyi ilgilendirmez. Ama mesai saatinde yaparsan beni ilgilendirir.
Ton temps libre t'appartient, mais quand tu bosses, ton temps est à moi.
Beni ilgilendirmez.
Sinon, pas de marché.
Beni ilgilendirmez. Bunu sormuyorum.
Ça ne me regarde pas.
Bu beni ve onu ilgilendiren bir şey. Seni ya da başka birini ilgilendirmez.
C'était il y a longtemps, ce sont mes affaires, les siennes, pas les tiennes ou de celles des autres.
beni affet 279
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
beni arama 21
beni sevmiyorsun 73
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
beni arama 21
beni sevmiyorsun 73
beni dinlemeni istiyorum 19
beni arar mısın 16
beni rahat bırak 762
beni bekle 346
beni duyuyor musun 999
beni seviyorsun 108
beni mi 242
beni yalnız bırak 473
beni dinler misin 72
beni takip edin 363
beni arar mısın 16
beni rahat bırak 762
beni bekle 346
beni duyuyor musun 999
beni seviyorsun 108
beni mi 242
beni yalnız bırak 473
beni dinler misin 72
beni takip edin 363
beni dinle 1698
beni seviyorsan 33
beni dinliyor musun 187
beni anlıyorsun 23
beni duydun mu 311
beni iyi dinle 148
beni korkutuyorsun 140
beni rahat bırakın 167
beni affedin 168
beni izleyin 355
beni seviyorsan 33
beni dinliyor musun 187
beni anlıyorsun 23
beni duydun mu 311
beni iyi dinle 148
beni korkutuyorsun 140
beni rahat bırakın 167
beni affedin 168
beni izleyin 355