Bu işi seviyorum tradutor Francês
128 parallel translation
Bu işi seviyorum özelliklede sonbaharda, herşeyin bana keyif verdiği mevsimde.
J'adore ça... surtout que c'est le printemps et que tout est si heureux.
Eğitim işi ve bu işi seviyorum.
J'entraîne les hommes, ça me plaît.
İşten dolayı değil. Bu işi seviyorum.
C'est pas à cause du travail : j'aime ce métier.
Bu işi seviyorum.
J'aime ça.
Bu işi seviyorum! Çok heyecanlı!
J'adore ce boulot, c'est si excitant!
Bu işi seviyorum!
J'adore ce boulot!
- Bu işi seviyorum.
- J'adore ce boulot.
Öncelikle, bu işi seviyorum, sonra, bir aktör bir karakterin zihnine... girebilir ve onu daha çok anlayabilir.
D'abord parce que j'aime ça, et puis parce que je pense qu'un acteur entre dans la peau des personnages et peut mieux les comprendre.
Bu işi seviyorum. Bu yer açıldığından beri buradaydım.
J'adore ce job, j'y suis depuis le début.
Bu işi seviyorum.
J'adore ce job!
Tanrım, bu işi seviyorum.
500 pieds! Bon Dieu, j'adore ce job!
Tanrım, bu işi seviyorum!
Bon Dieu, j'adore ce job!
Bu işi seviyorum.
J'adore mon job!
Tanrım, bu işi seviyorum.
Bon Dieu, j'adore ce boulot.
Bu işi seviyorum?
J'adore ce boulot!
Herkes bir şey istiyor, bu işi seviyorum.
Tout Ie monde veut quelque chose. J'adore cet aspect-Ià!
Bu işi seviyorum. Bu işe ihtiyacım var.
J'adore ce travail et j'en ai besoin.
- Bu işi seviyorum.
Tu veux dire version ennuyeuse et pacifiste?
Bu işi seviyorum.
J'adore ce boulot.
Bu işi seviyorum, Olivia.
J'adore ce boulot, Olivia.
Bu işi seviyorum ve onlar beni bitirecek.
J'adore ce putain de boulot et ils vont me virer.
Ama bu işi seviyorum.
Mais ça m'aurait plu...
Bu işi seviyorum, Marla.
J'aime mon boulot, Marla.
Bu işi seviyorum!
J'adore mon boulot!
Mahmoud, ona Sophie'nin ellerinden kayıp gittiğini söyle. Ona, kadının vestiyerde olduğunu söyle. Bazen bu işi seviyorum.
Sympathiser avec Ozal était donc un moyen d'approcher d'Emre Celenk?
Gerçek şu ki burada olmayı seviyorum. Bu işi seviyorum.
La vérité, c'est que j'aime cet endroit, j'aime ce travail.
Daha önce de söyledim, bu işi seviyorum.
Je te l'ai déjà dit, je suis content de travailler.
Ama bu işi seviyorum.
Mais j'aime ce job.
Hem bu işi seviyorum para kazanmam lâzım ve ihtiyar insanlarla bir sorunum yok.
J'aime ce job, et je dois gagner ma vie. J'ai rien contre les personnes âgées.
Bu işi çok seviyorum dostum.
J'adore ce travail, mon ami.
Bu işi yapıyorum çünkü hoşuma gidiyor! Seviyorum! Bunu yapmayı seçtim!
Quand la trappe s'ouvre, c'est le moment où elle me quitte.
Bu işi çok seviyorum.
Plus que ma vie.
Bu isi seviyorum.
Je commence à aimer ce métier.
General Motors'tayken aldığım paranın yarısını kazanıyordum ama bu işi çok daha fazla seviyorum. - Ne yapacaksın ulan?
C'est la moitié de ce que je gagnais chez GM, mais ce travail me plaît beaucoup plus.
Hayır işi.Bak tatil mevsimini bu yüzden seviyorum.
Du bénévolat, voilà ce que j'adore en cette saison.
Bu işi seviyorum!
J'adore!
Bu bölümü seviyorum ve bu işi istiyorum.
J'aime ce service, et je veux obtenir ce poste.
Bu işi karameladan daha çok seviyorum.
J'aime ce boulot encore plus que les Taffy.
Bu işi seviyorum.
J'aime ce boulot.
Ama hiçbiri üzerinde düşünmemiştim. Oteli seviyorum tabi, ama bu işi sensiz yürütemem.
Je suis attachée à cet hôtel, mais surtout je ne pouvais pas te faire ça.
Üzerine çamur at! Bu işi çok seviyorum.
J'adore ce métier.
- Çok üzgünüm ama bu işi Danny'yle yapacağım çünkü o benim oğlum ve onu seviyorum.
Je peux pas financer ta sandwicherie. - Quoi?
Bizim işi bu yüzden seviyorum.
C'est pour ça que j'adore nos affaires.
Bu işi gerçekten seviyorum.
J'adore ce job.
Bunca zaman onu perişan etmene rağmen bu şekilde "seni seviyorum" demen, büyük cesaret işi.
Tu l'as tellement baratinée et t'arrives encore à dire que tu l'aimes?
Bu işi bu şekilde seviyorum!
Je m'éclate!
İşte bunun için bu işi seviyorum.
Vous voyez, c'est pour ça que j'adore ce boulot
İşte bundan bu işi bu kadar seviyorum!
Ouf! Voilà pourquoi j'adore ce job.
Ben sadece farklıyım. Ve bu ayıları, bu işi kitabına göre yapacak kadar, çok seviyorum.
Je suis différent et j'aime assez les ours pour y arriver.
Ve yeterince soğukkanlı ve yeterince sıkıyım. Fakat dediğim gibi, bu hayvanları, bu işi kitabına göre yapacak kadar, çok seviyorum.
Et je suis assez barré, je suis assez coriace, mais surtout, je les aime assez pour survivre et bien faire.
Bu işi gittikçe daha çok seviyorum.
Ce rôle me plaît de plus en plus.
bu işi bana bırak 43
bu işi bitirelim 16
bu işi 16
bu işimizi görür 21
seviyorum 294
seviyorum seni 25
bu iş bitti 57
bu ise 19
bu iş buraya kadar 16
bu işte 52
bu işi bitirelim 16
bu işi 16
bu işimizi görür 21
seviyorum 294
seviyorum seni 25
bu iş bitti 57
bu ise 19
bu iş buraya kadar 16
bu işte 52