Bu işi tradutor Francês
25,271 parallel translation
Bu işi uzun zamandır mı yapıyorsun?
Ça fait longtemps?
Ve polis olarak, bu işi gerçekten ciddiye alıyorum.
En tant que flic, je prends ça au sérieux.
Bu işi Lommers'ı kışkırtmak için yapan biri.
Celui qui s'est donné pour mission de contrarier Lommers.
Bu işi yönetmek üzere senin seçildiğini biliyorum.
Vous avez été choisi pour vous occuper de ça.
- Bu işi hemen halletmemiz lazım, çünkü Suzy bizim gittiğimizi fark ederse iyice kötüleşir.
- Je dois faire ça vite car si Suzy découvre qu'on est partis, elle va paniquer.
- Evet, ben de değilim. Ama şuan bu işi çözmenin bir yolunu bulmamız gerekiyor.
- Moi non plus, mais on doit faire ce qu'on peut pour trouver une solution.
Bu işi ortaya çıkarmak için ne yapman gerekiyorsa yap yeter.
Fais ce qu'il faut pour que la vérité sorte.
Sadece düzelt bu işi.
Juste réparez ça.
Bu işi daha fazla çirkinleştirme.
Ne rends pas ça encore plus moche que tu ne l'as déjà fait.
İnanın bana. Bu işi bırakmalıyız bence de.
Crois-moi.
Bitirelim artık bu işi.
Finissons-en.
Bu işi bitirmeliyim.
Je dois en finir avec tout ça.
Evet. Bu işi çözmen lazım kanka.
Il faut que tu tires ça au clair.
Bu işi şiddetle çözmemize gerek yok.
Inutile d'avoir recours à la violence.
Oraya bu işi halletmek için gitmiştim.
C'est justement pour ça que je suis allé la voir.
- Bu işi gizli tutmak mecburiyetindeyiz.
Pas un mot de tout ceci.
Planım oturup duyurudan önce bu işi burada çözmekti.
Je comptais en discuter avant l'annonce.
Bu işi ne yaptığını bilmeyen insanların eline bırakmıyorum.
Je ne laisserai pas des incompétents seuls en charge.
Eğer cesaretin varsa, boz bu işi.
Si tu as le cran, brise-le.
Bir süredir sana söylemek istediğim birşey var ve yüz yüze olmamak bu işi kolaylaştırıyor.
J'ai eu envie de vous dire quelque chose pendant un certain temps et ne pas vous avoir, comme, droit dans mon visage rend cela plus facile.
- daha fazla bu işi uzatmamalısın, değil mi, Alex?
- Je pense que tu as du pain sur la planche, n'est-ce pas, Alex?
Bu işi seviyorum, bu işi iyi yapmak istiyorum, ve ben... kafamda sen varken bunu yapamam.
Je veux faire ce travail, je veux bien le faire et je... Je ne peux pas le faire en pensant à toi.
ama bu işi mümkün olduğu kadar hızlı şekilde halletmek istiyorum. Saat 12 : 00'de buluşuruz.
Je sais que c'est court, mais je dois régler ça le plus vite possible.
Bu işi halledersen, senin için her şeyi yaparım.
si tu fais que ça marche, je ferais n'importe quoi pour toi.
Bu muhabbetin eğlenceli olması bir yana neden bu işi benim evde halletmiyoruz?
Bien que cette conversation est sans aucun doute flamboyante, rappelle moi pourquoi on ne pouvait pas l'avoir chez moi?
Bu işi yapmaya korkmuyorsan...
Si tu n'es pas effrayée de faire le travail..
Bu işi hızlıca halletmeliyiz.
Tu peux peut-être attendre dehors pendant que j'y vais.
Dylan. Eğer bu işi yapacaksak... bu saçma kibarlıkları bırakmalısın.
Si ça fonctionne, tu devras laisser tomber tout ça, toute cette merde de timidité et de politesse.
Bence bu işi düzeltebiliriz.
Je crois qu'on peut arranger ça.
Yine de bu işi ciddiye aldığını görmek sevindirici.
Mais je suis content que vous preniez ça un peu plus sérieusement.
- Sonra gördüm. Bu işi bırakmazsam daha fazla ceset görürüm herhalde.
Je pense que j'en verrai d'autres se faire tuer si je continue à faire ce que je fais.
Kitabı bana ver ve bu işi kökünden bitirelim.
Donne-moi le livre et on mettra fin à tout ça.
Hadi bu işi yapalım.
On se voit demain à 14 h? On fait comme ça.
Güvenlik? Senin gibi insanların neden bu işi yaptığını anlamıyorum.
- Pourquoi vous faites ce boulot?
- Donna. Harvey, Stephanie'den bunu isteseydim ve kabul etseydi ki bunun imkanı yok bu işi halledebilmek için masum insanlara çamur atmış olacaktın.
Même si Stéphanie accepte, ce qu'elle ne fera jamais, tu vas devoir traîner des innocents dans la boue pour le faire.
Bu işi halletmenin, zarar gören tek kişinin ben olduğundan emin olmamın tek yolu bu.
C'est la seule façon d'en finir et de s'assurer que je sois le seul blessé.
Bu jürinin işi.
C'est au jury de décider.
Bu, bir Han'ın işi değil.
Ce n'est pas le travail du khan.
Bu şeyin Pinot'ta ne işi var lan?
Pourquoi Pinot porte ce truc?
Bu saçma şeyin burada ne işi var?
- Pourquoi tu portes ce truc idiot?
Hayır işi değil bu. Görüntüde ikiniz olunca bu olay deli gibi satacak.
Ce n'est pas de la charité.
Biraz öyle, bu yüzden cesaret işi.
Très peu y arrivent. C'est pourquoi, c'est un défi.
Bu orospunun ne işi var burada?
Que fait cette putain de salope ici?
Bu kasabadaki her ruhun yarım kalan bir işi var.
Chaque âme dans cette ville a des affaires non réglées.
Hiç bu kadar gurur duymamıştım ayrıca söylemeliyim ki bu adamın çok işi var daha.
Je n'ai jamais été aussi fière. je dois même dire celui là semble être un horrible lot de travail.
Bu şekilde olduğu zaman en iyisi işi kendi yoluyla çözmesine izin vermektir.
Une fois qu'il est comme ça, il est généralement préférable de laisser juste lui marche sur son système.
Bu bilgiyle yarım kalmış işi tamamlamış olabilirim de olmayabilirim de.
A partir de ça, j'ai peut-être tenté de régler les choses.
İşi bu olan ajanlar sana ofisten eve kadar eşlik edecek.
Des agents dédiés vous accompagneront de chez vous au bureau.
Sen burada holde bir tür köprü trolü gibi bir sandalyede oturuyorsun ve ben içeride bu güzel, sıcak, lezzetli, zanaatkar işi İtalyan yemeğinin tadını çıkarıyorum.
Tu es là, assis sur une chaise dans le couloir comme une sorte de troll de pont, pendant que j'apprécie de la bonne, chaude et délicieuse cuisine italienne artisanale.
Bizim GERÇEK hikayemizde, GERÇEK bir ipucu bulmuş hani yazmak istediğin hikaye hakkında, ama senin yerine ben bu sikik işi yaptım çünkü koduğum telefonuna cevap vermedin.
Avec une piste sérieuse pour une histoire vraie. Une que je voulais que tu écrives, mais que j'ai fait à ta place parce que tu ne répondais pas au téléphone.
Bence bu lezbiyen evlilik işi kötü bir fikir.
Je pense que ce mariage de lesbiennes est une mauvaise idée.
bu işi seviyorum 19
bu işi bana bırak 43
bu işi bitirelim 16
bu işimizi görür 21
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
isim 189
işim 71
bu işi bana bırak 43
bu işi bitirelim 16
bu işimizi görür 21
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
isim 189
işim 71
işini 16
işıklar 178
ışıklar 44
isim yok 36
işim yok 17
işimi 37
işınla 31
işık yok 16
işim var 162
isırmaz 18
işıklar 178
ışıklar 44
isim yok 36
işim yok 17
işimi 37
işınla 31
işık yok 16
işim var 162
isırmaz 18
işıkları aç 25
işin var mı 24
işığı kapat 29
işıkları açın 23
işim bitti 87
işıkları söndürün 27
isimsiz 20
işıkları kapat 24
isimleri 17
işığı aç 22
işin var mı 24
işığı kapat 29
işıkları açın 23
işim bitti 87
işıkları söndürün 27
isimsiz 20
işıkları kapat 24
isimleri 17
işığı aç 22