Bundan böyle tradutor Francês
2,039 parallel translation
Bundan böyle kaçmayacağım.
Je ne fuirai plus.
Eğer bunu kurcalamaya devam edersen akciğerleri patlayana kadar Ulusal Güvenlik diye bağıracaklar ve seninle ben bundan böyle Ladin-sever diye çağrılacağız. Bunu ister misin?
Si tu laisses pas tomber immédiatement, ils vont hurler à la sécurité nationale à pleins poumons, sans compter qu'on va nous prendre pour des sympathisants de Ben Laden.
Bundan böyle, hiç sahip olmadığım lezbiyen kardeşimsin.
Tu seras la sœur lesbienne coincée que j'ai jamais eue.
Lily bundan böyle benimle uyuyacak.
Lily va dormir avec moi.
Bundan böyle giriş ve çıkış saatlerine uyun.
Par conséquent, veuillez respecter les horaires.
Şimdiye kadar hayatımızı kendimiz için yaşamış olabiliriz. Bundan böyle bu fani dünyanın ötesinde bir hayatı yaşamayı bize bahşet.
Ils ont jusqu'à présent vécu égoïstement, mais ils se sont repentis et feront en sorte de la mériter.
Bilinen odur ki Yargıç Blackmun ; "Yakışıkalmaz antlaşmaların yer aldığı onlarca dava bundan böyle, asla tarihimizde yer almayacaktır" yazmıştır.
"Notre pays n'a jamais connu un cas de malhonnêteté plus infâme".
Yeni Cecilia'mız bundan böyle Blanka olarak çağrılacak.
cette nouvelle Cecilia devra etre appelée Blanka désormais.
Bundan böyle onunla konuşmak veya mesajlarını dinlemek istersen önce bizimle konuşacaksın. Gece, gündüz, her zaman. Anlaştık mı?
Dorénavant, pour lui parler ou écouter ses messages, parle-nous-en d'abord, de jour ou de nuit, on est d'accord?
Bundan böyle
nous nous appelons désormais
Bundan böyle "Seni ararım." yok.
Plus de "Je te préviendrai."
Adımı ve eyaletimin kalanını tüm yasal sorumluluklar ve kazançlarla tüm mülklerle, altınlarla gümüşler ve diğer paralarla Gaius Octavian'a bırakıyorum. Kendisi bundan böyle, yasal oğlum ve tek varisim olarak tüm niyetler ve amaçlar için yetkili sayılacaktır.
Mon nom et le reste de mes terres avec tous les devoirs et droits légaux, tous mes biens, or, argent et autres monnaies, je les lègue à Gaius Octavien, qui doit désormais être considéré de fait comme mon fils de par la loi
Bundan böyle konsey feshedilmiştir.
Je déclare le Conseil dissous!
Bundan böyle, benim emrimdesiniz.
C'est aujourd'hui que commence votre stage probatoire.
Bundan böyle çalıntı araba kullanan kişileriz.
Jusqu'ici, on est que 2 types en fuite.
Bundan böyle, Cliff.
C'est fini, Cliff.
Bundan böyle ailemin parası yok.
Fini l'argent de ma famille.
Bundan böyle güzel ev yok.
Fini la belle maison.
Bütün bir insanlıktan süzülüp gelen DNA bundan böyle sizinle milyonlarca yıl yaşayacak.
Dans des millions d'années, c'est votre ADN qui constituera toute l'humanité.
Pazarlıksız. Birinci bölüm, bundan böyle her gün, her derse gireceksin.
Premièrement, tu assistes à tous les cours.
Bunu bizzat takip edeceğim. Bundan böyle öğretmenlerinden bedava geçiş alamayacaksın.
Je vais donc veiller personnellement à ce que tes profs ne laissent rien passer.
Bundan böyle beleş geçişler olmayacak. Ödemeye başlayacaksın.
Fini les parties gratuites, il va falloir que tu paies.
Bundan böyle ben yeni çocuk değilim..
Je ne suis plus la petite nouvelle.
- Buyrun! Bundan böyle onun emri altındasın!
- Monsieur sera sous votre commandement
Ve bu sebeple, Bundan böyle başkanınız olarak hizmet veremeyeceğim.
Et pour cette raison, je ne puis désormais remplir la fonction de commandant en chef.
Bundan böyle her gün saat 15 : 00'de kokteyl partisi veriyoruz.
"À partir de maintenant, " pina colada pour tous chaque jour à 15 h. "
Bundan böyle psikoloji öğretmenleri yok, Angie.
Faut arrêter les profs de science, Angie.
Bundan böyle takım elbise giymeni istiyorum.
Je veux que vous commenciez à porter des costumes.
Ve bundan böyle hayatımı kendi başıma yaşamama ve istediğim hatayı yapmama izin vereceksin.
Et, à partir de maintenant, tu vas me laisser vivre ma vie et me laisser n'importe quelle erreur que je pourrais faire.
Bundan böyle, küskünlüklerimden kurtulacağım.
A partir de maintenant, je vais laisser partir tous mes ressentiments.
Söyle bakalım ufaklık, doğru mu anlamışım Ravitoya sen mi geleceksin bundan böyle?
Alors, c'est toi qui vas être de corvée pour le ravito?
Bu ayrıca şu anlama geliyor ki bu aile bundan böyle her Pazar kiliseye gidecek.
Ça signifie aussi que cette famille va aller à l'église tous les dimanches.
"Bundan böyle bu benim arabam değil."
"C'est trop pas ma voiture."
Bundan böyle söz veriyorum nadiren şikayet edeceğim.
À partir de maintenant, je promets de ne plus me plaindre.
Bundan böyle sen de benim koca adayım olursun.
Désormais, mon cher, je t'appelle "mon compagnon".
"Bundan böyle" çok klas.
"D'où." Ça fait classe.
Onunla konuşurken bol bol "bundan böyle" de.
Utilise beaucoup ça quand on va le voir.
Ben sadece çekleri bozduruyorum, bundan böyle spor ceket yok.
J'ai juste à encaisser les chèques. D'où la veste.
Bundan böyle, dürüstlük.
D'où ma sincérité.
Bu kadar "bundan böyle" yeter.
Arrête avec tes "d'où".
Bundan böyle bu adama kafeinsiz olacak
Ce mec devrait vraiment se mettre au déca le plus vite possible.
Bu gururlu kurumun anısını yaşatacak şekilde, o kader gecesinde neler olduğunu tarafsız ve sakince ortaya çıkarmak bundan böyle bizim görevimizdir.
Notre but est désormais d'établir objectivement, impartialement ce qui s'est passé le soir de l'incendie et qui a conséquemment frappé cette fière institution.
Bundan böyle, bir zamanlar cinsel ilişkin olan ve oldukça hassas dönemlerden geçen ateşli bir mankeni ziyaret edeceğinde, beni de göz önünde bulundur.
Alors la prochaine fois que tu vas voir un ex-mannequin super sexy avec laquelle tu as eu une sorte d'histoire sexuelle et qui est dans un état vulnérable... prends-moi en considération.
... bundan böyle, senin annen benim.
Je vais être ta maman maintenant.
Bundan böyle, torunumu tanımıyorsun.
Et bien, c'est la dernière fois que tu le voyais de ta vie.
Lütfen, erkekler böyle söyler, ama bundan yakınan çoğu erkeğin..... kendi düşündükleri kadar nazik olmadığını görebilirsin.
Les hommes qui s'en plaignent le plus ne sont pas aussi gentils qu'ils le prétendent.
Benim hakkımda böyle düşünmene inanamıyorum. Bundan hoşlanmadım.
Je n'arrive pas à croire que c'est ce que tu penses de moi, je déteste ça.
- Dışarda, lokantalarda herkes bundan konuşuyor. - Evet, niye böyle konuşuyorsun.
- Comment ça?
Oh, demek bundan sonra böyle olacak?
C'est comme ça que ça va être à partir de maintenant?
Bundan böyle spor ceket yok.
D'où la veste.
Aramızda böyle bir rekabeti kaldıramadın, bundan eminim.
Vous ne supportez sans doute pas la compétition...
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böyle bir şey yok 21
böylece 530
böyle devam et 79
böyle şeyler söyleme 28
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böylelikle 44
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle olsun istemedim 34
böyle söyleme 179
böyle mi 243
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böyle bir durumda 32
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle olsun istemedim 34
böyle söyleme 179
böyle mi 243