Buradalar mı tradutor Francês
329 parallel translation
Üç kişi buradalar mıydı diyorsun?
- Tous les trois?
Buradalar mı?
Sont-ils ici?
- Glenn Williams Orkestrası. - Buradalar mı? - Evet.
- L'orchestre de Glenn Williams.
Annem ve babam buradalar mı?
Papa et maman sont là?
- Buradalar mı? - Evet.
- Elles sont là?
- Buradalar mı? Evet efendim, kilisedeler.
Oui, ils sont dans l'église.
Üstad Hopkins ve yardımcısı buradalar mı?
Hopkins et Stearne sont ici?
- Şu saksı kafalılar buradalar mı?
Il traîne dans le coin?
Onlar buradalar mı, Jones?
- Ils sont là? - Oui.
Hala buradalar mı?
Elles sont encore là?
- Hepsi buradalar mı?
- Ils sont tous là? - La plupart.
Buradalar mı? Buradalar.
Ils sont là?
Buradalar mı?
- Ici?
Hala buradalar mı?
Ils sont encore là?
- Büyülendim. - Buradalar mı?
- Ils sont là-dedans?
- Hala buradalar mı?
Sont-ils toujours là, Otho?
Buradalar mı?
Ils sont là?
- Mösyö Charpentier buradalar mı? - Evet.
M. Charpentier est-il là?
- Mösyö Zola buradalar.
M. Zola est là.
Onlar beni öldürmek için buradalar. Sizi de öldürebilirler.
Il est prêt à vous tuer pour m'avoir.
- Bir süre buralarda olacağını sanmıyorum. Buradalar, Blackie.
Ça m'étonnerait.
Sanırım buradalar.
Le service doit être par ici.
adamlarım gönüllü,... ayrıca istedikleri için buradalar!
Ils sont ici parce qu'ils le veulent.
Buradalar, duydun mu?
Ils sont lé, tu m'entends?
Efendim, Siang Birader ve Yun Hanım buradalar
Maître, frère Xiang et Mlle Yun sont arrivés.
Baylar, sanırım buradalar.
Messieurs, nous devons supposer qu'ils sont ici.
Sanırım buradalar.
elles sont là.
Bize yardım etmek ve destek vermek için buradalar.
Ils nous donnent un coup de main.
Buradalar çünkü onları ben çağırttım.
Ils sont là parce que je les ai convoqués.
Bazı arkadaşlarıma hoş geldiniz demek istiyorum. Sanırım buradalar.
J'aimerais saluer quelques amis.
Polis. Hep buradalar.
La police est toujours à m'espionner.
Zaten buradalar, Bay Brown dışarıda.
Ils sont déjà là. M. Brown est dehors.
İşte buradalar canlarım.
Les voilà, mes petites chéries!
Hanım efendi buradalar!
Vieux maître!
Kızlarım iyi vakit geçirmen için buradalar.
Vous cherchez de la joie? Entrez donc!
Bu adamlar sadece kendilerini eğlendirmek için buradalar. Geri kalanımız gibi.
Nos compagnons de voyage sont venus se détendre un peu, tout comme nous.
Onları nereden bulduğumu hatırlamıyorum, ama buradalar, tamam mı?
D'où ils viennent, j'sais plus... mais je les ai eus... tu saisis?
Buradalar mı?
Sont-ils là?
Buradalar mı?
Ils sont ici?
Herkesin yardımıyla, işte hepsi buradalar, senin her zaman istediğin gibi.
Tout le monde m'a aidée, ils sont tous ici, comme tu l'as toujours voulu.
Hepiniz tam takım giyinmişsiniz. Amerikalılar yanı başımızda ve Almanlar hala buradalar.
Vous êtes tous endimanchés et les Américains approchent alors que les Allemands sont encore là.
Haçlı seferinden yeni dönen iki sarhoş şövalye ve Kral Richard için bir görevle buradalar, hayırlısı bakalım!
Justin de Boinod. Deux chevaliers saouls revenant des Croisades que le bon Roi Richard a envoyés en mission!
- Onca zamandır buradalar mı?
Et depuis, ils sont ici?
Şimdi, buradalar, topraklarımızda!
Et pour l'instant ils sont ici, sur notre terre
Bana yardım etmek için buradalar.
Ils ne sont là que pour m'aider.
Biz de bu şampiyonlar takımını ayırmak istemedik. Bu yüzden, onlar da buradalar. ve sana eşlik etmeye yanında yer almaya hazırlar.
Nous n'avons pas voulu briser une équipe gagnante, Ben, alors les voilà, prêts à souffrir à vos côtés.
Buradalar mı?
Ils sont déjà là?
- Otho, hala buradalar mı?
Le sont-ils?
Size söylemiştim, yardım etmek için buradalar.
Vous voyez qu'ils nous veulent du bien.
Affedersiniz ama... nereden geldiklerinin bir önemi yok, buradalar ve yardımımıza ihtiyaçları var.
Si vous permettez... Qu'importe d'où ils viennent, ils sont ici et ont besoin de notre aide.
Bize yardım etmek için buradalar.
- Ils sont ici pour nous aider.