Da buldum tradutor Francês
1,305 parallel translation
Ve kanı da buldum.
Et le sang.
Ben bir mucit değilim fakat çorak araziyi sulamak için yeni bir yol da buldum böylece benim krallığımdaki hiç kimse açlık çekmek zorunda olmasın.
Je ne suis pas un inventeur mais j'ai développé une nouvelle manière d'irriguer la terre sèche... de sorte que personne dans mon royaume n'aie jamais faim
Son numarayı da buldum.
J'ai eu le dernier chiffre.
Bartlett's'da buldum.
Je l'ai trouvé dans mon Bartlett.
Mısır'da buldum onu.
Je l'ai trouvée en Egypte.
Bu işe yaramayacak. Mutluluğu dışarıda buldum.
Au moins, tu sais à quoi t'en tenir, maintenant.
Bunları ön kapıda buldum.
- J'ai trouvé ça à la porte d'entrée.
Bunu Barcelona'da buldum.
J'ai trouvé ça à Barcelone.
Bu adamlar sahte para basmakla kalmamış. Şeffaf plâstik yaprak da buldum.
Ces types ne touchaient pas qu'aux billets.
Peter Brodsky'i Butte, Montana'da buldum.
J'ai trouvé Peter Brodsky à Butte dans le Montana.
Teğmen Cavanaugh'ı saat 6.00'da buldum.
- Oui, mon Colonel. J'ai trouvé le lieutenant Cavanaugh à 6 heures.
Elizabethtown'da kendimi kumar masasında buldum.
Pareil à Elizabethtown.
Taslaklarını da buldum.
Kern a aussi demandé un brevet dessus.
Eve geldim babanı ve Chloe'yi dışarıda buldum.
J'ai trouvé ton père et Chloé dehors.
Bu imkansız. Zamanlar uymuyor. Candace 9 : 30'a kadar orada değildi ve onu 10 : 00'da buldum.
C'est impossible, l'heure n'est pas bonne Je l'avais trouvée à 22h
Bunları da buldum. Benim kızım çalmaz.
- Ces docteurs ont fait du bon boulot.
Ayrıca kaptandan eşine yazılmış, acil doğu seyahatinden bahseden bir mektup da buldum.
J'ai aussi une carte de la veuve du capitaine, Mentionnant l'urgent voyage en Orient du capitaine.
Bunu 6 hafta önce satış için yollanırken Amazonlar'da buldum.
J'étais en Amazonie Pendant six semaines... A Dépister des braconniers En infiltrant leurs lignes de transport.
Ablanı Tacoma'da buldum.
J'ai trouvé ta soeur à Tacoma.
Portland'da bir yerde bir çöp kutusunda buldum.
Je les ai tirées d'une poubelle à Portland.
Son fotoğraf Seattle'da çekilmiş fakat diğer iki yerden gelen fotoğraflarda da parmak izleri buldum?
La dernière photo vient de Seattle, mais j'ai des empreintes venant de deux autres endroits.
Her ne kadar ordu hoşlanmasa da, onlara o subayı buldum.
- Pire, mademoiselle. Je l'ai retrouvé, leur officier, au grand dam des hautes instances militaires.
Biliyorum, sorun da bu. Sorun sensin. Sonunda bir kız buldum.
J'ai enfin trouvé une chouette fille qui s'intéresse à moi.
Göster onlara, Gupta. Bunu yukarıda buldum.
Montre-leur, Gupta.
- Onu bir kere Johny Carson'da sarhoş buldum.
Je l'ai vu une fois, en état d'ébriété. En el show de Johnny Carson.
Altı yıl önce, onu Amerika'da bir mezarlıkta buldum.
Il y a six ans, je l'ai trouvé dans un cimetière aux Etats-Unis.
- Buldum bile. İngiltere'de, Cotswolds'da.
C'est en Angleterre, dans les Cotswolds.
Tam da yeni. Bunlardan hepsinin üstünde de kan, doku ve kıllar buldum.
J'ai trouvé du sang, des cellules épithéliales et des cheveux sur chacune d'elles.
Eric, biraz uğraşsam da delilleri buldum. Harika, neredeymiş?
Ca a pris du temps, mais j'ai trouvé votre indice.
- İlginç bir şey buldum da ondan.
Parce que je viens de trouver quelque chose d'intéressant.
Güzel. Tecavüz kiti sonuçlarına göre yakın zamanda prezervatif kullanılmış. Prezervatifin içinde yağlayıcı madde buldum... ayrıca Rachel'in saçındaki reçine kalıntısı da "etil siyanoakrilat" mış.
- Super. L'analyse indique l'utilisation d'un préservatif. J'ai trouvé du lubrifiant.
Jill Davis'i buldum ya da en azından telesekreterine ulaştım.
J'ai trouvé Jill Davis ou du moins son répondeur.
Evi kiralayacak birini buldum, arabaları da var.
J'ai déjà trouvé des locataires et ils ont des voitures
Tamam. Ya da, hatta buna başlık bile buldum.
Ou... et j'ai déjà le titre pour celui-là
Onu Bella Sera'da bir kova viski içerken buldum.
Gunther a paniqué et s'est barré. Je l'ai trouvé à Bella Sera se tapant un seau de scotch.
Toronto'da bir yatırımcı buldum.
J'ai trouvé un investisseur à Toronto.
Los Angeles'da evlatlık edinmeye çok hevesli bir çift buldum.
J'ai trouvé un couple à Los Angeles qui meurt d'envie d'adopter.
İki ya da üç saat yürümüş olmalıyım. Hatırlamıyorum bile. Sadece bir anda kendimi suç mahalinde buldum.
J'ai du marcher pendant 2, ou 3 heures je ne me souviens même pas, je me suis juste retrouvé là, sur la scène du crime
Parmaktan patlayıcı izlerini sildim ve bir iz buldum civa fulminatı, 1986'da askeriyede üretimi durduruldu.
J'ai nettoyé les doigts et j'ai trouvé des traces d'explosifs. Du fulminate de mercure *, qui n'est plus utilisé par les militaires depuis 1986.
Bu Chrismukkah da senin için ideal görevi buldum.
Je viens juste de trouver ton boulot idéal pour Noëloukkah.
İnternette bir kaç arama motoru kullanarak yaptığım araştırmanın sonucu da anlamsız çıktı, fakat sonra Haçlı Seferleri hakkındaki eski bir kitapta bir şey buldum.
Au 12e siècle c'était un petit groupe de combattants impitoyables.
Oh, Fez, Michael bana da çok şey verdi. Ama daha iyi birini buldum, sende bulacaksın.
Fez, Michael pensait que c'était du tout cuit avec moi, mais j'ai trouvé quelqu'un de meilleur et tu trouveras aussi!
Sonra kendimi yerde yatarken buldum. Bir yandan öksürüyor bir yandan da polislerin Bonnie ve Claud'u kelepçelemesini seyrediyordum.
Je me retrouve par terre à cracher mes poumons pendant que les flics emmènent les gosses.
Mezunları incelerken seni buldum belirgin bir şekilde, topluma katkıda bulunamamıştın.
Je t'ai trouvée quand j'ai cherché des diplômés n'ayant pas réussi à contribuer à la société.
Ve buldum da Charlie.
Et je l'ai fait, Charlie :
Tabii beni aradılar. Dergiler arasında aralarında bir pasaportun da bulunduğu bir dizi kişisel eşya buldum.
On m'a appelé et j'ai découvert parmi ces magazines un certain nombre d'objets personnels dont un passeport.
- Dinle. Rimsky hakkında biraz çalışma yaptım ve sanırım kayıp anneyi San Diego'da bir hastanede buldum.
- Écoutez, j'ai fait un peu de travail sur Rimsky et je pense que je me suis tourné la mère disparue dans un hôpital de San Diego.
- Bak, ne buldum? - Bu da ne?
- Regarde ce que j'ai trouvé.
Zamanla, onu tatmin etmenin bir yolunu buldum. Bu, korkumu da azaltır oldu.
Avec le temps, j'ai trouvé une astuce pour assouvir ce désir et me débarrasser de ma peur.
Böylece, tabakhanede çalışırken buldum kendimi. Tabakhane, Northampton'da Bedford Caddesinin sonundaydı. Burası, hayatımda gördüğüm en iç karartıcı yerlerden birisiydi.
Je me suis retrouvé dans un atelier de dépouillage et de tannage, en bas de Bedford Road à Northampton, c'était sûrement l'endroit le plus glauque que j'ai jamais vu.
Washington'da film arşivine gittim ve tonla film buldum bazılarını kesip düzenledim ve--ve Linda, ileri geri.
Il est important de savoir que la fellation, d'un point de vue historique, était un acte illégal, considéré comme étant abominable, détestable et contre nature.
buldum 1029
buldum seni 20
buldum onu 66
buldum işte 16
da bulundu 18
da bulundun mu 22
da buluşalım 27
da bulundum 17
da buluşacağız 21
da bulundunuz mu 17
buldum seni 20
buldum onu 66
buldum işte 16
da bulundu 18
da bulundun mu 22
da buluşalım 27
da bulundum 17
da buluşacağız 21
da bulundunuz mu 17