English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Daha mı kötü

Daha mı kötü tradutor Francês

1,646 parallel translation
Bastırdığımda daha mı kötü?
C'est pire quand j'appuie?
- Sandığından daha mı kötü?
C'est pire que vous ne pensiez?
- Sandığından daha mı kötü?
C'est pire que ce que vous pensiez? Oui!
- Sandığından daha mı kötü?
Aidez-moi!
Karısı olanları öğrendiğinde neler hissedecek biliyor musun? Senin yalnız hissetmen bundan daha mı kötü?
Qu'est-ce qui te fait croire que le fait d'être tout seul soit pire que quand sa femme va l'apprendre?
- Daha mı iyi, daha mı kötü?
Meilleur ou pire? Pire.
Diğerlerinden daha mı iyi, daha mı kötü, yoksa aynı mı sevdin?
Elle vous plaît plus que les autres, moins ou autant?
Daha mı kötü?
Ca empire?
Tanıdığım insanlardan daha kötü olamaz.
Tu peux pas être pire que ceux que je connais.
Hayır çünkü ne yaparsam yapayım, senin bana yaptığından daha kötü olamaz.
- Non, car je n'ai jamais rien fait qui puisse être pire que ce que tu m'as fait.
Tanıdığım insanlardan daha kötü olamazsın.
Tu peux pas être pire que ceux que je connais.
Tanıdığım erkeklerden daha kötü olman mümkün değil.
Tu peux pas être pire que ceux que je connais.
Oh, Tanrım, bunu yüksek sesle söyleyince kulağa daha kötü geliyor.
Ca semble bien pire quand je le dis à haute voix.
Bu daha da kötü yapar, zehri kan akımına karıştırır.
Ça enverrait le venin dans ton sang, ce serait pire.
Çok kötü şeyler yaptım, ve daha fazlasını da yapacağım.
J'ai fait du mal. J'en ferai encore.
Yani sanırım asıl soru, bu bir çocuğun tekrarlaran kabusu mu, yoksa daha kötü bir şey mi?
Est-ce juste le cauchemar d'une gamine ou pire?
Onun evinde hayatımız çok daha kötü olacak. Ben taşınıyorum.
Vivre avec elle deviendra abominable.
Sanırım daha kötü bir alışkanlığın var.
Il semble que vous ayez une désagréable habitude.
- Hatta daha kötü kelime kullandım.
- J'allais utiliser un mot bien pire.
Daha çok rahatlayacağımı düşünüyordum ama yine de kendimi kötü hissediyorum.
Je pensais être soulagé mais... C'est toujours aussi horrible.
Keşke 23 yaşında olsaydım ve başıma bir daha kötü birşey gelmez diyeceğim günler daha gelmedi.
Il y a des jours où j'aimerais avoir 23 ans Et ainsi, rien de mauvais ne m'arrivera plus.
Bir çok kez annemle takıldım, ve herşeyin kötü gideceğini düşündüğünüde biliyorum, ama inan bana, hayal ettiğinden çok daha kötü olucak. -
J'ai déjà accompagné maman et tu penses que c'est difficile. Crois-moi, ce sera pire que tu ne l'imagines.
Onun dediği gibi beni daha kötü yapıyorsunuz...
Vous rendez plus mal, comme il m'a dit que vous...
İmparator'un emirlerini uygulayacağım. Doshi gibi veya daha kötü bir şekilde ölmek anlamına gelse bile.
J'obéis à ses ordres bien qu'il soit influencé par un prêtre douteux et un eunuque.
Aslında, sanırım durumlarımızı kıyaslıyorum, ama sadece seninkinin daha kötü olduğunu göstermek için.
En fait, je crois que je les compare, mais juste pour démontrer que la tienne est pire.
Çıkan önsezilere göre kesinlikle daha kötü oynadım.
Comme intuition, j'ai vu pire.
Yüce Tanrı yol gösterir ve gelecek sefere daha güçlü olurum diyordum, ama şimdi bu oldu ve geçen seferkinden çok daha kötü durumdayım.
Je croyais que je serais plus forte la prochaine fois que la volonté de Dieu serait faite mais maintenant que c'est arrivé, je m'aperçois que je ne m'en sors pas mieux que la dernière fois.
Ancak yüzleşmemiz gereken acı bir gerçek var. Genel tabloya baktığımız zaman... kötü bir yemek bile, onun öyle olduğunu belirten... yazımızdan çok daha anlamlıdır.
Mais en vérité, on sait que dans le grand ordre des choses, le déchet moyen est probablement plus significatif que notre critique qui déclare sa médiocrité.
Daha iyi durumda olan insanlar kötü durumdakilere yardım eder.
Ceux qui ont plus d'argent paient pour ceux qui en ont moins.
# Endişelenecek bir şey değil,... # #... çok daha kötü şeyler de yaşadım. #
Il ne faut pas t'en faire J'ai connu des pires moments
Bunu yapmanın mı, yoksa bunu çok kötü şekilde yapıp bir öğretmeni bile kandıramamanın mı beni daha çok rahatsız ettiğini bilemiyorum.
J'ignore ce qui me déçoit le plus, le fait que tu aies osé faire ça ou que ça n'ait même pas dupé le maître d'éducation physique.
- "Bir daha kötü yola sapmayacağım."
- Je ne fauterai plus.
- Bir daha kötü yola sapmayacağım.
- Je ne fauterai plus.
Sahi mi? Daha kötü olmaz mı sence?
Mais ça va empirer les choses, non?
"Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken ben nasıl durayım?" dedi.
"qui œuvrent pour le pire" ne prennent pas de vacances... " Moi non plus!
Hap verdiler ama doğru olanları aldığımı sanmıyorum çünkü daha kötü hissetmeme neden oluyorlar.
- Ils me filent des pilules, mais je crois pas que ce soit les bonnes parce que je me sens encore pire après.
Daha fazla kötü haber kaldıramayacağım.
J'en ai assez des mauvaises.
Havaalanında Robert Loggia'nın arkasında esir kaldığım günden bile daha kötü.
Merde, je déteste les fêtes d'anniversaire. Ca va être encore pire que la fois où j'étais coincé derrière Robert Loggia à l'aéroport.
Lanet boşanmadan sonra burda kötü bir şöhetim oldu Daha yeni atlattım.
Ma réputation est déjà bien mauvaise après l'atroce divorce que je viens de traverser.
Doğrusu, böyle kabaran bir hindiye döneceğini bilseydim daha kötü davranırdım.
En fait, si j'avais su quel paon il allait devenir, j'aurais fait encore pire.
Oh, harika.Bu Marlee Matlin ile yaşadığım zamandan bile daha kötü.
Génial. Ca va être encore pire que quand j'ai habité avec Marlee Matlin.
Her ay bir öncekinden daha kötü oluyor, tatlım.
Chérie, chaque mois est pire que le précédent.
Ama en son günü değiştirdim, Daha kötü yaptım.
Mais la dernière fois, je n'ai fait qu'empirer les choses.
Çünkü birkaç yıl sonra senden daha iri yarı olacak. Ona kötü davrandığın anların hepsini hatırlayacak ve seni bir güzel benzetecek. Anladın mı?
Parce que dans quelques années, il sera probablement plus grand que vous, et il se souviendra de chaque fois où vous l'avez traité comme de la merde, et un jour il va vous botter les fesses, okay?
Hastaneye torakoplasti için yattı çünkü kaburgaları ciğerine baskı yapıyor, ve daha önce iki omur ayrımı ve işe yaramamış bölgesel omur tedavisi görmüş. 9 dereceden fazla eğilmiş, ki çok kötü bir durum.
Elle est là pour une thoracoplastie, ses côtes appuient sur ses poumons, elle a déjà subi deux fusions spinales et une instrumentation spinale segmentaire qui ont échoué. Elle est courbée à 90 °, ça craint.
Beni zehirlemeye mi çalışıyorsun, yoksa sadece günümü daha kötü mü yapmaya çalışıyorsun?
Tu veux m'empoisonner ou me gâcher la journée?
Dünyada çok daha kötü şeyler var, Dean. İçine çekildiğimi hissediyorum.
Le monde est si plein de mal, que je pourrais m'y noyer.
Bir hastanın durumunun neden kötüleştiğini bilmemekten daha kötü olan tek şey hastanenin keder danışmanı Dr. Headrick'in yardım etmeyi önermesidir.
Une chose est pire que d'ignorer la raison d'une maladie, et c'est que le psy de l'hôpital, le Dr Headrick, vous offre son aide.
Galiba hayatımdaki en büyük hatayı yaptım. İşin kötü tarafı aynı hayatı daha önce yaptığımdan da eminim.
Je crois avoir fait la plus grosse erreur de ma vie et le pire c'est que je suis assez sur de l'avoir déjà commise une fois avant ça.
Özel bardağının içinde jelibonları olan oyuncak ayılar vardı. Pek de etkileyici bir hediye olmadı değil mi? İyi bir şey yapayım derken daha da kötü olmuş olabilir.
C'est évident pour presque tout le monde, que Taylor ressent quelque chose de très fort pour toi.
Annem bana hep derdi ki, her şey kötü gidiyor gibi görünse de senden daha kötü bir gün geçiren her zaman vardır.
Ma mère m'a toujours dit que même si les choses vont mal... elles vont encore plus mal pour quelqu'un d'autre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]