English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Daha mı iyi

Daha mı iyi tradutor Francês

13,877 parallel translation
Öldürmenin ölmekten daha mı iyi olduğuna inanıyorsun?
Vous croyez que c'est mieux de tuer que de mourir?
Şimdi de daha mı iyi hissediyorsun?
Et maintenant, tu te sens mieux?
Sanırım ona isim vermeyi sonraya bırakıp öldürülmemeye konsantre olmaya çalışsak daha iyi olacak.
On lui trouvera un nom plus tard. Faut d'abord s'en sortir.
- Daha iyi olacağım.
- Je serai meilleure.
Yani cadılar meclisinin sen varken daha iyi olacağını mı düşünüyorsun?
Donc tu penses que les clans sont mieux avec toi.
Bu Bay Smith'in küçük sikinden çok daha iyi adeta bir sanat eseri olan protez bir kalp için yeterli.
C'est assez pour lui payer un tout nouveau coeur synthétique high-tech, qui sera bien mieux que le pathétique pénis de M. Smith.
- Daha iyi bir planın var mı?
- Tu en as un meilleur?
Daha iyi olmak istiyorum, buna çalışıyorum.
Mais je veux m'améliorer. J'essaie de m'améliorer.
Wanda, senin için daha iyi bir adam olmak istiyorum.
Wanda, tu me donnes envie de m'améliorer.
Daha iyi araştırmalıydım.
J'ai pas fait assez de recherche.
Daha iyi sırt desteği lazım.
Il faut un meilleur support lombaire.
Ben Ramon'un eldivenlerini düzenleyeceğim, onların da daha iyi çalıştığında emin olacağım.
Je ferai la mise au point des gants de Ramon pour qu'ils soient meilleurs.
Bunu bir dahaki yapışımızda daha iyi bir diyalog yazalım.
La prochaine que l'on fait ça, J'écrirai de meilleurs dialogues.
Sizin yanınızda daha iyi olacağımı söyledi.
Il a dit qu'il serait mieux sans vous.
- Her haklı çıktığımda bana bir hediye alacaksan daha büyük bir eve çıksam iyi olur.
Si tu m'offres un cadeau à chaque fois que je t'aide, je vais devoir changer d'appartement.
Ben Palmer Tech'e bu şehri daha iyi bir yer yapmaya yardım etmek için geldim
Je suis venu chez Palmer Tech pour aider cette ville.
Keşke ona şu an daha iyi haberler getiyor olsaydım.
Et bien, j'aurai aimé lui amener de meilleures nouvelles.
Bir takım olarak birlikte daha iyi çalışıyoruz.
Juste qu'on travaille mieux en équipe.
Şair ve ya çok satan bir yazar olsaydım, daha iyi bir metafor yapardım 12. bölge bizim evimiz, cennetimiz.
Si j'étais poète ou auteure de best-sellers je trouverais peut-être une meilleure métaphore mais le 12e commissariat est notre maison, notre havre de paix.
Sadece Ivy Town'da yaşadıklarımızdan daha iyi şeyler yaşayabilecek miyiz diye merak ediyorum, çünkü geri döndük.
Je ne suis pas jaloux. Je dois juste savoir si Ivy Town était tout ce qu'on pouvait avoir, parce qu'on est revenus ici.
Diyelim ki seni daha iyi bir şey için bozduracağım.
Disons juste que j'aimerai que tu encaisses pour quelque chose de bien mieux.
Aslında o kadar harikayım ki sarışından daha iyi bir rehine olurum. O yüzden bizi yer değiştirirsen...
En fait, si génial que je suis un meilleur otage que Blondie, donc si tu nous échangeais...
Kendini daha iyi hissettiğinde her şeyi açıklayacağım.
Je t'expliquerai tout quand tu te sentiras mieux.
Seyahat arkadaşım her gördüğü barın önünde durmak yerine göreve sadık olsa çok daha iyi olurdum.
J'irais mieux si mon compagnon de voyage s'en tenait à la tâche au lieu de s'arrêter à chaque bar qu'on croise.
Bunun bana daha iyi hizmet sağlayacağını mı sanıyorsun?
On pourrait penser que j'aie droit à un meilleur service!
Huysuz Filipinli hemşirelerin bakımı altında daha iyi durumda olacağını düşündüm.
On devrait le placer, il serait mieux auprès d'infirmières mégères.
Joe orada çok daha iyi bir bakım görecektir.
Je me sens quand même mal.
Kraliçe olmaya layık olduğunu klanlara kanıtlaman için daha iyi bir yol olmaz mı?
N'est-ce pas le meilleur moyen de prouver aux clans que tu es digne d'être leur reine?
Birlikte seansımızın sonuna kadar şu duvarı yıkmaya çalışıyoruz....... birbirimizi görebilmek ve daha iyi hissedebilmen için.
Et à la fin de nos séances ensemble, nous allons faire tomber ce mur, et nous allons nous voir, et vous allez vous sentir mieux.
Onu bir kenara atıp tekrar yazmıştım daha iyi olduğunu umut ediyorum.
Ï'ai repris tout ça et l'ai réécris, beaucoup mieux j'espère.
Bu tepeden kaçmak daha iyi olmaz mıydı?
Ne devrions-nous pas fuir cette colline?
Daha iyi bir fikrin var mı?
Tu as une meilleure idée?
Onun için daha iyi. Çocuklar, sadece bir şansımız var yoksa ölür.
OK, les gars, on a qu'une seule chance ou alors il meurt.
Bilgisayara ulaşmak için daha iyi bildiğin bir yol var mı?
Tu as une meilleure solution pour récupérer l'ordinateur?
Buraya oynamak için çıkmadık mı bundan daha iyi bir yol var mı?
Si nous sommes ici pour assurer le spectacle, quoi de mieux que ceci?
Daha iyi hissetmeni sağlayacak yapabileceğim bir şey var mı yoksa iyi misin?
Donc, il y a quelque chose que je puisse faire pour te faire sentir mieux, ou tu te sens bien?
Kendim halledersem daha iyi olacak Bay Bray
Le mieux, c'est que je m'en occupe moi même, M Bray.
Daha iyi zamanlarım olmuştu.
J'ai déjà été mieux.
Kariyerim boyunca çalıştığım herkesten daha iyi karar verme yeteneğine sahip.
Il a un meilleur jugement que quiconque avec qui j'ai pu travaillé durant toute ma carrière.
Daha iyi hissetmeni sağladı mı?
Cela vous a fait vous sentir mieux?
Kötü bir gün geçirdiğimizin farkındayım. Ama bir süre daha sakin olmayı başarırsan çok iyi olur.
D'accord, la journée était pourrie, mais évite de péter les plombs.
Genelde bundan daha iyi bir iş çıkarırım.
Je suis meilleur d'habitude.
Onunla karşılaştıktan üç gün sonra beni bir cipe bindirdi alnımdan öptü ve daha iyi bir hayata yolladı... ama önce bana bunu verdi.
3 jours après que je l'ai rencontré, il m'a mise dans une jeep, embrassé sur le front et envoyé vers une vie meilleure- - mais pas sans m'avoir donné ça.
Eğer seni daha iyi hissettirecekse, her zaman bana başlangıçta ettiğinden... -... daha fazla itibar ettim sana.
Tu te sentais mieux quand tu m'avais donner le crédit pour mon début.
Demek istediğim şu an bizim aramızdakileri yaşayacağımı onu tekrar yaşarım daha iyi.
Ce que je veux dire, je préférais revivre ça plutôt que de faire ça.
Her zaman tek başıma daha iyi çalışırım.
Je suis toujours meilleure quand je travaille seule.
Bunu yapmanın daha iyi bir yolunu bulmam lazım.
Je vais devoir trouver un meilleur moyen de faire ça.
Kanıt ya da polis desteği olmadan daha iyi bir fikrin var mı?
Tu as une meilleur idée, sans preuve, ou le soutien de la police?
Bilmiyorum. Bugün Çelik Kız'dan daha çok sıva kızıyım. İyi olacaksın.
Je sais pas, aujourd'hui, je suis plus la Femme en Toc que la Femme d'Acier.
Garip akraba olmadığımız zaman çocuklarla ilişkimiz daha iyi.
C'est bizarre, on est bonnes avec les gosses, quand on est pas apparentées à eux.
Sınır dışı etme kararının bozulması için bundan daha iyi bir takım yazmak zorundasın.
Vous allez devoir faire mieux pour éviter l'expulsion.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]