Daha çok var tradutor Francês
5,534 parallel translation
Daha çok var. Endişelenme Dr. Warren.
Pas d'inquiétude, Dr Warren.
Benim açımdan arayışımızın sona ermesine daha çok var.
Pour moi... la quête est loin d'être terminée.
- Her geçen gün bunun farkına daha çok varıyorum.
Je m'en rends compte un peu plus chaque jour.
- Ama daha çok var gün doğumuna.
- Mais c'est dans des heures.
Geldiği yerde daha çok var.
Il pourrait y en avoir plus.
- Daha çok var.
- C'est trop loin.
- Eve de götürebilirsin, daha çok var.
Tu peux en emporter, j'en ai fait beaucoup.
Zaten bütün öğretmenlerimden daha zekiyim ve sizde internet ve çok daha iyi abur cubur var.
En plus, je suis plus intelligent que tous mes profs, et vous avez Internet et des meilleurs goûters.
- Bundan çok daha fazlası var.
Il y a eu beaucoup plus que ça.
Daha var çok var, ve şimdi...
Il y a plus, bien plus, et maintenant...
Aklımda çok daha iyisi var.
J'ai mieux à l'esprit.
Daha çok vakit var.
Il y a le temps.
Seni tamamen yok edecek bir bombadan çok daha iyi bir silahım var.
J'ai une bien meilleure arme qu'une bombe qui va tous vous détruire.
- Yapacağımız daha çok şey var.
On a de tout qui arrive.
Ona herkesten daha çok verecek şeyimiz var.
On a plus à donner que tout ceux que je connais.
Daha yapılacak çok iş var.
On a encore beaucoup de travail à faire.
Hayatlarımızda ölümden çok daha fazlası var.
Il y a bien plus dans nos vies que la mort.
Ne kadar güzel olursa olsun yoldan çıkmış bir İngiliz'i kovalamaktan çok daha önemli işleri var.
Il a bien plus important à faire que de s'inquiéter au sujet d'une Sassenach, peu importe à quel point elle est jolie.
* Menejere söyle daha çok koltuğa ihtiyacımız var, hepsini daha yeni sattık *
♪ Demandez à l'organisateur plus de chaises, tout est pris ♪
Olmak için çok daha kötü şeyler var.
Il y a pire que ça.
Tüm saygımla söylüyorum ajan, tutuklanmaya direnmekten suçlu ve bence gün yüzüne çıkacak daha çok şey var.
Avec tout le respect, agent, elle est en état d'arrestation, et mon avis c'est qu'il y en aura bien plus.
Nehre kadar 400 dönümlük arazi var. Köpeklere oğlunuzun kokusunu verirsek bulmamız çok daha kolay olacaktır.
Les falaises de 120 m tombent directement dans l'eau, alors ce sera bien plus facile de trouver votre fils si les chiens traquent son odeur.
İşinden çok daha önemli bir şey var elinde o da benim sayemde.
Tu as bien plus important que ton boulot, grâce à moi.
Çünkü ortada insanların sahip olduklarından çok daha fazlasını isteyen insanlar var.
Il y a plus de gens qui veulent que de gens qui possèdent.
Ajan Cabot'ı çok iyi tanımıyorum, fakat çalıştığı birimin, başına gelenleri bir daha kimsenin yaşamaması için var gücüyle uğraştığını biliyorum.
Genre, complètement. Je connais pas bien l'agent Cabot, mais je sais que son équipe se met en quatre afin que tout ceci n'arrive à personne d'autre.
Daha çok Chicago desteğine ihtiyacımız var.
On a besoin du soutien de Chicago.
Benim verebileceğimden daha çok yardıma ihtiyacın var.
Il vous faut plus de soins qu'ici.
Colin ve benim daha çok ortak noktamız var artık.
Colin et moi avons tellement plus en commun.
Bu koltuğa benden daha çok ihtiyacın var.
Tu as plus besoin de ce canapé que moi.
- Daha çok sayıda gelmelerini engelleyecek ne var?
100 visiteurs par jour. Comment les empêcher de venir en plus grand nombre?
Ama ilk ziyaretçilerimizi karşılamadan önce yapacak daha çok şey var.
Mais il y a encore tellement à faire avant d'accueillir nos premiers visiteurs.
Şimdi söyleyeceğim şeyin sana katılmak olarak yanlış anlaşılmasını istemiyorum ama bu durumun daha çok farkına varıp daha iyi olmaya çalışacağım.
Je ne veux pas que ce que je vais dire soit interprété comme étant en accord avec toi, mais je vais essayer d'en être conscient et faire de mon mieux.
O sırada suç işlediğini bildiğini gösteren bir şey bulmanıza daha çok mesafe var ama.
Vous êtes très loin de prouver qu'il savait qu'il commettait un crime.
- Wilfred, daha çok zamanımız var.
- Wilfred, on a plein de temps.
Sen daha çok kanser olmuş olabilirsin ama şu anda sadece bende var.
Tu as peut être eu plus de cancers que moi, mais je suis le seul à l'avoir maintenant!
Hadi ama, şarkının bitmesine daha çok var. Başka bir tarafa bak.
Allez, il nous reste plein de chansons.
Daha çok vaktimiz var.
Nous avons tout le temps.
Ve İngiltere'ye dönmeden önce Fransa'da yapacak daha çok işin var.
Vous avez tellement à faire en France avant vous tourner vers l'Angleterre.
Daha yüksek. Ortamda çok gürültü var.
Il y a beaucoup de bruit d'ambiance ici.
Daha yapacak çok şeyim var.
Il y a tellement de choses que je dois encore faire.
Sana sunabileceğim çok daha büyük şeyler var.
J'ai tant à te donner.
Daha çok işimiz var.
On a encore de la route à faire.
Leticia, kızının sana ondan daha çok ihtiyacı var.
Leticia, votre fille a besoin de vous plus que lui.
Girmekten çok daha fazla dolandırıcıIık var.
C'est plus une usurpation qu'une effraction.
Bazı polis memurlarını onun evine gönderdiniz, ama bizim gördüklerimizi görmediler ve orada bakılacak daha çok şey var. Yani...
Vous avez envoyé des policiers plus tôt chez elle, mais ils n'ont pas vu ce que nous nous avons vu, et il y a beaucoup plus à cette histoire.
Diğer yandan, Dale Grey Wolf'un daha önceden, saldırıdan dolayı iki cezası var, ve açıkça çok öfkeli.
Mais Dale Grey Wolf a deux antécédents d'agression, et un sale caractère.
- Daha düşünecek çok şeyin var tabii ama yine de...
Je sais que tu auras d'autres préoccupations à ce moment-là...
Dediğim gibi düşüneceğim birkaç aday daha var. Ama çok yakında bir karar vereceğiz.
Comme je le disais, j'ai d'autres candidats, mais nous prendrons une décision très bientôt.
Kurda ben bineceğim çünkü bende daha çok mızraklı var sende ise bozkırlı okçular var.
Je suis le loup, car j'ai plus de lanciers. Tu as les archers de la steppe.
Hayatta kalanları arıyorlar ve onları bulmak için bizden çok daha iyi ekipmanları var.
Ils cherchent les survivants, et ils sont mieux équipés que nous pour les trouver.
Helen'in bir termometreden daha çok derecesi var.
Helen est sur-diplômée.
daha çok var mı 21
daha çok 194
daha çok erken 62
daha çok gençsin 24
daha çok genç 24
çok var 27
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
daha çok 194
daha çok erken 62
daha çok gençsin 24
daha çok genç 24
çok var 27
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var mı 248
var mısın 123
var ya 32
varsın 16
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23