Değer mi tradutor Francês
1,180 parallel translation
Onun için hayatını mahvetmeye değer mi? Nong amca.
Tu gâcherais ta vie pour une femme?
Siz, "Neden?" diyorsunuz. Ben, "Değer mi?" diyorum.
Vous dites "pourquoi?", je dis "pourquoi s'en faire?".
Buna değer mi?
Ça vaut la peine?
Buna değer mi?
est-ce que ça en vaut la peine?
Bazen güzel anılara sahip olmak buna değer mi diye düşünüyorum.
Des fois je me demande si ça vaut la peine d'avoir de bons souvenirs.
buna değer mi efendim?
Est-ce que ça vaut la peine?
Sizce savaş tek taraflı bir yönetime değer mi? Çünkü bizim baktığımız şeyde bu zaten
La guerre vaut-elle un seul mandat?
Peki, dört kişiyi yalnızca elenmeleri için bekletmeye değer mi?
Alors, ça valait la peine d'affliger quatre personnes pour rester?
Merak ediyorum, bir kadın olmak tüm bunlara değer mi?
Je me demande s'il vaut la peine de vivre quand on est une femme.
Aceleyle hareket etmeyelim. Yani sence bu, ona değer mi?
Pas d'imprudence.
Bay Garibaldi, bu tehlikeli hayata katlanmaya değer mi? Kesinlikle.
" "Vu le risque, cela en vaut-il finalement la peine?" "
Televizyon olmadan gerçekten yaşamaya değer mi ki? Sanırım kurtulanlar ölenlere imrenir.
J'admire votre enthousiasme pour votre média, mais nous n'avons pas le choix.
- Bu akademi hazırlık programına girmek için sınır değer mi? - Tamı tamına.
C'est le niveau requis pour le programme préparatoire de l'Académie?
Ama soru şu ; buna değer mi?
Question : Est-ce que ça en vaut la peine?
- Bu kaset her şeyi riske etmeye değer mi?
- Cette cassette vaut-elle de tout risquer?
Cevabı öğrenmek için ölmeye değer mi? İstediğin bu mu?
La réponse vaut-elle vraiment la peine de mourir?
Bu değer mi, onu bile bilmiyorum.
Je suis même pas sûr d'avoir tout pris!
Vay, yani değer mi biçiyorsun?
C'est pareil que métreur-vérificateur?
Sence Rayburn 40 milyona değer mi?
Alors, Rayburn vaut ses 40 millions?
Bir adam böyle hissetmeye başlarsa yaşamaya değer mi?
Ça vaut la peine d'être vécu quand un homme commence à ressentir comme ça?
Ne düşünüyorsun yaşlı adam? Cormaline, yüzeyin sadece bir kaç yüz metre altında ve şayet okumalarım doğruysa gördüklerim içinde en zengin damar. Burası maden çıkarmaya değer mi?
Cet endroit vaut-il la peine d'être exploité?
Kararını tekrar düşünmeyi değer mi?
Et aujourd'hui?
-... getirerek kahraman olmam? - Buna değer mi?
Et ça nous rapportera quoi?
Buna değer mi?
Ça vaut le coup?
Değer mi, sor kendine?
Ça vaut la peine?
Bir şarkı için konuyu bu kadar büyütmeye değer mi?
Y a un problème au sujet d'une chanson?
Sence bu iş CHAM'i terk etmeye değer mi?
Et elle a quitté les Cham pour ça?
Saygı değer mi?
Exceptionnel?
Yoksa hayatını bunun için feada etmeye değer mi?
Est-ce que vous préférez plutôt sacrifier votre vie pour ceci?
Birkaç ışığı yanık tutmak için geleceği, milyonlarca hayatı feda etmeye değer mi?
Cela vaut-il la peine de sacrifier l'avenir, la vie de millions de personnes, pour garder quelques lumières?
- Sence bir ceset için dayak yemeye değer mi?
Tu penses que cela vaut la peine de se battre pour un cadavre?
Bu iğrenç sektörde çalışarak vaktini ziyan etmeye değer mi sanki?
Pourquoi encore gaspiller mon temps dans cet horrible commerce?
Bunun sebebi biyolojik hayata, yapay hayattan fazla değer vermen mi?
Une vie biologique a-t-elle plus de valeur qu'une vie artificielle?
Saygıdeğer Amerikalı bir iş adamını ve ailesini öldürmek için mi kiralanmış?
D'un contrat sur un respectable businessman et sa famille?
- Eğer sen olmadan toplantıya başlanamıyorsa o zaman bu gidilmeye değer bir toplantıdır. Öyle değil mi?
Si on t'attend pour commencer, c'est que ça vaut le coup d'y aller.
- Peki onda dikkate değer bir farklılık hissettiniz mi?
Vous notez une grande différence, chez lui? Oui.
Değer vermek mi, hoşlanmak mı? Doğrusunu söyle, ben de bu odayı terk edeyim!
N'emploie pas ces mots insipides, sinon je quitte la pièce.
Denemeye değer, sence de öyle değil mi?
Cela vaut la peine d'essayer, non?
Sponge'a değer mi?
Digne de l'éponge?
Denemeye değer, değil mi?
Ça vaut le coup d'essayer, pas vrai? S'il te plaît...
Cehalet ve gayri meşruluğun zeki ve saygıdeğer bir çiftçi ile evlenmesi öyle mi?
Une enfant illégitime et inculte, se marier à un fermier respectable?
Arabasını kendisi bile hiç kullanmayan Bay Knightley için kayda değer bir şey değil mi bu?
N'est-ce pas une attention marquée de M. Knightley, qui n'utilise jamais son carrosse lui-même?
Herhalde. Ama yine de denemeye değer, değil mi?
Possible, mais ça vaut le coup d'essayer.
Sanırım Maggie'i de götüreceğim. Ve eğer bir şey olursa, en iyi değer yargına göre...
S'il arrive quoi que ce soit, fais ce que tu juges le mi...
Bir hayata sen mi değer biçiyorsun?
Vous êtes qui pour décider de la valeur d'une vie?
Düşünmeye değer ama, değil mi?
Ça mérite réflexion, non?
Sana değer vermediğimi mi sandın?
Je t'aime, enfin!
Hayata değer vermek kötü bir şey mi?
Est-ce un tort d'attacher de l'importance à la vie?
Bu kutlamaya değer bir şey, öyle değil mi?
Ça mérite qu'on fête cela.
Neden bana hanginizin hayatının kurtarmaya değer olduğunu söylemiyorsun, seninki mi onunki mi?
Quelle vie vaut-il mieux sauver : la sienne ou la vôtre?
Bu evde, kocamdan başka bir şeye değer verdiğimi mi düşünüyorsun?
Je tiendrais à quelque chose dans cette maison à part à mon mari?