English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Dinlemiyorum

Dinlemiyorum tradutor Francês

381 parallel translation
Dinlemiyorum. Ne yapacağımı söyledim ve orada ne kadar çok portakal ve üzüm olduğu beni hiç ilgilendirmiyor.
Pas question que j'écoute, j'ai dit ce que j'allais faire et je me fiche de savoir qu'il y a là-bas des oranges et des raisins à vous en étouffer!
Şimdi bu saçmalıkları kafandan çıkar.. - Kuralları dinlemiyorum.
Sors-toi ces idées stupides de la tête.
- Dinlemiyorum.
J'écoute pas.
- Dinlemiyorum.
- Je n'écoute pas.
Hayır, radyo dinlemiyorum.
Non, je n'écoute pas la radio.
Artık seni dinlemiyorum.
Je ne vais pas écouter ça.
Dinlemiyorum!
Calme-toi, Okayo.
Onu kötüleyeceksen, dinlemiyorum.
Je ne veux pas t'entendre dire du mal de lui.
- Seni dinlemiyorum Frank.
je ne t'écoute pas, Frank.
Seni dinlemiyorum. Yine kaban olayındaki gibisin.
C'est l'histoire des manteaux qui recommence.
Artık dinlemiyorum!
- C'est fini!
Seni dinlemiyorum artık.
Je n'écoute plus.
- Bir generalim ve sizi dinlemiyorum.
- Je suis un général. Je m'en fiche.
- Artık sizi dinlemiyorum.
- Je ne vous écoute plus.
- Dinlemiyorum.
- Je ne t'écoute plus.
Seni dinlemiyorum, rahip.
Je n'écoute pas les curés.
- Konuşuyor ama dinlemiyorum.
- Mais je l'écoute pas.
Dinlemiyorum. Dinlemiyorum.
Je refuse de t'écouter!
Bu saçmalığı dinlemiyorum artık.
J'en ai assez d'écouter vos sornettes.
Seni dinlemiyorum artık.
Moi, je ne marche pas au sifflet...
Senin pisliklerini dinlemiyorum! Dinlemiyorum!
- Je n'écouterai pas ces saletés!
- Dinlemiyorum.
- Je ne veux rien entendre.
- Neşelen. Dinlemiyorum.
- T'as pas compris?
Seni dinlemiyorum.
Je n'écoute pas ce que tu dis.
Jeffrey'i dinlemiyorum ama hala konuşuyor.
Je n'écoute pas Jeffrey, mais il parle quand même!
Bu harika işi. - Seni dinlemiyorum.
Vous devez être l'invitée de J.B.
- Seni dinlemiyorum. - Bu dünyada'ki en çılgın... -... en çok gerensin.
Rodney est mon nom, Percer des mystères, ma passion.
- Emirlerini dinlemiyorum.
J'ai mon équipe, ou je passe par-dessus vous?
- Artık seni dinlemiyorum bile.
- Je n'écoute même plus. Ecoute!
Hiç dinlemiyorum.
J'écoute jamais ça.
Carlino'nun canı bir anda pirzola çekebilirdi. Artık seni dinlemiyorum.
Carlino aurait eu une envie soudaine de manger des côtes de porc!
Hayır, seni dinlemiyorum.
Non. Je n'ecouterai pas.
Bana bunu anlatma, çünkü seni dinlemiyorum bile.
Ne me baratinez pas, je refuse de vous écouter.
Bana bir çok konuda ipucu veriyor, ben de dinlemiyorum.
Il m'a renseigné sur un tas de choses, mais je ne voulais pas l'écouter.
- Seni dinlemiyorum.
- Je ne t'écouterai pas.
Seni dinlemiyorum! Dinlemiyorum!
Je n'écouterai pas cela.
Dinlemiyorum- - Bırak beni!
Ah, tu crois? Lâche-moi!
Haklısın. Dinlemiyorum bile.
Je n'écoute même pas.
Onu dinlemiyorum çünkü, ne yaparsam yapayım yanlış oluyor.
Je ne l'écoute plus car peu importe ce que je fais, ce n'est jamais bien.
Seni dinlemiyorum.
Je n'écoute pas.
Seni dinlemiyorum.
Je t'écoute pas.
- Artık seni dinlemiyorum.
- Je t'écoute plus.
Dinlemiyorum. Sen iyisin.
Tu es bon comme ce bon Dieu de bon pain!
ve dinlemiyorum, ve eğlenceli değilim,
que j'écoutais pas les gens, et que j'étais pas drôle,
Seni dinlemiyorum.
J'écoute pas.
Onu dinlemiyorum.
C'est pas mon homme! Je l'écoute pas, lui.
Dinlemiyorum.
J'en ai marre d'écouter.
Dinlemiyorum.
Je n'écoute pas.
- Sizi dinlemiyorum.
J'vous écoute pas.
- Dinlemiyorum.
Je n'entends pas!
- Dinlemiyorum!
Je ne veux pas t'écouter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]