Duyduğum kadarıyla tradutor Francês
420 parallel translation
Evli olduğumdan onu sadece resimlerinden ve duyduğum kadarıyla tanıyorum.
Étant un homme marié, je ne la connais que de réputation.
Duyduğum kadarıyla zengin.
Riche aussi, il paraît.
Duyduğum kadarıyla Paris'e geldiğinde alelade bir soyadı varmış.
Le sien était très ordinaire.
Duyduğum kadarıyla dünyanın bir çok yerine gitmişsin...
Vous avez beaucoup voyagé.
Fiyatlar yükselmeden önce herhalde 4 - 5 bin ödemiştir. Duyduğum kadarıyla, şimdi 15 bin ediyor olmalıydı.
Il avait dû la payer 5000... et elle en valait maintenant 15000.
Elbette, yaşlı bir kadın olduğum için, kanunlardan fazla anlamam ama duyduğum kadarıyla bir şeyin mahkemece doğru kabul görmesi için tanıklara ihtiyacınız var.
Je suis une vieille femme, je ne connais guère la loi, mais il faut des témoins, sinon ça ne tient pas!
Duyduğum kadarıyla, bir kasayı, saatin arkasını açar gibi açıyormuş.
Il ouvre un coffre comme une boîte de conserve...
Duyduğum kadarıyla en iyi tanıklar cevapları bulmaya çalışanlarmış.
Il paraît que les meilleurs témoins sont ceux qui veulent répondre.
Duyduğum kadarıyla, çok yakışıklıymış.
Il s'est plutôt flatté.
Duyduğum kadarıyla artık fazla diyafram kullanmıyorsun.
Mais la voix n'est plus posée dans le diaphragme.
Duyduğum kadarıyla parti başladı bile.
La soirée semble déjà commencée.
Bildiğim şey, duyduğum kadarıyla Sör Charles'ın öldüğü gece korkunç uluma sesleri duyduğumdur ve hayatım boyunca bir daha asla öyle korkunç sesler duymak istemediğimdir.
Je sais juste que je l'ai entendue, j'ai entendu son horrible hurlement la nuit avant la mort de Sir Charles, et que je ne veux plus jamais entendre un tel son de ma vie.
Söyle bakalım. Duyduğum kadarıyla tek tanıklar Dude'la sensiniz.
Dude et vous êtes les seuls témoins.
Biliyor musunuz, duyduğum kadarıyla bu ekmek bitkisi kurursa dört ya da beş ay daha burada kalabiliiriz.
J'ai entendu dire que si la plante sèche, dans cinq mois, on est encore là.
Duyduğum kadarıyla bir takım sıkıntılar varmış.
Alors, c'est dur?
Adamın kızda gönlü var, duyduğum kadarıyla kız da ona karşı boş değil.
Et elle avait la touche avec lui.
Evet, haber versen iyi olur. Duyduğum kadarıyla tıka basa dolacak.
Il faut les prévenir, il va y avoir foule.
Etraftan duyduğum kadarıyla, bu adamlar çok sert oyuncular.
D'après ce que j'ai pu entendre, ces gens jouent à la dure.
Duyduğum kadarıyla, askerin silahıyla kendisine küçük bir ordu kurmuş.
J'ai appris qu'il disposait d'une armée... de tueurs armés de la cavalerie.
Duyduğum kadarıyla, sorgulamıyorum ve sorgulamam da adil.
Mon jugement est juste.
Ben olayı farklı duymuştum, duyduğum kadarıyla kızı kaçırmaya çalışan sen'mişsin.
Selon nos sources, ces hommes se promenaient quand tu es apparu pour en tuer un.
Duyduğum kadarıyla, Doolittle, gökkuşağının tüm renkleriyle parlıyor.
D'après ce que j'ai entendu dire, ils rayonnent... de toutes les couleurs de l'arc-en-ciel.
Benim duyduğum kadarıyla karın kendisi ayrılmak istemiş.
D'après ce que je sais, votre femme voulait partir.
Etrafta başka yuvalarda var ama duyduğum kadarıyla, hiçbirinde Cal yok.
Il y a d'autres communautés, mais aucune n'a Cal.
Birini asmak zorunda kalmışsınız, duyduğum kadarıyla.
On dit que vous avez dû pendre quelqu'un.
Duyduğum kadarıyla, ikisinin birbirinden farkı yok.
D'après ce qu'on m'a dit... ils ne valaient pas mieux l'un que l'autre.
Çok güvenilir tanıklardan duyduğum kadarıyla da, her dışarı çıkışında hep aynı yerde görülüyormuşsun. Cobb'da dikilip, denize bakıyormuşsun.
J'ai appris, de témoins impeccables... que vous allez... au même endroit quand vous sortez... debout sur le pont à regarder la mer.
- Evet ama sadece duyduğum kadarıyla.
- J'en ai entendu parler. - Qu'est-ce que t'as entendu?
Duyduğum kadarıyla.
C'est ce que j'ai cru comprendre.
Bay Smith. Duyduğum kadarıyla iyi bir kadınmış. İyi bir Hıristiyanmış.
M. Smith, je sais que c'était une femme de bien, une chrétienne.
Duyduğum kadarıyla, Kral babanız daha da tuhaflaşmış şu sıralar, kendisinin "Nene vadisinin görülmeye değer manzaralarına hakim Lincolnshire'da küçük bir köy" olduğuna inanıyormuş.
On dit que le Roi votre père est quelque peu excentrique et qu'il se prend à présent pour "un petit hameau du Lincolnshire " avec un panorama superbe sur la vallée "...
Benim duyduğum kadarıyla, o viskisini senatörlerle yudumluyor.
Moi j'ai entendu qu'il le prenait avec des sénateurs.
Duyduğum kadarıyla Ishtar zaten Malthulias'e inmiş.
Il paraît que l'armée d'Ishtar est arrivée à Marshurius.
Duyduğum kadarıyla sen ve Call bir sürü yetiştiriyormuşsunuz.
Il paraît que Call et toi, vous avez un troupeau.
Duyduğum kadarıyla büküm motorunda arıza varmış. Ne zaman tamir edilir?
Vos ennuis avec les accélérateurs, ça va être long à réparer?
Duyduğum kadarıyla bu sefer direkt işin içindesiniz.
À ce qu'on dit, vous êtes correct.
Duyduğum kadarıyla, pokerde de çok becerikliymişsiniz.
Et très doué au poker, à ce qu'il paraît.
Duyduğum kadarıyla onu bu balkonun dibinde bulmuşlar.
On retrouva son corps au pied de la falaise, paraît-il.
Duyduğum kadarıyla kireçli kuyuya gömüp üstüne beton döküyorlar.
- Ils les balancent dans une mine de craie et coulent du ciment dessus.
Çünkü duyduğum kadarıyla - -
Il paraît que...
Duyduğum kadarıyla, siz postacılar için çok zor değil.
Les postiers n'ont pas à chercher loin.
- Tamam! Duyduğum kadarıyla bu sene otoyolda çok fazla derdiniz olmamış Şerif!
Alors shérif, on a trouvé beaucoup de gibier mort sur la route,
Duyduğum kadarıyla, ihtiyar Spook ile içeride yatmışsın.
J'ai entendu dire que t'avais fait de la taule avec lui.
Benim duyduğum kadarıyla, Soze bir çeşit kasapmış.
D'après moi, Soze est un boucher.
Ama duyduğum kadarıyla fazla vaktimiz kalmamış.
Mais il semblerait que nous n'ayons pas beaucoup de temps.
Duyduğum kadarıyla başından beri birlikte olmamalıydılar.
Ils n'auraient jamais dû se rencontrer.
Duyduğum kadarıyla Norm Gunderson'la evlenmişsin.
Tu as épousé Norm Gunderson.
Şİmdi belediye başkanı adayı, duyduğum kadarıyla.
Et bientôt la mairie.
Duyduğum kadarıyla şiddet filmleri üzerine elinde bayağı koleksiyon varmış.
On m'a dit que tu aimais les films violents et que tu en avais de ce genre.
- Evet benim ve.. seni görmeye geldim AIIy... çünkü duyduğum kadarıyla bu sene çok uslu bir kız olmuşsun.. ve istediğin her şeyi alacaksın.
- Oui, c'est moi et je suis venu te voir, Ally, car tu as été très gentille cette année et tu vas avoir tout ce que tu désires.
- Duyduğum kadarıyla cadıları.
2 sorcières et 1 prêtre.
duydum 657
duydun mu bunu 28
duydum ki 65
duydun mu 1424
duydun mu beni 209
duydunuz mu 459
duydun 82
duydunuz mu beni 21
duydunuz 53
duydum seni 20
duydun mu bunu 28
duydum ki 65
duydun mu 1424
duydun mu beni 209
duydunuz mu 459
duydun 82
duydunuz mu beni 21
duydunuz 53
duydum seni 20