Duyduğuma göre tradutor Francês
2,473 parallel translation
Duyduğuma göre, bunlar üç - beş sokak serserisinden fazlasıymış.
D'après ce que j'ai entendu, c'est pas des petits voleurs ou des petits dealers.
Ama duyduğuma göre işler yoluna girmeden önce epey bir sarpa saracak.
Mais d'après ce que je sais, ça va ne faire qu'empirer.
Duyduğuma göre Craig, sınıfının en çalışkanlarındanmış.
Craig était le premier de sa classe.
Duyduğuma göre, Gordon Ramsay yemeklerinle ilgileniyormuş.
Il paraît que Gordon Ramsay s'intéresse à votre cuisine.
Yine de duyduğuma göre o egzotik kuşlar 80 yıl kadar yaşayabiliyormuş.
Mais il paraît que ces oiseaux peuvent vivre jusqu'à 80 ans.
Duyduğuma göre, bu pek senin tarzın değilmiş.
D'après ce qui se dit, ça ne vous ressemble pas du tout.
Duyduğuma göre sana evlenme teklif etmiş.
J'ai entendu dire qu'il t'a demandé de l'épouser.
Bu arada duyduğuma göre kalbinin ağzına... kız yine Toronto sokaklarında geziyormuş.
Parlant de ça, on dit que la fille qui t'a... un coup au coeur déambule dans les rues de Toronto.
Duyduğuma göre Alaska'nın buzla kaplı kırsalı da... tam böyle görünüyormuş.
D'après ce qu'on m'a dit, les terres glacées d'Alaska... sont tout à fait comme ça.
Duyduğuma göre okulundaki bazı çocuklar da çok yaramazlarmış.
Il paraît que certains gosses à ton école sont intenables.
Ne? Duyduğuma göre çocukluklarından beri kardeş gibilermiş. Ve Choi Seon Young, o adamın yerini alan ve onu kapı dışarı eden ailenin oğluyla çıkıyordu.
Comment? c'est qu'ils étaient comme frère et soeur depuis leur enfance. avec le type qui a pris sa place.
Tae Seong, duyduğuma göre bugünlerde şirkette çalışıyormuşsun..
j'ai appris que tu travaillais à la compagnie ces jours-ci.
Konuştuğunu duyduğuma göre, çok sarhoş olmalıyım.
je dois pas être qu'un peu pompette.
Benim duyduğuma göre kız hala hayattaymış, ve sıktığı kurşunlardan en fazla ikisi adamı yere yıkmaya yeterliymiş.
Bien, j'ai entendu, qu'elle... qu'elle était encore en vie après qu'il soit mort, et qu'une seul, voir deux, des balles qu'elle a tiré aurait suffit à le tuer.
Duyduğuma göre babanla konuşmuyormuşsun.
Il paraît que tu ne parles pas à ton père.
Duyduğuma göre halledebileceğimiz bir sorununuz varmış.
On peut peut-être régler votre problème.
Duyduğuma göre, müthiş bir partiymiş.
La nuit a été agitée?
Duyduğuma göre okulda sorun çıkarıyormuş.
On m'a dit qu'il avait des soucis au lycée.
Duyduğuma göre sevgilin sana yalan söyleyip bütün şehre memelerini göstermiş.
Ta nana t'a menti et a montré ses seins?
Duyduğuma göre iki ameliyat geçirmiş.
Deux opérations j'ai entendu.
Duyduğuma göre oradaki kadınlar kestaneleri sadece dilleriyle soyabiliyorlarmış.
A ce qu'il paraît... ces femmes-là peuvent changer la viande en châtaigne de Malacca avec la langue.
Duyduğuma göre Jüpiter füzelerinin Türkiye'ye gönderilmesine engel olmuşsun.
J'ai entendu dire que vous aviez bloqué la proposition au sujet de la position de missiles Jupiter en Turquie.
Duyduğuma göre bir saldırıda esir alınmış.
Capturé pendant un abordage.
Duyduğuma göre deniz kızının öpücüğü denizciyi boğulmaktan korurmuş.
Paraît qu'un baiser de sirène empêche de se noyer.
Duyduğuma göre epey eğleniyormuşsun.
Il paraît qu'on s'amuse bien?
Duyduğuma göre konsül adayı olduğunda asla pazar yerine halkın arasına çıkmayacak, kendisini alçakgönüllü gösteren o elbiseyi giymeyecek, yaralarını insanlara göstererek onların pis kokan ağızlarından övgü sözleri almayacakmış.
Il a juré que, s'il brigue le consulat, il ne paraîtra pas sur la place ni n'exhibera ses blessures pour mendier des voix.
Duyduğuma göre sadece bir kez tutuklanmamışsın.
Il me semble que cela vous est arrivé à plus d'une reprise.
Duyduğuma göre buradan gidebilirmişsiniz.
Vous n'êtes plus là pour longtemps.
Duyduğuma göre ailesi hâlâ onu arıyormuş.
Il paraît que les parents sont toujours à sa recherche.
Son duyduğuma göre kahrolası bir savaş suçlusuymuş.
- Ou un putain de criminel de guerre.
Ayumu-kun'dan duyduğuma göre aynı şey daha önce de olmuş.
J'ai entendu de Ayumu-kun que la même chose s'était deja passée avant.
Duyduğuma göre Monet'in yapmak istediği şeylerden biri...
Il paraît qu'une chose que Monet essayait de faire... J'essaie d'écouter Paul!
Duyduğuma göre Kelly Slater işe üstsüz gelirmiş.
Il paraît que Kelly Slater arrive au boulot torse nu.
Duyduğuma göre senin sayende değil.
Sans ton aide, à ce qu'il paraît.
Duyduğuma göre sende Lovecraft'ın özel mektuplarının koleksiyonu varmış.
Vous avez une importante collection de lettres personnelles de Lovecraft.
Duyduğuma göre... - Bayağı da lezzetliymiş. - Ah!
D'après ce qu'on m'a dit... elle était succulente.
Duyduğuma göre seni yenmiş.
Il paraît qu'elle t'a explosé.
Duyduğuma göre Schuester ve o vekil öğretmen Holly Holliday resmen çıkıyorlarmış.
On dit que Schuester et la remplaçante, Holly Holliday, sont en couple.
Duyduğuma göre Mariah sabah 9'da randevu verip, öğleden sonra 4'te geliyormuş. Çünkü insanların onu bekleyeceğini biliyor.
Quand Mariah fixe un rendez-vous à 9 h, elle ne se pointe qu'à 16 h, elle sait que les gens attendront.
Duyduğuma göre insan stres altındayken OCD belirtileri daha da belirginleşiyormuş.
Il me semble que les TOC s'amplifient quand une personne subit un fort stress.
Duyduğuma göre okul hademesi, Bay Kidney çay demliğinden votka içerek okulda geziyormuş.
J'ai entendu dire que le concierge traîne dans le lycée en buvant de la vodka.
Duyduğuma göre terfin, yetki sahibi teslimatçı.
J'entends par promotion, livreur exécutif.
Biliyorum ama radyodan duyduğuma göre, Doğu Dillon'un seneye futbol takımı olmayacakmış.
À la radio, ils semblent dire qu'East Dillon n'aura plus d'équipe.
Güzel. Davanın kabulünde problem olmuş duyduğuma göre.
Bien. j'ai entendu parlé d'un problème.
Duyduğuma göre seni bir süre ebelemişler.
ça fais un petit moment pour toi?
Duyduğuma göre Chicago'ya geliyorlarmış.
Et de ce que je sais, ils arrivent à Chicago.
Duyduğuma göre Abby Flynn olayı gerçekten oluyormuş.
Il paraît que cette Abby Flynn va vraiment débarquer.
Yeteneği sayesinden şimdiden adını duyurmaya başladı bile. Duyduğuma göre bugünlerde bir işe girerken sadece bölümüne bakmıyorlar ayrıca deli gibi araştırıyorlarmış. Arkadaşın için çok sevindim.
Elle a des capacités c'est pourquoi elle peut s'installer si vite. qui sont vraiment bons.... mais tes amies travaillent tous très dur.
- Duyduğuma göre Giants...
- Les Giants devaient...
- Duyduğuma göre şansın yaver gitmiş.
Il parait que tu as eu de la chance.
Duyduğuma göre yeni bir günmüş. Öyle.
C'est une nouveau jour ici.
gore 22
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göremedim 51
göreceksin 766
göremiyorum 394
görev 62
göreceğiz 617
görevli 39
göreceğim 28
görevi 115
görev tamamlandı 49
göremedim 51
göreceksin 766
göremiyorum 394
göreyim seni 19
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göremezsin 24
görebiliyorum 215
göreyim 23
görelim 143
görev çağırıyor 20
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
göremezsin 24
görebiliyorum 215
göreyim 23
görelim 143
görev çağırıyor 20