English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Duymadınız mı

Duymadınız mı tradutor Francês

832 parallel translation
Hizada durmanın ne demek olduğunu hiç duymadınız mı siz?
Vous n'avez jamais entendu parler de vous tenir en ligne?
Haberi duymadınız mı?
Ne sais-tu donc pas?
Onu hiç duymadınız mı?
Qui le connaissait?
Duymadınız mı?
Vous m'entendez?
Bana evini anlattığını duymadınız mı?
M'avez-vous entendu parler de sa maison dans le Cumberland?
Geri dönemezse, başına gelenleri ailesine anlatmam için benden söz istediğini duymadınız mı?
M'avez-vous entendu lui promettre que s'il ne revenait pas... j'irais tout raconter à ses parents?
Chandragupta Maurya'yı hiç duymadınız mı? Hayır.
Avez-vous entendu parler de Chandragupta Maurya?
- Duymadınız mı?
- Vous n'êtes pas au courant?
Yoksa duymadınız mı?
Exceptionnelles.
- Kimsenin böyle konuştuğunu duymadınız mı? - Hayır.
Tu ne l'as jamais entendu?
Bay Matuschek'in söylediğini duymadınız mı? Kalıp vitrini yeniden düzenlememiz gerekiyor.
Nous devons rester pour refaire les vitrines.
Adamı duymadınız mı?
Vous l'avez entendu? - Oui.
Siz Kanadalılar, savaş olduğunu duymadınız mı?
Vous ignorez qu'on est en guerre?
Windy Miller'ı hiç duymadınız mı?
Vous ne connaissez pas Windy Miller?
Duymadınız mı?
Vous n'avez pas entendu?
- Hiç biriniz duymadınız mı bu adı?
Personne ne sait?
Duymadınız mı?
Vous ne savez pas?
- Duymadınız mı?
Vous avez entendu?
Ayrıca siz hiç nefs-i müdafaa diye birşey duymadınız mı?
Et vous n'avez jamais entendu parler de légitime défense?
Siz Londra'dayken Albay Paradine'in ölmek istediğini söylediğini tekrar tekrar duydunuz mu yoksa duymadınız mı?
Quand vous étiez à Londres, avez-vous entendu le colonel dire à plusieurs reprises qu'il voulait mourir?
Eşitlik diye bir şey duymadınız mı hiç?
Femmes et hommes sont égaux.
- Beni duymadınız mı? Sıcak karavana!
J'ai dit "À la bouffe"!
H.Q.B.M.T'den Bay Crabbin'in beni ağırladığını duymadınız mı?
M. Crabbin m'a offert l'hospitalité...
- Hiç dördüncü emiri duymadınız mı? - Tabi ki duydum.
Connaissez-vous le 4e commandement?
Duymadınız mı?
Etes-vous sourd?
Duymadınız mı?
- Vous n'avez pas remarqué?
Bağrışımı duymadınız mı?
Vous ne m'aviez pas entendue?
Duymadınız mı?
Vous êtes pas au courant?
- Duymadınız mı?
- Vous m'entendez?
Açılın. Duymadınız mı? Çekilin!
Dégagez, vous m'entendez?
Duymadınız mı yani?
Vous ne savez pas?
Bay Stubb, Bay Flask, işareti görmüyor musunuz, emrimi duymadınız mı?
Vous n'avez pas vu le pavillon ni entendu mon ordre?
Duydunuz mu, duymadınız mı?
Non?
Duymadınız m?
Vous avez entendu?
Duymadınız mı? Muhtemelen nişan yüzündendir.
Ce sont ses fiançailles.
George, hayatımda böyle saçmalık duymadım Nellie'den beni almasını istemeniz, odamda kalacağımı konuşmanız.
Vouloir me faire sortir, ou rester dans ma chambre!
- Duymadınız mı?
Une chouette?
Hatırlıyor musunuz, hiç boğuşma sesi duymadığımı söyleyince şaşırmıştınız.
Vous avez dit que j'aurais dû entendre des bruits de lutte.
Öz kızımın mektubunu açamayacak mıyım? Böyle saçma şey duymadım!
Pas le droit d'ouvrir les lettres de ma fille?
Duymadınız mı?
Vraiment?
Onu duymadın mı? Çıkmalıyız.
Même le curé nous conseille de partir.
Korkarım adınızı duymadım.
- Je n'ai pas entendu votre nom. - Blore.
Konuşmamızı duymadın mı? Hayır.
- Tu ne nous as pas entendus?
- Sizi kurtarmadım Bayan Cunningham. Artık elektroşok tedavisine ihtiyaç duymadığınızı düşünüyorum çünkü dün gece yatakhanede...
Non, vous n'en avez plus besoin, c'est tout.
Hayatım boyunca böyle mantıksız bir şey duymadım.
Je n'ai jamais rien entendu d'aussi déraisonnable.
Söylemeye çalıştığım gibi, sondajımız yoktu. İhtiyaç duymadık.
J'essayais de dire, que nous n'avions pas de grande foreuse.
Artık hizmetlerime ihtiyaç duymadığınızı söylediğiniz gün yumrukladığınız tavan. Pekala Tatum.
Celui la même que vous avez percuté le jour où vous m'avez viré.
Duymadınız mı?
Vous saviez pas?
Bildiğimiz kadarıyla yalnız karım ve ben sağ kaldık çünkü saatlerdir kimseyi görmedik veya duymadık.
Ma femme et moi, nous paraissons être les seuls survivants. Nous n'avons aucun contact avec l'extérieur.
Kapıyı çaldığınızı duymadım Bayan Tracy.
- Vous avez sonné, Mademoiselle?
Rhodes adında, daha önce hiç duymadığınız birine rastladım.
Je vous présente un inconnu nommé Rhodes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]