English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ D ] / Düşünmek mi

Düşünmek mi tradutor Francês

243 parallel translation
Düşünmek mi?
À quoi?
- Düşünmek mi?
- Penser?
Üzerinde düşünmek mi? Ama bunu yapamazsınız.
- Mais c'est pas possible.
Babanı? Onları düşünmek mi?
Ils vous poussent à vous soucier des autres.
- Ne yapmak istiyorsun, oturup düşünmek mi?
- Tu veux rester là à réfléchir?
- Düşünmek mi?
- Quoi?
Gerçekten böyle mi düşünüyorsun, yoksa böyle düşünmek mi istiyorsun?
C'est vraiment ce que tu penses ou c'est ce qui t'arrange?
Onu düşünmek mi?
Penser à elle?
Seni düşünmek mi?
- De toi?
Düşünmek mi?
Réfléchis?
- Buna düşünmek mi diyorsun? Tanrım!
Tu appelles ça "réfléchir"?
Düşünmek mi?
Croire?
Düşünmek mi?
Qu'on réfléchisse?
- Düşünmek mi?
- Réfléchir?
Düşünmek mi?
Moi?
Düşünmek mi istiyorsun?
Vous voulez penser à quelque chose?
Ben gerekeni yaptım. - Onu hatırladığını düşündüğünde... - Düşünmek mi?
Fallait me dire que tu l'avais reconnu
Bu geceden sonra hep birlikte olacağımızı düşünmek harika değil mi?
Il est admirable de penser qu'après ce soir nous serons toujours ensemble. - Mais n'oublies pas, Fred que demain quand nous descendrons à terre, je dois descendre seule. tu es un gentil garçon.
Bu deney yüzünden, bir zamanlar kazığa bağlanmış büyücüler gibi yakıldığımızı düşünmek ilginç değil mi?
Rendez-vous compte qu'à une certaine époque, on aurait été brûlés comme sorciers pour cette expérience.
Hayatta olup istediğimi elde ettiğimi düşünmek bile istemiyorsun, değil mi?
Tu as horreur que je te survive et que j'aie ce que je veux.
Yine de benim yüzümden, bir kadın uğruna birinin diğerini öldüreceğini düşünmek beni biraz avutuyor. Yani yine şahit mi olacağız?
- Comme c'est beau, la lumière de la lune.
Ne var ki bunları düşünmek için artık hayli geç, değil mi?
Mais c'est un peu tard pour y penser, il me semble. Je sais...
O da bu konu hakkında düşünmek istemezdi, öyle mi?
Elle non plus ne voulait pas y penser, c'est ça?
Düşünmek insanı çirkinleştirir mi?
Ca enlaidit quand on pense?
Düşünmek çirkinleştirir mi?
Alors? Ca enlaidit?
Her şeyi ben mi düşünmek zorundayım.
Quel tabac?
Hâlâ dışarı çıkma konusunu düşünmek istemiyorsun, öyle değil mi?
Tu ne veux pas encore envisager ta mise en liberté.
- Böyle düşünmek istersin, değil mi?
ça vous arrangerait, hein?
Bu masum gibi görünen nesnenin böyle büyük bir iş.... kapasitesine sahip olduğunu düşünmek inanılmaz değil mi.
C'est incroyable de penser que cet objet à l'apparence innocente soit capable d'aussi grands exploits.
Aile geçmişlerini düşünmek için sence sabahın 2'si biraz geç değil mi?
J'ai endossé mes chèques et je ne sais pas où ils sont.
Senin olduğunu düşünmek isterdim ama... böyle şeylerle borsada pek ilgilenmiyorlar, değil mi?
J'aurais préféré qu'elles viennent de toi, mais on ne trouve pas de fleuriste à la Bourse, n'est-ce pas?
Başka birinin birine yardım edebileceğini düşünmek çok aptalca, değil mi?
C'est stupide de croire que quelqu'un peut vous aider.
Bu durumdan kurtulmak için bahane yaratmak amacıyla onun değiştiğini düşünmek istiyor olman daha olası değil mi?
N'est-il pas plus probable que vous voulez le croire changé... parce que vous cherchez une excuse pour rompre?
Tanrı'yı düşünmek için mi?
Pour penser à Dieu?
Yılbaşına kadar neler olabileceğini düşünmek bile insanı korkutuyor, değil mi?
On n'ose imaginer ce qui se passera d'ici Noêl...
Aklımı mı kaçırıyorum yoksa sen ağzından "düşünmek" kelimesini mi kaçırdın?
Suis-je fou ou le mot "pense" est-il sorti de ta bouche?
Bir demokraside yaşadığımızı düşünmek için yeterince saf değilsin, değil mi, Buddy?
Tu n'as pas la naiveté de croire que nous vivons en démocratie?
Bütün yapabildiğin kendini mi düşünmek?
Et tu ne penses qu'à toi.
Tanrı'nın görmeyeceğini mi sanıyorsun? Tanrı'yı düşünmek, artık benim karşılayamayacağım bir lüks haline geldi.
Ne penses-tu pas que Dieu voit?
Yani buraya bunlar düşünmek için mi geldin?
Vous êtes revenu ici pour pouvoir y réfléchir?
Bunu düşünmek zorundayız. Seni öldürme teknikleri üstüne bu şekilde mi yoğunlaşıyor.
Quand j'allais mal, mon seul moyen de m'en sortir
- Düşünmek istediğim şey mi?
Ah bon?
Tanrı aşkına, her şeyi ben mi düşünmek zorundayım?
Je dois vraiment penser à tout?
İlişkili olduklarını düşünmek makul olacaktır. Öyle değil mi?
Il est normal de penser que tout ceci est lié.
Neden bahsediyoruz? "ölüm bizi ayırana kadar" dan mı - Bunu ilk bulusmada düsünmek mi lazım?
Dois-je te demander ta main dès ce soir?
- Her şeyi ben mi düşünmek zorundayım?
- Je dois penser à tout?
Düşünmek mi?
Réfléchir? A quoi?
Gazeteleri de düşünmek gerek, değil mi?
Faut que tu penses à la une des journaux.
Yani, kanatlarım altına aldığım ve vaktimi onlarla geçirdiğim bu zarar görmüş delikanlıları düşünmek ve onlar bu iğrenç suçtan sorumlu olmak için benim medya anlayışımdan sonuna kadar yararlanmak için mi duracaklardı.
Penser que ces jeunes défavorisés, que j'avais pris sous mon aile, à qui j'avais offert mon temps, et qui n'ont fait qu'abuser de ma naïveté... Penser qu'ils pouvaient être responsables d'un crime aussi odieux.
Böyle düşünmek isteriz, değil mi?
C'est ce qu'il vaut mieux dire.
Ve sonraki hafta... Ooh! Bunu düşünmek istemeyiz, değil mi, bayım?
Et la semaine suivante... nous ne voulons pas trop y penser, n'est-ce pas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]