Getiriyorum tradutor Francês
1,680 parallel translation
- Ördeği getiriyorum tatlım.
- Je cherche le canard, chérie.
Herkese peçete getiriyorum.
Je vais chercher des serviettes de table pour tout le monde.
Getiriyorum.
Je vais l'apporter.
Sığınağımız sağlam değil. Buradaki insanları belediye binasına getiriyorum.
Tout le monde va venir à l'abri de la mairie.
Tamam, seni bir bara getiriyorum kalitesiz ve iğrenç Spice Girl bardağını alkolle dolduruyorum ve sen bir yudum bile almıyorsun.
Okay, je t'amène dans ce club. Je remplis ton affreux mug très kitsch des Spice Girl avec de l'alcool, et tu n'y touches même pas.
Ben... Daha iyi bir gelecek için bir mesaj getiriyorum sana.
Um, je... je vous apporte un message pour un avenir meilleur.
Bir dakika, ateş büyümü azami seviyeye getiriyorum.
Attends, j'enchâine mes sorts de feu pour un dégât maximal. Bien.
Bu insanları belediye binasına getiriyorum.
J'amène ces gens à la mairie.
Hazır çocukları McCluskey'e postalamışken eski arkadaşımı, yakaladım ve burnundan getiriyorum...
J'ai embobiné Mccluskey pour qu'elle s'occupe des enfants pour pouvoir me relaxer et renouer avec une vieille amie
Sadece hükümet emirlerini yerine getiriyorum, ihtiyar.
Ordres du gouvernement, l'ancien.
Tüm dünyayı bir araya getiriyorum bebeğim.
Je vais rassembler toute la planète, mon frère.
Getiriyorum patron.
Je m'en occupe, patron. Nous serons là bientôt.
Defibrilatörü getiriyorum.
Donnez lui une dose d'épi
Hemen getiriyorum.
Ça marche.
- Getiriyorum.
- J'en ai.
Getiriyorum.
J'en ai.
Ralph bak, annene karşı olan tüm kocalık vazifelerimi yerine getiriyorum ama şu yatak kısmını gerçekleştirmem biraz zor olacak sanırım.
Ralph, écoute, faire de ta mère une honnête femme était facile, La partie consommation du mariage pourrait être un ruisseau que je ne saurais sauter.
NBC'ye siyahı geri getiriyorum.
J'apporte du black sur NBC.
Merhaba, ben Tracy Jordan. NBC'ye siyahı geri getiriyorum.
Salut, je suis Tracy Jordan, et J'apporte du black sur NBC.
- Tamam. Bir dakika içinde getiriyorum.
- Je m'en occupe tout de suite.
Teklifi cazip hale getiriyorum.
J'ajoute un argument convaincant.
Eve misafir getiriyorum.
J'amène un visiteur.
Fakat ben onun isteğini yerine getiriyorum, David.
Mais moi, j'accomplis Sa volonté, David.
Getiriyorum.
J'y vais.
Getiriyorum Dr. Yang.
Je vais les chercher, Dr Yang.
Kesinlikle. Hemen getiriyorum.
Je vais faire ça tout de suite.
Ama Derek, masaya bir sürü şey getiriyorum.
Mais j'apporte beaucoup à une relation.
Ben buraya para getiriyorum.
C'est moi qui rapporte l'argent ici.
Anahtarları getiriyorum.
Je vais prendre les clefs.
Çıkar çatışması kalmadığına göre, Mitch Kamin, ile anlaşıp ; kanalizasyon gibi tüm gerekli olan düzenmeleri yapması konusunda mütabakat sağlanmasını gündeme getiriyorum.
Comme il n'y a plus de conflits d'intérêts, j'aimerais nominer Mitch Keman pour s'occuper de tous les travaux paysagers nécessaires pour l'Autoroute de la Merde.
- Yeni bir hastam var ve bir süreliğine onu eve getiriyorum.
- J'ai un nouveau patient, je l'ai ramené à la maison pour quelques temps.
Sodanızı hemen getiriyorum.
Je reviens avec votre soda.
- Neden topu ben getiriyorum? - Çünkü sen oyunkurucusun.
- Pourquoi moi?
Bazen ona meyve suyu getiriyorum.
Parfois, je lui apporte du jus.
Bu arada, ben de bu gece Jeffrey getiriyorum. Dur. Jeffrey kim?
Je peux pas m'en occuper maintenant, va au marché et prends un poulet et on en parlera plus tard, OK?
Derken, karısı şehir dışına çıkıyor ben de Cat Stevens'ı eve getiriyorum. Kadere bak ki ;
Sa femme s'absente, donc je vais chez lui avec Cat Stevens.
- Hemen getiriyorum.
Maria Folle y en a...
Ahbap, yaprak üfleyiciyi getiriyorum.
Vieux, je vais chercher le souffleur de feuilles.
Bu yüzden onları buraya getiriyorum. Onları o halde bırakamam.
C'est pour ça que je les ai amenés ici pour m'occuper d'eux.
Yanımda birini getiriyorum.
Je suis avec quelqu'un.
Thomas'ı ele geçirdim, Ve onu getiriyorum.
J'ai coincé Mckee, et je l'amène de suite.
DNA laboratuarından getiriyorum. Silah yerine bunlardan tanımayı tercih ederim.
Ca l'est ; je la ramène tout juste du labo ADN, et tu sais, je dois dire, je pense que je préfererais brandir un de ces trucs plutôt qu'une arme.
- Bakar mısınız, bir votka daha alayım. - Hemen getiriyorum.
Excusez-moi, une autre vodka.
Tamamen yabaniler ve bu çubuklarla çalabileceğiniz notaları akort ederek, yan yan getiriyorum
Ça pousse naturellement, et avec ces branches je fabrique un instrument selon le ton recherché.
Ben sürekli büyük fabrikaların aliminyum fabrikaları olduğunu ve bunun İzlandada hızla arttığını dile getiriyorum.
Je parle bien sûr de l'industrie lourde, des usines d'aluminium qui sont construites en Islande.
- Tamam hemen getiriyorum. - Sağ olun.
D'accord, je reviens.
Silahımı söküp sonra tekrar bir araya getiriyorum.
Oh, je démonte mon arme et je la remonte.
Eve biraz et getiriyorum.
Je décroche la timbale.
Hemen getiriyorum, efendim.
Tout de suite Monsieur.
Hemen getiriyorum.
Je vais la chercher.
Onu getiriyorum.
Je vais la chercher.
getir 116
getireceğim 51
getirdim 98
getir onu 108
getireyim 73
getiririm 30
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir onu buraya 20
getireceğim 51
getirdim 98
getir onu 108
getireyim 73
getiririm 30
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir onu buraya 20