Giderim tradutor Francês
5,935 parallel translation
Beni bilirsin, kafam nereye eserse oraya giderim.
Tu me connais, je suis impulsif.
- Başka yere giderim.
- J'irai ailleurs.
Size aşağıya kadar eşlik ederim ama sonra giderim.
Je marche avec vous.
Yarın sabah oraya giderim.
Je viendrai demain matin.
Trotters'lara giderim biraz nakit ve ayakkabı alır ve giderim.
Va chez les Trotters, prends du cash des chaussures et part.
Ve eğer... istemediğin bir şey yaparsam herhangi bir şey... giderim.
Et si je fais quoi que ce soit que tu ne veux pas... n'importe quoi.
Şehirden giderim be.
Je me casserai de cette ville.
Giderim, beni... bir daha asla görmezsin.
Tu ne me verras plus jamais.
Ya da bana parayı ödersin ve yoluma giderim.
Ou tu pourrais juste me donner l'argent, et je m'en irais.
Ben Jules'la giderim böylece her şey soruştur-kırıştır tipi olur.
Je vais avec Jules, et tout ceci deviendra une renquête.
- Ben kendim giderim.
- Je conduirai personnellement.
Bakarsın 7 Eleven'a giderim belki.
Peut-être pour voir si je peux aller à la supérette.
Beni yavaşlatırsanız, sizi bırakıp giderim. Anlaşıldı mı?
Si vous me ralentissez, je vous abandonne.
Yarın otobüse binip Florida'ya falan giderim diye düşünüyorum. İş aramaya başlarım. Daha önce inşaat işlerinde çalışmıştım.
Je pensais prendre le bus demain et m'en aller en Floride pour trouver du travail.
O cesetleri buradan ufka kadar dizsen, ben daha da öteye giderim!
Répandez-les d'ici jusqu'à l'horizon, j'ai été plus loin encore!
Bremen'e giderim.
Aller à Bremen.
Esas randımana geçmeden iki, üç posta giderim.
Mon cul est bon pour deux ou trois rounds avant les choses sérieuses.
Şanslıysak şarbon çıkar ve yasa tasarısının geçmediğini görmeden ölür giderim.
Avec un peu de chance, ce sera de l'anthrax. Je mourrai avant l'échec du projet.
- Gelibolu'ya nasıl giderim?
Comment je vais à Gallipoli?
Hayır, taksiyle giderim.
Non, je vais prendre un taxi.
Ben de başka bir kasabadaki eczaneye giderim.
Ben, j'irai dans une autre pharmacie, dans une autre ville.
İşimi yapıp giderim.
Je ferais mon travail et partirais.
- Ben giderim.
- J'y vais.
Eve döner dönmez, onlara giderim.
Dès qu'elle rentre du travail, je viens chez elle.
Elisha'yla sinagoga giderim.
Je prie à la synagogue avec Elisha.
Yalnız giderim.
J'irai seul.
Ben giderim.
Je trouverai.
Ben giderim. Sen bugünlük paydos yap.
La journée est finie pour vous.
Bisikletle giderim.
Je vais prendre mon vélo.
Bisikletle giderim.
Je prends mon vélo.
Peki sen diş hekimine git, ben de bara giderim.
Alors tu vas chez le dentiste et moi au pub.
Giderim, olur. Yol üstündeki kapalı köprünün fotoğraflarını çekmek isterim.
En fait, je voulais prendre quelques photos de ce pont couvert sur le chemin.
Tasmasız Park'a her zaman giderim.
Je suis toujours prêt pour une ballade en laisse.
Hey acaba Özgürlük Heykeline buradan nasıl giderim biliyor musunuz?
Hey, tu sais comment aller à la statue de la liberté d'ici?
Çünkü bitiremeyeceksek ve iptal edeceksek senin için sorun olmazsa ben de giderim.
Parce que si c'est le cas, alors je pourrais peut-être y aller, si tu es d'accord.
Ben giderim.
Je peux y aller.
- Eğer yakında gelmezlerse giderim.
S'ils n'arrivent pas ici bientôt, je pars.
Ben giderim.
C'est très bien. je vais partir.
- O zaman ben giderim.
- C'est moi qui vais partir alors.
Eğer Bölge'de kalmak, senin buyruğun altında yaşamaksa en kısa zamanda buradan çeker giderim.
Si rester ici signifie être sous tes ordres, je préfère me tirer.
Ya ne olduğunu söyle ya da giderim.
Dis-le moi, ou je pars.
İşim bitince giderim.
Je partirai quand j'aurai fini.
Beni al! Ben giderim.
Je vous suivrai.
Ben Emery ile giderim.
Je pars avec Emery.
Genelde ortağımla giderim.
Je suis souvent en couverture avec ma partenaire.
Ben hemen giderim.
Je pars immédiatement.
O zaman ruhsat çok sahte olur, ben de hemen basıp giderim.
Et je m'en laverai les mains.
Bart giderse, Ben de giderim!
Si Bart y va, j'y vais!
Büyük baba giderse, Ben de giderim!
Si Grand-Père y va, j'y vais!
Trenle giderim.
- Je peux sauter dans le train.
Oraya nasıl giderim?
C'est où?