Gideyim mi tradutor Francês
476 parallel translation
- Pardon. Ben gideyim mi?
- Préférez-vous que je sorte?
Gideyim mi, kalayım mı?
Je peux rester ou pas?
Gerçekten gideyim mi?
Vous voulez vraiment que je parte?
Şeriften silahını almak için gideyim mi?
T'as vu comment elle a désarmé le policier...
- Gideyim mi?
- Est-ce que je dois partir?
Gideyim mi? Yo, kalabilirsin.
Tu veux que je parte?
- Gideyim mi?
- Que je parte?
- Gideyim mi?
- Prêt à partir?
Gideyim mi?
J'y vais?
- Keyfimin içine ettin. Harmon geliyor. Havaalanına gideyim mi?
Je vais chercher Harmon à l'aéroport.
Ne istiyorsun, kalkıp gideyim mi?
Vous voulez que je vous sorte le grand jeu, c'est ça?
Gideyim mi?
J'écope?
Gittel, gideyim mi, kalayım mı?
Gittel, tu veux que je reste ou que je m'en aille?
- Gideyim mi? - Hayır, hayır.
- Je m'en vais?
- Peşlerinden gideyim mi?
- Je vais les chercher?
O zaman önden gideyim mi?
J'ouvre la marche, alors?
Ben gideyim mi?
Veux-tu que j'y aille?
- Peşinden gideyim mi?
- Je vais le chercher?
Gideyim mi, efendim?
Vous laisser, madame?
- Pekâlâ, gideyim mi?
- Bon, j'y vais? - Oui. Non!
Günlerce kendi kendimle savaştım. Seni görmeye gideyim mi, gitmeyeyim mi?
J'ai longtemps réfléchi avant de venir vous parler.
Gideyim mi, kalayım mı?
Je m'en vais ou je reste?
- Gideyim mi? - Hayır.
- Voulez-vous que je parte?
Arkasından gideyim mi?
Je la rattrape?
- Ben gideyim mi peki?
- Alors j'y vais?
- Gideyim mi?
- Je fais quoi?
Yemeğine henüz başlamadın değil mi? Sen aşağı in ve bende hemen yatmaya gideyim.
Sans elle, nous tiendrons notre place ici.
- Borning'e gideyim mi?
- Dois-je aller à Borning, Sir?
- Yani bahçeye mi gideyim? - Lütfen.
Dans le jardin?
Kendi partimden mi gideyim?
Je suis chez moi!
- Hapse gideyim öyle mi?
Pour aller en prison?
Başka param yok. Eve yürüyerek mi gideyim?
C'est tout ce que j'ai sur moi.
- Yoksa Albert Salonu'na kendim mi gideyim?
Dois-je aller moi-même à l'Albert Hall?
Başka nereye gideyim ki? Eve mi?
Où voudrais-tu que j'aille, à part chez moi?
Bu garip değil mi? Nereye gidersem gideyim, yetişkinler beni ister gibi görünüyorlar.
C'est curieux, partout, je suis le bienvenu.
Brady'ye mi gideyim?
A Brady?
Sheriff Brady'e mi gideyim?
Le shérif Brady?
- Bu şehirden mi gideyim?
- Quitter la ville?
Yine mi? Evlenip gideyim diye mi bakıyorsun?
Tu en parles tout le temps.
Ne yapmam gerekiyor? Siyah dantelli gecelikle süpermarkete mi gideyim?
Tu voudrais que je fasse le marché en déshabillé de dentelle?
İyisi mi ben gideyim.
Je ne sais pas vraiment.
- Eve mi gideyim?
- Je rentre chez moi?
Hemen mi gideyim? - Seninle geleceğimi söyle ona.
- Je pars de suite, avec la 500?
Önce oraya mı yoksa yemeğe mi gideyim? Tamam.
J'y vais d'abord ou je déjeune d'abord?
Gideyim mi?
Y aller?
Gideyim mi?
Je suis de trop?
Eve mi gideyim?
Rentrer chez moi?
Ama ayağa kalkarsam devamlı tuvalete gitmem gerekecek. Ayağa kalkıp durmadan tuvalete mi gideyim?
Debout, j'ai envie de pisser à tout bout de champs.
Peşinden gideyim mi Jubal?
- Je le poursuis? - Oui.
İngiltere'ye mi gideyim?
Aux Anglais?
İngiltere'ye mi gideyim? "
Aux Anglais? "