Hasta mı tradutor Francês
4,930 parallel translation
Hasta mısın?
Êtes vous souffrante?
Hasta mısın?
Qu'est-ce qui ne va pas?
Sen hasta mısın?
Quoi? ! Tu es malade?
- Hasta mı hissediyorsun? - Hayır, hissetmiyorum.
- Tu te sens malade?
Hasta mısın?
Tu es malade?
Neden-neden gelmesin ki? Hasta mı o?
Pourquoi... pourquoi elle ne viendrait pas, est-elle malade?
Hasta mıydı?
Elle était malade?
Hasta mısın?
Tu vas bien? Es-tu... es-tu malade?
Booth hasta mı?
Booth est malade?
Ben de Alman gibi hasta mıyım?
Est-ce que je suis malade, comme l'Allemande?
Hasta mısın?
Êtes-vous malade?
Hasta mıydın?
As-tu été malade?
Kısa bir süre sonra kusmaya ve hasta bezi kullanmaya başlayacağım. Adını bile hatırlayamayacağım üstelik.
Avant que tu t'en rendes compte, je vais commencer à vomir et je porterai des couches, et je ne me souviendrai pas de ton nom.
- Evet, hasta kız... 19 yaşında mısın?
Oui, cette fille avait... Quel âge as-tu, 19?
Hasta kan kaybından ölmek üzere. Başka fikri olan var mı?
Ok, donc, à part le patient saignant à mort, quelqu'un a une autre solution?
Hasta iyileşir iyileşmez tekrar ameliyata alıp doku nakli yapacağım.
Dès qu'il aura cicatriser, Je le ramènerai pour une greffe de peau.
Hasta olduğumu söyleyip izin alacağım.
Je vais prendre un jour de maladie.
Doktor Kepner, işim başımdan aşkın ve nefes darlığı olan ve konsültasyon yapılması gereken bir hasta var ve muhtemelen daha önemli işleriniz vardır ama yardımınıza ihtiyacım var.
Dr Kepner, hum, on est débordé, et j'ai une patiente qui a du mal à respirer qui a besoin d'une consultation, et vous avez probablement mieux à faire, mais j'ai besoin d'aide, s'il vous plait.
Çünkü benim gördüğüm kadarıyla bu kadın hastane kapanmasın diye uğraşıyor. Ki öyle bir durumda ne hasta kalır ne bir işimiz ve bazılarımızın birkaç milyon doları yok.
Parce que de la manière dont je le vois cette femme essaie d'empêcher l'hôpital de fermer, dans quel cas il n'y aurait plus de patients nous n'aurions pas de travail, et certains d'entre-nous n'ont pas quelques millions sur lesquels retomber.
Hasta bir arkadaşımı ziyaret etmem gerekiyor.
Je vais rendre une visite à un ami malade.
Belki ben hasta arkadaşımı ziyaret ettikten sonra.
Peut-être après avoir vu mon amie malade.
Hem hasta hem de çalışan olarak görünen bir isim var mı diye bakıver.
Regarde si un des noms correspondant à la fois, à un employé et à un patient.
Hep şöyle derdi ; eğer bir hasta mermi yemiş ve acil servise kadar dayanmışsa, onu öldüren mermi değil. enfeksiyondur.
Il m'toujours dit que si une victime par balle arrive aux urgences en vie, ce n'est pas la balle qui va la tuer, mais l'infection.
Hasta mısın yoksa?
Pourquoi le masque?
Seni aramadım, çünkü bu hasta halimde bana bakmanı istemedim.
Je ne t'ai pas rappelé quand j'étais malade parce que je ne voulais pas que tu prennes soin de moi.
Ne zaman evde hasta yatıyor olsam annem bana çorba yapar ve spor haberlerini okurdu.
Si j'avais dû rester à la maison parce que j'étais malade ma mère m'aurait donné de la soupe et, euh, me lirait des parties de "Sports illustrés"
Sen bana bakma canım hasta bir adam uyuyor burada, ne olacak.
Ne fais pas attention à moi, un homme malade dort ici.
Tanrım, hasta olanların yanında ol.
Veille sur tes enfants malades, O Seigneur Dieu.
Bu gerçekten hasta olduğum anlamına mı geliyor?
Ça veut dire que je suis vraiment malade?
Lanet tüpü sokamadınız, bir veni kestiniz hasta kanla boğuluyordu ama yardım istemeye bile zahmet etmediniz.
Vous n'arriviez pas à insérer ce crétin de tube, vous avez entaillé une veine, votre patient se faisait vidanger, et vous n'avez même pas fait l'effort de demander de l'aide.
Hasta içinde bir alet unutursak yanlış ayağı kesersek, aort kapağını zedelersek ve bunun gibi büyük hatalarda kesinlikle dava konusu oluruz. Ama yaptığımız bu gibi küçük hatalara göre diğerleri daha çok önemlidir.
Laisser une paire de forceps à l'intérieur d'un patient, couper la mauvaise jambe, percer la valve aortique... pour ces erreurs catastrophiques, nous devons être tenu pour responsable, mais ce sont ces petites erreurs que nous faisons... celles qui sont beaucoup plus répandues.
Bak, adamım acilde bir çok hasta vardı.
Ecoute... nous avions beaucoup de patients aux urgences.
- Evet. Ama Chloe şu ana kadar kullanacağım en genç hasta olacak.
Mais Chloé sera la patiente la plus jeune traitée.
Yapsaydım hasta muhtemelen ölecekti.
Si faire, patient probablement mourir. Pas faire.
Kameranın diğer ucunda bir doktor hataları azaltmak, hasta bakımını iyileştirmek ve görev sürenizi en üst seviyeye çıkarmak için fazladan bir çift göz bulunuyor.
Derrière la caméra se trouve un télé-médecin, une paire d'yeux supplémentaires pour aider à réduire les erreurs, améliorer le soin des patients, et optimiser le temps des médecins....
Günde 50 hasta bakarsak ne anladım bundan?
Et peut on être bon quand on voit 50 patients par jour?
Öncelikle hasta arkadaşımız Kaptan Marcus için dua edelim.
Mais d'abord, une prière silencieuse pour notre capitaine Marcus tombé au combat.
58 yaşında kadın hasta, kaykaycı çarpmış ve on adım kadar geriye sırt üstü düşmüş.
Femme de 58 ans percutée par un skateur, tombée à la renverse sur environ 10 mètres.
- O kadar mı hasta?
- Est-elle autant malade?
Dr. Napur, bana söylendiğine göre Dr. Tierney'in görüşüne katılmışsınız bu arada hasta bunları duymuş.
Dr Napur, il m'a été dit que vous étiez d'accord avec l'analyse du Dr Tierney, ce que le patient a entendu, au fait.
İntihara meyilli insanlar hasta olarak nitelendirilirler bu hastanenin misyonunu okumaya zahmet ederseniz hasta olanları iyileştirmeye çalıştığımızı görebilirsiniz, sakındığımızı değil.
Les personnes suicidaires sont considérées comme malades, et si vous vous donniez la peine de lire le règlement de cet hôpital, vous découvririez que nous préférons traiter les malades au lieu de les faire fuir.
Beni hasta kabul etmeyi durdurmaya zorlayan bir olay oldu.
Euh, il y a eu cet incident qui m'a forcé à cesser de voir mes clients.
Sabah evrak işleri yaptım. Öğlen hasta kontrolleri vardı.
Ce matin, j'ai fais de la paperasse, fais quelque consultations à la mi-journée.
Bunun neticesinde de bazılarımız diğerlerinden daha hasta olabilir.
Et ça peut rendre certains plus malades que d'autres.
Onun kızı mı hasta?
Sa fille est-elle malade?
Evet ama bugün ölecek kadar mı hasta yoksa futbol oynayamasa da dayanabilecek kadar mı hasta?
Il va mourir aujourd'hui ou il sera encore là demain?
Hepimiz hasta bakımı ve tıbbi gelişmeler konusunda büyük heyecan duyuyoruz.
Les soins, les avancées médicales nous passionnent.
Yani sen hasta olduğun zaman, ben sana bakarım.
Quand tu es malade, je m'occupe de toi.
Başkanın etrafında olan hasta bakım elemanlarının adını bulabilir misin peki?
Qu'en est-il des noms du personnel soignant... Qui sont ceux autour du président?
Lütfen, kızımız hasta.
S'il vous plaît, notre fille est malade.
O kız hayata dönmeyecek, sen hasta olarak kalacaksın ben de her zamanki gibi olacağım.
Elle sera toujours morte, tu seras toujours malade, et je serai toujours qui je suis.
hasta mısın 277
hasta mısınız 50
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88
hasta mısınız 50
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88