Iki saniye tradutor Francês
960 parallel translation
.. iki saniye sonra yerde iki ceset ve aralarında o yok! Berlin ve San Francisco arasındaki en iyi adam.
Il était là, les mains en l'air, dos au mur, des millions de flics autour, deux secondes plus tard, il y avait trois cadavres, mais pas lui!
Hâlâ vaktin var, iki saniye kadar.
Tu as encore le temps.
Yalnızca bir iki saniye yeterdi...
Question d'une seconde, de deux...
On iki saniye.
12 secondes...
Bitirmem iki saniye sürmez.
Je n'en ai plus que pour deux secondes.
Rüyanın yalnızca bir iki saniye sürdüğünü söylerler.
On dit qu'un rêve dure une seconde à peine.
- Senin neyin var? On iki saniye bekleyemiyor musun?
- Tu peux pas attendre 12 secondes?
Şok cephesi on iki saniye sonra... buraya ulaşıyor.
12 secondes plus tard, c'est l'onde de choc.
Bir ya da iki saniye.
Pendant une ou deux seconde.
Bir ya da iki saniye için.
Juste pendant une ou deux seconde.
On-iki saniye.
Vingt secondes.
Gidip onları ayırmadan önce çocuğa iki saniye daha tanıyacaktım.
J'allais lui donner de secondes de plus... avant que je bondisse dehors pour les séparer.
Kahve hazırlamak sadece iki saniye sürer.
Faire du café prend deux secondes.
Ah, evet, o listeyi gördü, fakat ona sadece bir ya da iki saniye göz attı.
Oui, il l'a vue mais seulement l'espace d'une seconde.
Bir saniye, iki saniye,
Un Mississippi, deux Mississippi,
Hayır, bira getiren adam bir iki saniye sonra burada olur.
- Vous vendez des boissons? - Le type avec les bières arrive.
Beton Noel hediyen iki saniye erken geldi.
Ton petit cadeau de Noël est arrivé deux secondes trop tôt... non pas grâce à toi.
Giriş konuşmam için iki saniye verin. Ben Anne MacGregor, Teksas, Marysville'de kliniğin önündeyim.
Ici Anne MacGregor à Marysville, au Texas.
Aşağı : 39 derece, iki saniye.
Déclinaison : 39 degrés, deux secondes.
Bir iki saniye sürecek.
Ca va piquer une seconde.
Bana iki saniye izin ver.
Attends.
İki saniye.
Deux secondes...
Bir saniye sonra Fred ve diğer iki adamı sahile giden kısa yolun sonuna doğru giderken gördüm.
une seconde plus tard J'ai vu Fred et les 2 autres hommes arriver au bout du sentier menant à la plage.
Sekiz saniye, yedi, altı, beş, dört üç, iki, bir, haydi!
Huit secondes, sept, six, cinq, quatre, trois, deux, un, allez-y!
Dört saniye. Üç saniye. İki saniye.
Vous avez cinq secondes, quatre secondes, trois secondes, deux secondes, une seconde!
İki saniye önce bu silah elindeydi.
Y a 2 secondes, t'avais ton feu.
İki saat, 43 dakika... 38 ve 2 / 11 saniye.
2 heures, 43 minutes... 38 secondes et 2 / 10.
Beş saniye, dört, üç iki, bir.
Cinq secondes, quatre... trois, deux, une- -
Bir iki dakika erken olabilirdi ama 10 saniye geç kalması herşeyi mahvedebilirdi.
Une minute ou deux trop tôt, ça allait, mais 10 secondes trop tard serait fatal.
Fakat sen ona yardım edemezsin. İki saniye bir bak, çünkü kadın uygun değil.
Comment veux-tu qu'une femme convenable s'intéresse à toi?
İki dakika ve on beş saniye kaldı.
Deux minutes et 15 secondes.
Üç saniye... İki saniye...
deux secondes... une...
Ferrari-Porsche rekabeti tüm hızıyla devam ediyor öndeki iki araba arasında sadece 12 saniye var : 20 numaralı Gulf-Porsche ile 8 numaralı Ferrari.
La bataille Ferrari / Porsche est toujours aussi acharnée et seulement 12 secondes séparent les deux premiers, la Porsche numéro 20 et la Ferrari numéro 8.
Ve, aynı turda, bu iki araba arasında sadece 9 saniye var, 8 numaralı Ferrari ve 21 numaralı Porsche, 3. ve 4. sırada gidiyorlar...
Ayant réduit l'écart de 9 secondes, c'est aussi le dernier tour pour la Ferrari numéro 8 et la Porsche numéro 21.
Bir saniye. İki saniye kalın. Sonra da kaybolun.
Une seconde... ou deux... et fichez le camp.
Bir saniye, iki kişi lazım.
Attends. Il faut y jouer à deux.
İki saniye daha yaşayacaksın, şükret.
Tu vas mourir!
Onu sadece 9 dakika 12 saniye hayatta tutmağa yeterli olacak iki metre küp oksijen bulunacak.
Il y a 14 cm ³ d'oxygène qui lui permettent de respirer pendant 9 minutes et 12 secondes.
İki anahtara 75 saniye mi?
75 secondes pour deux clés? C'est quasiment impossible.
İki saniye daha iyi.
De deux secondes.
İki saniye daha kalamaz mıyım?
Est-ce que je peux rester encore deux secondes?
Dan'i biraz alabilir miyim? İki saniye sonra geri getiririm.
Je vous emprunte Dan deux secondes et je vous le ramène.
İki saniye demiştin.
- 2 secondes maintenant, 2 heures plus tard. - Vous avez dit 2 secondes.
İki saniye.
Deux secondes.
İki saniye bekleyebilir misin Terry? Güzel.
Tu as une seconde, Terry?
- İki dakika on saniye.
- 2 minutes 10 sec.
Beş, dört Beş saniye, dört, üç, iki, bir.
5, 4... 5 secondes, 4, 3, 2, 1.
İki saniye. Tamam mı?
Deux secondes.
Yemek ve iki TM de dahil olmak üzere aşağı yukarı yedi saat 18 dakika yedi saniye yolda gideceğiz.
Avec le déjeuner et deux P.P.M., on devrait faire 7 heures, 18 minutes et 7 secondes de route.
Şimdi bile belli algoritmalar olmadan uzun sürecek bir problem. İki saniye rahat durursanız bunları size açıklayabilirim.
Même de nos jours, ce serait fort long, sans certains algorithmes que, si vous êtes sages, j'accepterai de vous révéler.
İki koşu aşağıda olduğunda saniye çalamazsın.
On ne vole pas une base avec deux points de retard!