English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ I ] / Istediğini al

Istediğini al tradutor Francês

475 parallel translation
Böyle bir mazeretin olunca da mekana dalabiliyor silaha dokunup, canının istediğini alıyor yahut çalıyor sonunda da bizi arıyorsun.
Ça vous arrange. Vous prenez le pistolet, vous ramassez tout ce qui traîne, et enfin vous nous appelez!
Söylediğiniz gibi açık alan ve sanırım istediğini alır ve Acele ediyor
Un homme malin s'installe, prend ce qu'il veut... et déguerpit!
Soylu bir adam her istediğini alır.
Appartenir à un homme bien né est chose sacrée.
Silaha ihtiyacın olursa, markete git ve istediğini al.
Cassidy! Dépêche-toi!
Git istediğini al, ama sakın bir daha bana dönme!
Voilà ce que je dis. Mais ne viens pas me voir!
- O zaman istediğini alırsın.
- Comme tu voudras.
Müşteri bizde bulunan bir şarap markasından istiyorsa, istediğini alır.
Il faut donner aux clients ce qu'ils veulent.
Kazanırsan istediğini alırsın.
Si tu gagnes, tu peux choisir.
Kızının her istediğini alıyor.
Ce que ta fille veut, elle l'obtient.
Karıştırıp istediğini al.
Tu pioches. Sers-toi.
Emin değilim... Fakat o istediğini almaya alışkın.
II a l'habitude d'avoir ce qu'il veut.
Al da her istediğini alıyor.
Al a ce qu'il veut.
Neden hep erkekler her istedikleri alırlar? Steve istediğini alamayacak. Alacak.
Le cambrioleur m'a tiré dessus, j'ai riposté... et Bella a reçu une balle perdue.
Biraz daha şarap ya da istediğini al lütfen, tamam mı?
Sers-toi à boire, O.K.?
Dükkândan istediğini al.
Servez-vous, c'est tout ce que j'ai.
Al, yalnız kalmak istediğini söylüyor.
Al court les filles et se détache de nous.
Seni alıkoyan bir şey yok. Düşün, istediğini yapmakta özgürsün.
Le monde s'arrêterait, sans ficelle.
İstediğini aldıktan sonra git, Al. Benim yapacak çok işim var.
Dépêche-toi!
Brown istediğini elde etmek için öldürmez, satın alır.
Brown ne tue pas. Il achète.
Her istediğini elde etmeye alışkın olduğunu bilemez.
Il ne sait pas que vous avez l'habitude de faire à votre idée.
O ne yapabilir? - Bu haydutlar istediğini alır, veya...
Les bandits prennent ce qu'il veulent ou...
Telefonu al, Larry'yi ara. Özlediğini, sevdiğini, onu evde istediğini söyle.
Puis appelle Larry et demande-lui tendrement de revenir.
Haydi açık konuş, ben alınmam istediğini söyleyebilirsin.
Courage. Je me vexerai pas. Dis-le.
Sana televizyon alırım, istediğini alırım.
Souris.
İstediğini alınca, Lawrence da gidecek.
Quand Lawrence aura ce qu'il veut, il rentrera.
İstediğini alınca, sen de gideceksin.
Quand vous aurez ce que vous voulez, vous rentrerez.
Bu güçlü, dinamik bir adam, her istediğini elde etmeye alışık.
C'est un homme puissant et dynamique, habitué à obtenir ce qu'il veut.
İşten atarsın, yerlerine yenisini alırsın. Sen sorumlu olduğuna göre istediğini yaparsın.
Vous la changez ou la faites évoluer, justement parce que vous êtes le directeur.
İstediğini söyle ve al.
Ce que vous voudrez.
Sana istediğini alırım.
Je vous en achète une.
Biz alışkınız. Rettig sana ne istediğini söyleyebilir.
Rettig vous dira ce que vous aurez à faire.
İstediğini seç al.
Faites votre choix et gardez-le.
İstediğini al. Hepsinden kurtulmak istiyorum.
- Prends ce que tu voudras, je m'en débarrasse.
Eğer bir adam istediğini elde etmeye alışmışsa... fazla ileri gidinceye kadar istediğini verirsin.
Tu t'es arrangée pour croiser sa route, ne t'étonne pas si c'est allé trop loin.
İstediğini al
Choisis celle que tu veux.
Hizmetkâr herkesi hep toplar, yüksek Maaş istediğinde istediğini hep alırmış
Elle réussissait toujours, quand elle exigeait des salaires plus élevés
Bu bir al-ye yemeği. İstediğini alıp yiyebilirsin. Gerisini kesenin içine at gitsin.
C'est un déjeuner improvisé, on prend ce qu'on veut dans le sac.
- Sadece seni uyutacak. - Neden sadece istediğini alıp gitmiyorsun?
Lâchez-moi.
Onu al, onunla istediğini yap! Onu daireler çizip yürürken dinledim!
Parce que moi, l'entendre tourner en rond, j'en ai ma claque.
İstediğini al ve git.
Prenez vos beignets, et tout. Allez!
Onlara her istediğini ver, ve bak ne alıyorsun?
Flûte!
Onlara her istediğini ver, ve bak geriye ne alıyorsun?
Flûte! Tu leur donnes tout ce qu'ils veulent, et qu'est-ce que t'as en retour?
Herkes, istediğini alır.
Les uns font des heures sup, les autres du profit.
Eline çek geçirenin alışveriş yapmak istediğini bilecek kadar, ayığım.
J'ai tourné assez de publicités pour savoir qu'il faut une accroche.
- Hayır! İstediğini al.
- Prenez ce que vous voulez.
İstediğini al.
Sers-toi.
Bavulunu hazırla... Bir hafta ihtiyaç duyacağın her şeyi. İstediğini al.
Pour toi, prends un sac, un manteau... tout ce dont tu as besoin pour quelques semaines.
Ve bende konuşarak alışveriş yapmak istediğini biliyorum, o halde yap!
Et je sais que c'est l'heure de fermer. Si vous voulez faire des achats, faites-le!
İyi bir ürün olabilir ama Amerikan halkının neyin tadına bakmak istediğini göz önüne alırsak kimseyi zengin etmez.
On n'est jamais devenu riche en idéalisant les goûts du public.
Ann, bunları niye istediğini bilmiyorum ama, al bakalım.
J'ignore pourquoi... mais les voilà.
Dante'ye vereceği tüm cevapları alıp gitmek istediğini söyle.
Dites à Dante que vous voulez le plus de réponses possibles.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]