English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ K ] / Kabul ediyor musun

Kabul ediyor musun tradutor Francês

942 parallel translation
Patricia Kelly, Jan Vryheid'i Meryem Ananın ve kilisenin usulüne uygun bir şekilde kocan olarak kabul ediyor musun?
"Patricia Kelly, voulez-vous prendre pour époux Jan Vryheid, ici présent..." "... selon les rites de notre Sainte Mère l'Église? "
Kabul ediyor musun?
"Le voulez-vous?"
Jan Vryheid, Patricia Kelly'yi Meryem Ananın ve kilisenin usulüne uygun bir şekilde karın olarak kabul ediyor musun?
"Jan Vryheid, voulez-vous prendre pour femme Patricia Kelly, ici présente..." "... selon les rites de notre Sainte Mère l'Église? "
Burada bulunanı kocalığa kabul ediyor musun?
Voulez-vous prendre cet homme pour époux?
Burada bulunanı kendine kadın kabul ediyor musun?
Voulez-vous tous prendre cette femme pour épouse?
King, ikiniz de yaşadığı sürece bu kadını eşin olarak kabul ediyor musun?
King, veux-tu prendre cette femme pour épouse aussi longtemps que vous vivrez?
Ellen, ikiniz de yaşadığı sürece bu erkeği... eşin olarak kabul ediyor musun?
Ellen, veux-tu prendre cet homme pour époux aussi longtemps que vous vivrez?
Sen, Magdelana Borst, bu adamı kocan olarak kabul ederek yaşam boyunca sadece onu sevmeyi, onurlandırmayı, ona itaat ederek, sadece ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun?
Magdelana Borst, voulez-vous prendre cet homme pour époux et jurez-vous de l'aimer, le chérir et lui rester fidèle jusqu'à ce que la mort vous sépare?
Sen, Gilbert Martin, bu kadını karın olarak kabul ederek yaşam boyunca sadece onu sevmeyi, onurlandırmayı, ona itaat ederek, sadece ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun?
Gilbert Martin, voulez-vous la prendre pour épouse et jurez-vous de l'aimer, la chérir et lui rester fidèle jusqu'à ce que la mort vous sépare?
Kabul ediyor musun?
C'est bon?
Meillyn Lewis... İşlediğin günahı kabul ediyor musun?
Meillyn Lewis, admettez-vous votre péché?
Suçlamayı kabul ediyor musun?
Vous plaidez coupable ou non coupable?
Kaçak yolculuk ve bir demir yolu çalışanına taşlı menfur saldırı... suçlamasını kabul ediyor musun?
Coupable d'avoir agressé avec l'intention de tuer l'employé de chemin de fer.
- Aldığını kabul ediyor musun?
- Vous reconnaissez l'avoir acheté?
Bu kadını karın olarak kabul ediyor musun?
Acceptez-vous de prendre cette femme pour épouse?
Bu adamı kocan olarak kabul ediyor musun?
Acceptez-vous de prendre cet homme pour époux?
- Pekala. Bu kadını sadık eşin olarak kabul ediyor musun?
Jack, prenez-vous cette femme comme légitime épouse?
Bu adamı sadık kocan olarak kabul ediyor musun?
Loxi, prenez-vous cet homme comme légitime époux?
Loxi, bu adamı kocan olarak kabul ediyor musun?
Loxi, prenez-vous cet homme comme légitime époux?
Edward Rochester... bu kadını eşliğe kabul ediyor musun?
Edward Rochester, consentez-vous à prendre cette femme pour épouse?
İncil'i öpmesini isteyeyim mi Paula, yoksa söylediklerini kabul ediyor musun?
Dois-je lui faire embrasser la Bible? Ou la crois-tu?
Sen Joan Webster, Konsolide Kimya Endüstrisi'ni kocan olarak kabul ediyor musun?
Joan Webster, acceptez - vous de prendre pour époux les Produits Chimiques Réunis?
Sen, Konsolide Kimya Endüstrisi Joan Webster'i karın olarak kabul ediyor musun?
Et vous, les Produits Chimiques Réunis, acceptez-vous de prendre pour épouse Joan Webster?
Homer, bu kadını karın olarak kabul ediyor musun?
Homer, voulez-vous prendre Wilma pour épouse?
Wilma, bu adamı kocan olarak kabul ediyor musun?
Wilma, voulez-vous prendre Homer pour époux?
Kabul ediyor musun, Buck?
D'accord, Buck?
Gerçekten kabul ediyor musun?
C'est vrai, tu acceptes?
- Hatanı kabul ediyor musun?
- Vous reconnaissez avoir mal agi.
Kabul ediyor musun?
Tu ne crois pas?
Sen, Will Kane, Amy'i şu andan itibaren ölene dek karın olarak kabul ediyor musun?
Acceptez-vous pour épouse Amy Fowler... pour le meilleur et pour le pire, jusqu'à la mort?
Sen Amy, Will'i şu andan itibaren ölene dek kocan olarak kabul ediyor musun?
Acceptez-vous pour époux, Will Kane?
- Kabul ediyor musun?
J'accepte! - C'est vrai?
"Sen, Ernest Sidney Gubbins, bu kadını karın olarak kabul ediyor musun?" Ediyorum.
Ernest Sidney Gubbins, prenez-vous cette femme pour épouse?
"Sen, Esther Blodgett, bu adamı kocan olarak kabul ediyor musun?" Ediyorum.
Esther Blodgett, prenez-vous cet homme pour époux?
Sen, Sarah Brown, Sky Masterson'ı eşin olarak kabul ediyor musun? Evet.
Sarah Brown, acceptez-vous de prendre Sky Masterson comme mari?
Ya sen Sky Masterson, Sarah Brown'u eşin olarak kabul ediyor musun?
Oui. Sky Masterson, acceptez-vous de prendre Sarah Brown comme femme?
Sen Bayan Adelaide, Nathan Detroit'i eşin olarak kabul ediyor musun?
Adélaïde, acceptez-vous de prendre Nathan Detroit comme mari?
Ya sen Nathan Detroit, Bayan Adelaide'ı eşin olarak kabul ediyor musun?
Nathan Detroit, acceptez-vous de prendre Adélaïde comme femme?
- Kabul ediyor musun? - Ediyorum. - Pek hoşuna gitmeyebilir.
On doit l'affronter et trouver ce qu'il sait.
Nahreeb, kabul ediyor musun, yoksa emir vermek zorundasın?
Nahreeb, acceptes-tu le pari ou dois-je te l'ordonner?
" David, bu kadını eşin olarak kabul ediyor musun?
David, veux-tu prendre cette femme pour épouse?
"Kutsal evlilik müessesesini Tanrı'nın buyruklarına uygun şekilde sürdürmeyi" bu kadını sevmeyi, rahat ettirmeyi, ona saygı duymayı "hastalıkta ve sağlıkta yanında olmayı ve yaşadığınız süre boyunca" başka herkesi unutup yalnızca ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun? "
Vivre avec elle selon les prescriptions de Dieu? Jures-tu de l'aimer, de la secourir, de l'honorer, de la garder dans la maladie ou la santé, de renoncer aux autres... et de la garder aussi longtemps que vous vivrez tous deux?
" Lacey, bu adamı eşin olarak kabul ediyor musun?
Lacey, veux-tu prendre cet homme pour époux?
"Kutsal evlilik müessesesini Tanrı'nın buyruklarına uygun şekilde sürdürmeyi" bu adamı sevmeyi, rahat ettirmeyi, ona saygı duymayı "hastalıkta ve sağlıkta yanında olmayı ve yaşadığınız süre boyunca" başka herkesi unutup yalnızca ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun? "
Vivre avec lui selon les prescriptions de Dieu? Jures-tu de l'aimer, de le secourir, de l'honorer, de le garder dans la maladie ou la santé, de renoncer aux autres... de le garder aussi longtemps que vous vivrez tous deux?
"Sen Jordan Benedict" burada bulunan Juana Villalobos'u "kilisemizin adetleri uyarınca, resmi eşin olarak kabul ediyor musun?"
Jordan Bénédict, veux-tu prendre Juana Villalobos pour épouse, selon les rites de Notre Sainte Mère l'Église?
"Sen Juana Villalobos" burada bulunan Jordan Benedict'i "kilisemizin adetleri uyarınca, resmi eşin olarak kabul ediyor musun?"
Juana Villalobos, veux-tu prendre Jordan Bénédict pour époux, selon les rites de Notre Sainte Mère l'Église?
4,000 i kabul ediyor musun?
Etes-vous prêt à payer 4 000?
Sen, Thomas Winters, bu kadını eşin olarak kabul ediyor musun?
Thomas Winters, acceptez-vous de prendre cette femme pour épouse?
William, Constance'ı karın olarak kabul edip, hastalıkta... sağlıkta, iyi günde, kötü günde ölüm sizi ayırana dek... sevip sayacağına yemin ediyor musun?
William, voulez-vous prendre Constance pour légitime épouse pour le meilleur et pour le pire, l'aimer, l'honorer et la chérir...
Brody'yi vurduğunu kabul ediyor musun?
- Tu as tué Brody?
Şimdi benimle gelmeyi kabul ediyor musun?
Acceptes-tu de m'accompagner, maintenant?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]